Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1839 E. 2022/1898 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1839
KARAR NO : 2022/1898

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 09/08/2022
NUMARASI : 2022/598 Esas (Derdest)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN (DAVACI:
VEKİLİ :
ALEYHİNE İHTİYATİ
TEDBİR İSTENEN
(DAVALI) :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tedbiren Limited Şirkete Kayyım Atanması
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
YAZIM TARİHİ : 07/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/08/2022 tarih ve 2022/598 esas (derdest) sayılı ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Tedbir talep eden vekili, ….Teknoloji Elektrik Elektronik Telekomünikasyon Bilgisayar Güvenlik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 17/12/2015 tarihinde halihazırda şirkette müdür olan davalı tarafından kurulduğunu, müvekkilinin toplam sermayesi 100.000,00 TL olan şirkette 31/05/2021 tarihi itibariyle 60 esas sermaye payına sahip olduğunu, davalı şirket müdürünün müvekkilinin hisse devri ile şirkete ortak olacağı zaman kendisinden 300.000,00 TL sermaye getirmesini istediğini, müvekkilinin bu miktarı ödediğini, fakat resmi belgelere şirket sözleşmesinde 100.000,00 TL belirtildiğini ve sermaye artırımı yapılmadığı için 60.000,00 TL sermaye getirdiği yönünde beyanda bulunulduğunu, belgeler ve pay adedinin buna göre düzenlendiğini, şirkete hisse devri alımı ile ortak olarak katılırken bile usule aykırı işlemler gerçekleştiren ve şirket yönetime idaresine ilişkin bilgisi olmayan müvekkilinin bu durumundan yararlanarak kendi lehine çıkar elde eden şirket müdürü davalının işbu hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, müvekkilinin mağduriyetine sebep olan, üzerine düşen özen ve bağlılık yükümlülükleri ihlal eden ve şirketi daimi olarak zarara uğratan şirket ana sözleşmesine göre 5 yılda bitecek olan müdürlük görevinin süresini usule aykırı olarak 2031 yılına kadar uzatmış bulunan davalının şirket müdürlüğünden azlinin ve ortaklıktan çıkarılması gerektiğini, belirterek davalının şirketten tedbiren uzaklaştırılmasına ve yerine yönetim kayyımı atanmasına, mahkeme aksi kanaate ise tedbiren yetkilerinin sınırlandırılmasına ve denetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, azil ve ortaklıktan çıkarılma konusunda haklı sebebin varlığının tespiti noktasında tahkikat yapılması gerektiği, şirketin yönetim organından yoksun kalmasının söz konusu olmadığı, şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektir bir durum bulunmadığı, davalının ortaklıktan çıkarılması koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği, dosyada mevcut deliller itibariyle şirkete tedbiren denetim kayyımı atanması talebinin yaklaşık olarak ispat edilemediği, ihtiyati tedbir talebinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.

İhtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili, davalının limited şirket müdürlerinin yükümlülüklerinden olan özen, bağlılık, rekabet etmeme, sır saklama, sadakat, ortaklıkla işlem yapmama yükümlülüklerine aykırı davrandığını, davalının yargılama süresince görevine devam etmesinin müvekkilinin menfaat ve haklarının telafisi imkansız şekilde zarar görmesine neden olacağını, işbu sebeple dava süresince tedbiren davalının yönetim görevinin sınırlandırılması ve dava konusu şirkete mahkemenin takdirine göre öncelikle yönetim kayyımı aksi kanaat hasılsa denetim kayyımı atanması gerekmekteyken yerel mahkemenin genel bir gerekçe ile tedbir ve kayyım atanması taleplerini reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak talepleri yönünde karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

Talep hukuksal niteliği itibariyle, TTK’nın 630/II ve 640. maddeleri kapsamında açılan limited şirket müdürünün azli ve ortaklıktan çıkartılması istemli davada tedbiren müdürün görevden alınarak yerine kayyım atanması istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda, henüz davanın başlangıcı aşamasında bulunulduğu, özellikle haklı sebebin varlığının tesbiti noktasında tahkikat yapılması gerektiği; şirketin yönetim organından yoksun kalmasının söz konusu olmadığı, şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektir bir durum bulunmadığı, ileri sürülen vakıaların şu aşamada tek yanlı olarak davacının soyut beyanlarından ibaret kaldığı, dava dilekçesi ekindeki belgelerin de şu aşamada yaklaşık ispat şartını karşılamadığı, haklı nedenle müdürlükten azil şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği; şirket müdürünün şirketten uzaklaştırılması ya da yetkilerinin kısıtlanması ya da denetim kayyımı atanması talebi yönünden de dosyada mevcut delillerin davanın esası hakkında henüz yaklaşık ispat düzeyinde olmadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir talebinin koşullarının bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ara karara yönelik ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar harcı peşin alınmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İşbu kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan tetkikat neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verilmiştir. 07/12/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”