Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1797 E. 2022/1786 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1797
KARAR NO : 2022/1786
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE :..
ÜYE : ..
KATİP : ..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/08/2022
NUMARASI : 2022/205 Esas(D.İŞ), 2022/202 Karar
İHTİYATİ HACİZ
İSTEYEN : 1-..
2-..
VEKİLİ : Av. ..
İTİRAZ EDEN : ….
..
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/09/2022 tarih ve 2022/205 Esas(D.İŞ), 2022/202 Karar sayılı ek kararının istinaf incelemesinin aleyhine ihtiyati haciz talep edilen .. vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

İhtiyati haciz talep eden vekili ; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama neticesinde 2021 / 48 esas ve 2022 / 526 karar sayılı 04/07/2022 karar tarihli ilamı ile davanın kabulüne, 90.634,00TL’nin, 40.000,00TL’sinin 25.01.2021 dava tarihinden, 50.634,09 TL’nin ise ıslah tarihi olan 24.03.2022 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiliyle, davacı vekiline 12.560,00 TL vekalet ücreti ve davacılar tarafından yapılan yargılama giderleri 1.128,40 TL ile 1.547,82 TL harç giderinin davalıdan tahsiline karar verildiğini, davalı borçlunun 05.08.2022 tarihine kadar işlemiş faizleriyle birlikte toplam 118.904,86TL olarak borçlu bulunduğunu, davalı borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi anılan borç hiç bir suretle teminat altına da alınmadığını, alacak bir ilama dayandığından dolayı İİK 259/2 fıkrası gereği mahkemece teminat istenmeksizin alacaklarının 118.904,86 TL karşılığında borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlu üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dosyaya sunulan belgelerden ve Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/07/2022 tarih 2022/526 K. sayılı ve 2021/48 E. sayılı ilamı ile dosya kapsamında aleyhine ihtiyati haciz istenen borçlunun, ihtiyati haciz isteyene Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılan yargılama neticesinde 2021 / 48 esas ve 2022 / 526 karar sayılı 04/07/2022 karar tarihli ilamında, 90.634,00TL, 40.000,00TL ile 25.01.2021 dava tarihinden, ıslah tarihi olan 24.03.2022 tarihinden itibaren 50.634,09 TL ile birlikte işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, ayrıca ilamın ilgili aşamalardaki hüküm fıkralarında davacı vekiline 12.560,00 TL vekalet ücreti ve davacılar tarafından yapılan yargılama giderleri olan 1.128,40 TL ile 1.547,82 TL harç gideri olmak üzere toplam 118.904,86TL olarak borçlu olduğu, ihtiyati haciz talep eden alacaklının yaklaşık ispat hususunda gösterdiği tüm deliller ihtiyati haciz talebi için mevcut ve yeterli olduğu kanaatiyle ve davacının muhtemel haklarının korunması amacıyla ve talep konusunun İİK’nun 259/2 maddesi uyarınca ilama dayalı alacağa ilişkin olduğundan teminatsız olarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş olduğu görülmüştür.

İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili; ihtiyati haciz kararı, kamu kurumu olan idare yönünden telafisi güç zarar doğuracak nitelikte olduğunu, kanuna ve usule aykırı olduğunu, müvekkil idare yönünden hiçbir surette ihtiyati haciz kararı alınması mümkün olmadığını, TCDD tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü olduğunu, müvekkil idarenin bir kamu tüzel kişisi olması, kamu hizmeti görmesi ve bu hizmetin sekteye uğraması halinde mali, idari ve cezai sorumluluğu olanlar yönünde gerekli işlemlerin yapılması hakkımız saklı kalmak üzere eldeki dosyada % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, alacaklının müvekkil idareye verdiği zararı tazminle de mesul olduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.

Mahkemece; tüm bu açıklamalar ışığında; 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de, borçlu – ………. taşınır, taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının haczini engelleyen açık bir yasal düzenleme bulunmadığı, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa hükümlerine de tabi olmadığı görülmekle ………. üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczinin mümkün olduğunun kabulü gerektiği, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. Maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nin 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA” karar verilmiş olduğu,, davalı idarenin taşınır, taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının haczini engelleyen açık bir yasal düzenleme olmadığı açıkça belirtildiği, borçlu idare vekili 18/08/2022 tarihli itiraz dilekçesi ile ayrıca mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, ilama dayalı alacaklar için Türkiye’nin her yerindeki mahkemelerden ihtiyati haciz istenebileceği, bu anlamda kesin yetki kuralı bulunmadığı, ayrıca İİK madde 34’te; ilamların icrasının her icra dairesinden talep olunabileceği de düzenlenmiş bulunduğu, bu açıklamalar neticesinde davalı idare vekilinin yetki itirazının reddi gerektiği, borçlu idare vekili itiraz dilekçesinde alacaklı tarafın kötüniyetli olduğu ve bu anlamda icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edildiği, İİK’nun 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itirazın koşulları açıkça hükme bağlandığı, anılan maddede borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebileceği düzenlendiği, bu itiraz sebepleri sınırlı olup, şekli nitelik olduğu, davalı idare vekilinin İİK madde 265 dışında kalan itirazlarının mahkemece verilen ihtiyati haciz itiraz şartları bakımından yapılan değerlendirmede yer bulamayacağı, mahkemenin sadece ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı bakımından ve İİK 265. Madde kapsamında inceleme yapacağı anlaşıldığı, bu anlamda yapılan itirazların da reddine karar vermek gerektiği, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ……….. taşınır, taşınmaz malları ile hak ve alacakları icra-i hacze elverişli olduğundan ve mahkemenin bu anlamda ihtiyati haciz kararı vermesinde yetkisi bulunduğu gerekçesiyle ihtiyati hacze itiraz edenin talebinin reddine karar verilmiştir.

İhtiyati Hacze İtiraz Eden Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haciz talep eden ………. ve ………. tarafından Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/48 E. sayılı dosyasına kayden müvekkil idare aleyhinde açılan davada 04.07.2022 tarih 2022/526 K. sayılı ilam ile davanın kabulüne karar verildiğini, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021 / 48 esas ve 2022 / 526 karar sayılı 04/07/2022 karar tarihli ilamı, ihtiyati haciz talep eden tarafından ……… İcra Dairesi’nin ………sayılı dosyasına kayden icraya konulduğunu, 02.08.2022 tarihinde İİK 36/1 gereği ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. D. İŞ sayılı dosyasına kayden “icranin geri bırakılması” talepli dava açıldığını, Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/205 D.İŞ sayılı dosyasına sundukları itirazlarında müvekkil idarenin mallarının haczedilemeyeceğine ilişkin bir iddiaları bulunmadığını, her ne kadar yerel mahkemece üzerinde durulan husus bu olmuş olsa da dosyaya sunulan 17.08.2022, 18.08.2022 ve 09.09.2022 tarihli dilekçelerinde müvekkil idarenin “DEVLET” kapsamında olduğu; İİK 257. maddedeki şartların oluşmadığı; talep edenin hukuki yararı olmadığı; kötü niyetli olduğu; ihityati haczin aşkın haciz haline geldiği… hususların belirtildiğini, ancak bu iddialarının dikkate alınmadığını, ihtiyati haciz talep eden tarafından icraya konulan ilam hakkında sonraki tarihli talep ile ayrıca ihtiyati haciz kararı alınmasında hukuki yarar olmadığı açık olduğunu, alacaklı tarafın ilamı icraya konu ettiğini, taraflarınca İİK 36/2 kapsamında devlet sayılan müvekkil idare yönünden teminat aranmaksızın mehil vesikası düzenlendiğini ve 22.08.2022 tarihinde icrayı geri bırakma kararı alındığını, emsal yargı kararlarında teminat yatırılmasından bahsedilmişse de müvekkil idare İcra Dairesince İİK/36/2 gereği devlet kapsamında görülerek teminatsız mehil vesikası düzenlenmesine karar verildiğinig, bu husus da ayrıca alacaklı tarafından şikayet davasına konu edildiğini, dolayısıyla taşkın haciz söz konusu olduğunu, mehil vesikası alınan dosya kapsamında ihtiyati haciz kararı uygulaması, kanunu dolanmak anlamına geldiğini, bu şekilde işlem yapılacak olursa mehil vesikası almanın hükümleri dolaylı olarak ortadan kalkacağını, oysa taraflarınca müvekkil idare haciz tehdidi altında bırakılmak istenmeden gerekli usuli işlemler tamamlandığını ve mehil vesikası alındığını, bu anlamda alacaklı tarafın kötü niyetli olduğunu, hukuki yarara da sahip olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Talep, ilama dayalı ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddi kararının istinafına ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen TCDD vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 02.11.2021 tarih, 2021/5549 -9594 E.K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere, taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.). Mahkûmiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde). Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK. 41/2 ), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK28/1) kesinleşmeden takibe konu edilemezler.

Yukarıda açıklanan gerekçelerde yer verildiği üzere, davaya konu sözleşmenin feshi nedeniyle hükmedilen menfi zarara ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konulmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından mahkemece ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Açıklanan bu gerekçelerle HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, itiraz eden TCDD vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen ….. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen … tarafından yatırılması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen …….. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022

…..
Başkan

(e-imzalıdır)
..
Üye
….
(e-imzalıdır)
…..
Üye
……
(e-imzalıdır)
…..
Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”