Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1792 E. 2022/1806 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1792
KARAR NO : 2022/1806

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE :..
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : 2020/176 Esas, 2020/4 Karar
DAVACI :..
VEKİLİ : Av…
DAVALILAR : 1-..
2-..
3-..
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 4 -..
VEKİLLERİ : Av…
Av. ..
DAVALI : 5 -…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
YAZIM TARİHİ : 25/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/09/2020 tarih ve 2020/176 Esas, 2020/4 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili ; Davacı kurumun 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, bina ve eklentilerinin güvenliğinin sağlanması ihale yöntemiyle özel güvenlik şirketlerinden satın alındığını, özel güvenlik hizmetinde, ihale edilen her bir yüklenici firma ihale konusu hizmeti yürütmek üzere çalıştıracağı işçileri kendileri belirlemekte olduğunu ve söz konusu firmalarla yapılan sözleşmeler gereği işe alma ve işten çıkarma yetkileri ile bundan doğacak sorumluluğun bu firmalara ait bulunduğunu, dava dışı ………..’un özel güvenlik işçisi olduğunu, davacı kurumun özel güvenlik işlerini üstelenen davalı şirketlerin bünyesinde ….-… ..- .. ile ..- .. ile tarihleri arasında çalışmakta iken …… tarihinde çalışmış olduğu işyerinin tasfiye edilmesinden dolayı yüklenici firmaya iadesinin yapıldığını, bunun üzerine ……..’un çalışmış olduğu 6 yıl 2 ay 10 günlük hizmetinin karşılığı olarak 14.299,00 TL kıdem tazminatı kendisine davacı kurum tarafından ödendiğini, dava dışı …’a ödenen tazminatın davalı şirketler tarafından davacı kuruma ödenmesini gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı kurum tarafından …….’a ödenen 14.190,47 TL ile 108,53 TL damga vergisi olmak üzere brüt toplam 14.299,00 TL kıdem tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerin ilgili dönemlere ilişkin sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; tüm açıklamalar ve göreve ilişkin usul hükümleri birlikte değerlendirildiği gerekçesiyle mahkemenin uyuşmazlık hakkında görevsiz olduğu anlaşıldığı, davanın görev yönünden usulden reddine, Mahkemenin görevsizliğine, Mahkemenin görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkemeye başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde 6100 Sayılı HMK’nun 20. Maddesi gereğince dosyanın görevli “ŞANLIURFA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE” GÖNDERİLMESİNE, karar verilmiştir.

Davacı ………..vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olduğunu, tarafların tacir olduğu/sayıldığı, davaya konu alacağın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olduğunu, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nin 4/1. madde hükmü uyarınca davanın nispi ticari dava olduğunu, bu sebeple taraflar arasındaki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekirken sayın mahkemece davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermesi açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07.07.2020 gün ve 701 sayılı kararı ile Şanlıurfa ilinde asliye ticaret mahkemeleri kurularak 01.09.2020 tarihinde faaliyete geçirilmesine karar verilmiş, mahkemece 18/12/2018 tarihinde açılan eldeki dava dosyası ticari dava olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.

HMK’nun 1(1)’inci maddesi “mahkemelerin görevi ancak kanun ile düzenlenir” hükmünü haizdir. Dava açılmasının maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Davanın açılmasının en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık belirli hale gelmesidir. Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. Ancak kanun değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan görevli mahkemeye gönderemezler; bunlara bakıp sonuçlandırmak zorundadırlar.

Ancak HSK’nın dayanak kararı 01.09.2020 tarihinden itibaren uygulanmak üzere verilmiş olup, ancak 01.09.2020 tarihinden sonra açılacak davalara ilişkin olmak üzere uygulanacaktır. Geçiş hükmü niteliğinde kanuni bir düzenleme olmaksızın, yargı çevresi belirlemeye ilişkin karar dayanak gösterilerek dava dosyasının asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi kararı doğru olmadığından, Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı yerindedir.

Yargıtay 11’HD nin 2022/509 esas 2410 karar sayılı, 25.03.2022 tarihli, 5.HD’nin 2022/1073 Esas – 2686 Karar sayılı 21.02.2022 tarihli içtihad aykırılığının giderilmesine ilişkin bağlayıcı kararları ile “davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin, derdest dava dosyalarını yeni kurulan veya yetki çevresi genişletilen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı vererek göndermeden yargılamasını yapması gerektiğine, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” kesin olarak karar verilmiştir.

Bu durumda mahkemenin yukarıda yazılı nedenlerle görevsizlik kararı vermesi gerekirken, Mahkemece, yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı vermesi doğru olmamıştır.

Dairemizce, HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun mahkemenin gerekçesine yönelik olarak kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, Dairemiz gerekçesinde yer alan nedenlerle yeniden görevsizlik yönünde hüküm tesisine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi izah edildiği üzere;
A)1-Davac vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/09/2020 tarih ve 2020/176 Esas, 2020/4 Karar sayılı kararının, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin görevsizlik nedeniyle KALDIRILMASINA,
3-İsteği halinde peşin olarak ödenen istinaf karar ve ilam harcının davacıya İADESİNE,
B)6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığından davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi kapsamında talepte bulunulması şartıyla kayıtların kapatılarak, dosyanın görevli Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere gerekli işlemlerin tamamlanması için yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafca yapılan istinaf yargılama giderlerinin görevli mahkemece verilecek esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-c bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25/11/2022


Başkan
….
(e-imzalıdır)

Üye


Üye

(e-imzalıdır)

Katip
…..
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”