Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/177 E. 2023/541 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/177 – 2023/541
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/177
KARAR NO : 2023/541

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : ……
ÜYE : ……..
ÜYE : ……..
KATİP : ……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2021
NUMARASI : 2021/419 Esas, 2021/853 Karar
DAVACI : ………..
VEKİLLERİ : Av. ……….
DAVALI : ………..
VEKİLLERİ : Av. …….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
YAZIM TARİHİ : 31/05/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/11/2021 tarih ve 2021/419 Esas, 2021/853 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari alım satım olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davalıya ödeme dekontlarından dolayı toplamda ……. TL olmak üzere mal bedeli havale ettiğini, davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile ………. İcra Müdürlüğünün ………. Esas saylı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, bu nedenle takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle takibin devamına, kötü niyetli itirazın iptaline, davalı aleyhine % 20 oranı üzerinden hesaplanacak olan icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …….. tarihli sipariş emrinde ……..Daireleri ve mahkemelerinin yetkili kılınması nedeniyle davada yetkili mahkemenin İskenderun olduğunu, bu nedenle mahkemece yetkisizlik kararı verilmesini, ayrıca müvekkilinin davacı tarafa böyle bir borcunun bulunmadığı iddiasıyla açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; yasal süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulduğu, yine dosya arasında bulunan belgelerden …… tarihli sipariş emrinde anlaşmazlık halinde …… Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetikli olduğunu bildirir yetki sözleşmesi imzalandığı, tarafların tacir olduğu ve yetkili mahkemeyi aralarındaki sözleşme uyarınca belirleyebilecekleri her ne kadar sipariş emri altında davalı tarafa ait imza yer almasa da davalı tarafın yetki itirazında bulunarak yetki sözleşmesini kabul ettiği gerekçesiyle davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 28/04/2021 tarih, 2021/438 Esas-2021/795 Karar sayılı ilamıyla, “…Davacı, davalıdan satın alacakları inşaat demiri için mal bedelinin havale edildiği ancak malların gönderilmediği iddiasıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibinde bulunmuş, davalı inşaat demirinin teslim edildiğini, borçlarının bulunmadığını, ayrıca taraflar arasında düzenlenen sipariş emrinde İskenderun mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili kılındığını belirterek takibe itiraz etmiştir. Mahkemece, ……. tarihli sipariş emrinde anlaşmazlık halinde ……. Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, her ne kadar davacı tarafça sipariş emrindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı belirtilmiş ise de, davalı tarafın ibraz etmiş olduğu sipariş emrinin gönderildiği faks numarasının dava dışı …… Nak. İnş. Gıda San ve Tic. Ltd. Şti’e ait olduğu, davacı ……. San. Tic Ltd. Şti tarafından aynı faks numarasının ticaret siciline bildirildiği ayrıca davacı şirketin kurucusu ve tek ortağı olan …….. dava dışı ……. İnş. Gıda San ve Tic. Ltd. Şti’nin ortakları arasında yer aldığı, bu sebeple davacı şirketin sipariş emri altındaki imza inkarının Medeni Kanun’un 2. maddesindeki dürüştlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik ve gönderme kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları” başlıklı 18/2. maddesinde “Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.” hükmü düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesinin yazılı olarak yapılması geçerlilik şartı olduğu halde, somut olayda, davacı tarafından imzası inkar edilen, davalının imzasını taşımayan, ıslak imzalı aslı sunulmayan sipariş emri geçerli yazılı yetki sözleşmesi olarak kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Davalı tarafından akdi ilişki kabul edilmiştir. Buna göre, TBK’nın 89. Maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemeleri takipte ve davada yetkili olup , mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanıp hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine…” karar verilmiştir.
Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde, ……… tarihli karar ile, “…Somut olayda davacının ticari defterleri incelendiğinde kendi kabulünde olan ……… TL’lik kısmın dahi ticari defterlerinde işlenmediği görülmüştür. Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde ise davalının kendi kayıtlarına göre davacıya …….. TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Bu miktara icra takibinden itibaren işletilen faiz işletilerek davacının davasını bu yönü ile ispat ettiği kanaati oluşmuştur. Neticeten; Yapılan yargılama toplanan deliller ve alınan denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda, mail adresinin davacı tarafından kullanıldığı kanaati ile, Davalının …….. İcra Dairesinin …….. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının Kısmen İptali İle; Takibin ……. TL asıl alacak, ……. TL asıl alacağı işletilen faiz olmak üzere toplam …….. TL bedel üzerinden devamına, Hükmedilen asıl alacak miktarı üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Reddedilen alacak miktarı üzerinden hesap edilecek %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine…” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görülen davanın itirazın iptali davası olup, yazılı yargılama ve yazılı ispatın geçerli olduğunu, HMK 199 belge maddesine atıf yapılarak kendilerine ait olmayan mail adresindeki yazışmaların geçeli kabul edilemeyeceğini, ayrıca, yine HMK 192 maddesinde “Kanunun belirli bir delille ispat zorunluluğunu öngörmediği hallerde, Kanunda düzenlenmemiş olan diğer delillere de başvurulabilir.” hükmünden hareketle, olmayan ikrara dayanak gerekçe kurulmasının da tamamen hukuk dışı olup kabul edilemeyeceğini, davanın satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğunu, herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğunu, davalının satıma konu malı müvekkile teslim etmediğini, parayı aldığını kabul etmesine rağmen, kendi edimini yani teslim edimini, usulüne uygun yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, gerekçede kurulan HMK 192 maddenin aksine, bu davanın da kanun satış sözleşmesi olduğu için belirli bir delille yani yazılı delille ispat zorunluluğu getirdiğini, TBK’nun 207. maddesinde düzenlenen satım sözleşmesi gereğince satıcının yani davalının malın teslimini kanıtlaması gerektiğini, 6102 sayılı TTK’nun 23-1 a maddesi müvekkiline teslim edilmeyen ve bu konuda sebepsiz zenginleşen davalı satıcının teslim etmediği bedeli iade etmesinin kanuni zorunluluk olduğunu, davalının bedelini tahsil ettiği malları davacının talimatı ile üçüncü kişiye teslim ettiğini iddia ettiğine göre, hem talimatın varlığını hem de malların teslim edildiğini ispatlaması gerektiğini, ……… tarihli sipariş emrindeki imzanın müvekkil şirket ve yetkililerine ait olmadığını, müvekkilinin yetkilileri tarafından böyle bir belgeye imza atılmadığını, kaldı ki bu sipariş emrinin imzalanarak gönderildiği ………[email protected] e-mail adresinin de müvekkili şirketle hiçbir ilgisi olmadığını, müvekkili şirketin resmi ve tescilli e-mail adresinin …@……com.tr olduğunu, her şeyden önce davalının da yazılı beyanı ile bizzat siparişin telefonla alındığını kendi yazılı beyanı ile ikrar ettiğini, yani bahse konu sipariş emrinde müvekkilinin imzası bulunmadığı siparişin faksla alınmadığının davalının da kabülünde olduğundan, kararın tamamen gerçek dışı ve hukuki yanılgı ile kurulduğunu düşündüklerini, yine mahkemenin gerek faks numarasından veya teslim aldıklarını kabul ettikleri .ç………. plaka sayılı …….. TL bedelli bir kısım malın teslimini dahi, ikrar ve MK 2’ye aykırı bulmasını da şaşkınlıkla karşıladıklarını belirterek, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, borca ilişkin itirazın kaldırılarak takibin devamına, davalı kötü niyetle borca itiraz etmiş olduğundan dolayı davalı aleyhine % 20 oran üzerinden hesaplanacak olan icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinin belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, havale dekontlarına dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafından, toplam bedeli …… TL olan havale dekontlarına istinaden davacı hakkında ilamsız icra takibine başlanmıştır.
Havalenin avans olarak gönderildiği davalı tarafın kabulündedir. Ancak davalı taraf, havale karşılığı mal tesliminin gerçekleştiğini savunmaktadır.
Mahkemece bilirkişi raporuna istinaden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, hükümde kabul ve red gerekçesinin açıklanmamış olması HMK’nın 297. Maddesine aykırıdır.
Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karinenin mevcut olduğu, bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, havaleci durumundaki davacı şirketin, değinilen yasal karine karşısında, davalıya yaptığı dava konusu havalenin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu ispat yükü altında olduğu kuşkusuzdur.( Bkz. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 07/07/2020 tarih, 2019/25 Esas, 2020/1345 Karar sayılı kararı)
Ancak somut olayda davalı, havalenin sipariş avansı olarak yapıldığını, karşığında mal teslim edildiğini savunarak ispat yükünü ters çevirmiştir. Bu durumda davacı tarafça yapılan havale karşılığında mal tesliminin gerçekleştiğini davalının ispat etmesi icap eder.
Davalı tarafça düzenlenen toplam tutarı ……… TL olan iki adet fatura davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, davacının davalıya gönderdiği ……….. tarihli ihtarname ile iade edilmiştir. Davacı aynı ihtarnamede fatura konusu mallardan yalnız …… TL’lik kısmın teslim edildiğini belirterek, havale ettikleri ……. TL’nin …… TL’lik kısmının iadesini talep etmiştir.
Davalı taraf, davacı ile dava konusu ticaretin davacıya ait “………[email protected]” adresinden gönderilen mail yazışmaları ile gerçekleştiğini, mailler ile davacı tarafın kendilerine bildirdiği araç plakalarına ürünlerin teslim edildiğini savunarak sevk irsaliyelerine dayanmıştır. Davacı, mail adresinin kendilerine ait olmadığını, plaka bildirilmediğini ve teslim gerçekleştirilmediğini iddia ettiğine göre, mahkemece “……[email protected]” adresinin davacıya ait olup olmadığı, davalının bildirdiği araç plakalarının davacı tarafından davalı tarafa iletilip iletilmediği, bu plakalı araçlara teslim yapılıp yapılmadığı, davacının kabulünde olan ………TL’lik mal tesliminin gerçekleştirildiği ……… plakalı aracın aynı mail yazışmalarında yer alıp almadığı ve kime ait olduğu, davalının dayandığı sevk irsaliyelerinde kimlerin imzasının bulunduğu, bu şahısların davalı adına mal kabulüne yetkili olup olmadığı yönünde gerekli yazışmalar yapılıp, bilirkişiden denetime elverişli rapor alındıktan sonra, ispat yükünün davalıda olduğu ve cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı gözetilerek gerekli görüldüğü takdirde davalı tarafa yemin hakkı hatırlatıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan dava konusu olay nedeniyle davalı tarafın şikayeti üzerine İbrahim Halil Kutlu hakkında dolandırıcılık, suç eşyasının satın alınması, kabul edilmesi, bulundurulması ve hırsızlık suçlarından ……… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …….. Esas sayılı dosyasında soruşturma yürütüldüğü de anlaşılmaktadır. Ceza ve Hukuk Mahkemeleri kararları arasındaki ilişkiyi düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 74. (818 sayılı BK 53) maddesi hükmü hukuk hakimini, ceza mahkemesinin kesinleşen kararı karşısında maddi hukuk bakımından kural olarak bağımsız kılmaktadır. Ancak hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Her mahkumiyet kararı o eylemin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Ceza hakiminin saptadığı maddi olaylar ve özellikle fiilin hukuka aykırılığı ve davacı tarafından işlenmiş olup olmadığı hukuk hakimini bağlar. Bu itibarla mahkemece, ilgili soruşturma dosyasının akıbeti araştırılarak, eldeki dosyaya etkisi bulunup bulunmadığının, dosyanın bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediğin değerlendirilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır.
İlk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2021 tarih ve 2021/419 Esas, 2021/853 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın istek halinde yatırana İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……..
Başkan V.
………
e-imzalıdır.
……..
Üye
………
e-imzalıdır.
……..
Üye
…….
e-imzalıdır.
……..
Katip
…….
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”