Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1730 E. 2022/1697 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1730 – 2022/1697
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1730
KARAR NO : 2022/1697

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …………
ÜYE : …………..
ÜYE : …………
KATİP :………..

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2022
NUMARASI : 2022/744 (Derdest)
İHTİYATİ HACİZ
İSTEYEN DAVACI : ……..
VEKİLİ : Av…….
…….. UETS
ALEYHİNE İHTİYATİ HACİZ
İSTENİLEN DAVALI : ……….
VEKİLİ : Av. …..
…. UETS
TALEBİN KONUSU : Alacak davasında ihtiyati haciz talebi
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
YAZIM TARİHİ : 09/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince 2022/744 esas sayılı derdest dosyadan verilen 07/10/2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında …. tarihinde….-kg … fıstığının teslimi karşılığında ….-TL bedel karşılığında alım-satım sözleşmesi keşide edilmiş olduğunu, müvekkilinin sözleşme edimini yerine getirerek parçalar halinde davalıya ….-TL bedeli ödemiş olmasına rağmen davalının sözleşme edimini yerine kusurlu olarak getirmeyerek taahhüt etmiş olduğunu …. fıstığını müvekkiline ulaştırmadığını ve ayrıca müvekkilince ödenen ücretlerin eksiksiz olarak iade edilmemiş olduğunu ve halen müvekkilinin davalıya göndermiş olduğu bedelden….-TL alacağının kalmış olduğunu, vaat edilen ürünün teslimini ve peşinen ödemiş olduğu bellerin iadesini alamamış olmasının müvekkilini yıpratmış olduğunu, bu sebeple müvekkilinin borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini talep edebileceğini belirterek; öncelikle davalı şirketin üzerine kayıtlı taşınır, taşınmaz ve tüm banka kayıtlarını üçüncü kişilere devrederek mal kaçırma edasıyla hareket etmesini önlemek amacıyla ihtiyati haciz konulmasını, davalının müvekkiline hali hazırda iade etmemiş olduğu …-TL son ücret tutarının ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, ayrıca sözleşmenin borçlu tarafından kusuru ile ifa edilmemesinden kaynaklı olan müvekkilinin müspet zararlara ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla …-TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını, talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, “… davacı tarafça …. tarihli fatura, davalıya yapılan ödemelere ilişkin dekontlar ile banka hesap hareketleri dayanak gösterilerek, davalıya avans olarak yapılan ödeme karşılığında malın teslim edilmediği belirtilerek, davalı tarafından eksik iade edilen bedel miktarınca ihtiyati haciz talep edilmiş ise de, davacı tarafça sunulan dekontların incelenmesinde her bir dekontun açıklama kısmında ” tarih ” şeklinde belirtilmiş olduğu, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen fatura üzerinde yazılı tarihin ise ….olduğu görülmekle, bu durumda taraflar arasında sunulu …fatura haricinde herhangi bir ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, bu nedenle muaccel alacaktan bahsedilemeyeceğinden, İİK.nun 257.maddesinde aranan ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından yalnızca …. faturaya dayalı olarak ticari bir ilişkinin mevcut olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı dolayısıyla muaccel bir alacaktan bahsedilemeyeceği gerekçeleri ile ihtiyati hacze ilişkin taleplerinin reddedildiğini, oysa …. faturalar haricinde birçok başka delilin dosya içeriğine dahil edildiğini, müvekkilinin “…” açıklaması ile yapmış olduğu ödemelerin, mevcut kontrat suretleri, çek suretleri, müvekkile yapılan iade ödemelerin tamamının açıkça taraflar arasında mevcut bir ticari ilişki bulunduğunu kanıtladığını, alacaklının mevcut para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almasını sağlayan, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması işlemi ihtiyati haciz işlemi olmakla ihtiyati haciz kararının verilmesi için alacağın yaklaşık olarak ispat edilmiş olmasının yeterli olduğunu, gerek müvekkili gerekse de davalı şirketin ticari iş yürütmekle birlikte TTK’da tanımlanan tacir sıfatını haiz olduklarını, bu kapsamda, kanun gereği ticari defter tutmakla yükümlü olduklarını, yerel mahkeme tarafından tarafların ticari defterleri incelendiğinde tüm hususların işlenmiş olduğunun görülebileceğini, dava dilekçesinin hukuki delillere ilişkin kısmında ticari defterlere de dayanmış olmalarına rağmen, yerel mahkemece tarafların ticari defterlerine ilişkin herhangi bir araştırma ya da inceleme yapılmaksızın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/ 27464 E. 2019 / 4964 K. 16.04.2019 tarihli kararının da bu doğrultuda olduğunu, yerel mahkemece defalarca talep etmiş olmalarına rağmen ticari defter kayıtları incelenmeden, herhangi bir bilirkişi raporu alınmadan ve dosyaya sunmuş oldukları delillerin tamamı değerlendirilmeksizin müvekkil ile karşı taraf arasındaki ticari ilişkiyi yaklaşık olarak kanıtlamış oldukları hususu gözetilmeden ihtiyati haciz taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik 07.10.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına, taleplerinin kabulüne karar verilerek, davalı şirketin taşınır taşınmaz ve banka hesaplarına üçüncü kişilere mal kaçırma edasıyla hareket etmesini önlemek maksadıyla dava değeri itibariyle ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır.
İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır.
Anılan Kanunun 257.maddesine göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklinde yasal düzenleme yer almaktadır.
İhtiyati haciz kararına karşı itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin, “dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı” itiraz edebilir.
Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflas Kanunu’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası kapsamında ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır. (Y19HD., 29.01.2009 tarih, 2008/11835 Esas, 2009/516 Karar, DEYNEKLİ Adnan / SALDIRIM Mustafa, Öğretide ve Uygulamada İhtiyati Haciz, 3. B., Ankara 2011, s. 101, dn. 128).
İhtiyati haciz isteminin kabulü için; alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması gerektiği dikkate alındığında bu aşamada ihtiyati haciz talep eden vekilinin talep dilekçesine eklemiş olduğu delillerin bu koşulu sağlamadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ihtiyati haciz talep edenin sunduğu belgelerin yaklaşık ispat çerçevesinde yeterli olmamasına, satış bedelinin iade edilmeyen kısmının ve müspet zarar olgusunun yargılamayı gerektirmesine, İİK’nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmemiş bulunmasına göre, ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-İhtiyati haciz talep eden (davacı) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…………..
Başkan
…………..
e-imzalıdır.
…………
Üye
……….
e-imzalıdır.
………..
Üye
……………
e-imzalıdır.
……….
Katip
…………
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”