Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1594 E. 2022/1532 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1594
KARAR NO : 2022/1532

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE :..
KATİP :..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/25 Esas (Derdest)
DAVACILAR : 1..
2..
3- …
.
VEKİLİ : Av. .
34-.
.
DAVALI : ..
VEKİLLERİ : Av…
Av…
.
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti, Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/10/2022
YAZIM TARİHİ : 17/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/07/2022 tarih ve 2019/25 Esas (Derdest) sayılı ara kararının istinaf incelemesinin bir kısım davacılar vekilleri tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Bir kısım davacılar vekili Av…… ihtiyati tedbir talep dilekçesinde özetle; Dava konusu üyeliklerin 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararları verildiğini, ancak kooperatif yönetiminin mahkemeye yazdığı cevaplarda üyelikleri kabul etmediklerinden ihtiyati tedbir kararlarını uygulamadığını, resmi olarak mahkemeye cevaben bildirdiğini, davalı kooperatifin mülkiyetinde bulunan taşınmazları mevcut kabul ettiği üyelik sayısına göre müteahhide vermek üzere 29.05.2022 tarihinde genel kurul topladığını ve bu yönde genel kuruldan yetki aldığını, bu genel kurula mahkemede davaları devam eden hiçbir davacının çağrılmadığını ve hazirun cetvelinde yer verilmediğini, taşınmazların mevcut üyelere göre dağıtılması durumunda davanın sonunda verilebilecek muhtemel kabul kararının uygulanmasının imkansız hale geleceğini, bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararı verilerek kooperatif taşınmazlarının kat karşılığı veya başka yollarla bu davanın davacılarını dışarıda bırakacak şekilde ihaleye verilmesinin önlenmesini, mahkeme aksi kanaatte ise kooperatif taşınmazlarının tapu kaydı üzerine üyelik davaları bulunduğunun şerh edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemenin 16/06/2022 tarihli duruşmasında bir kısım davacılar vekilleri Av…. davada sıfatı bulunan hiç kimsenin genel kurula davet edilmediğini, mahkemece verilen tedbir kararlarının yok sayılarak müteahhit ile anlaşmak üzere yetki alındığını, kooperatif yönetiminin mahkemece verilen üyeliklerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesine yönelik tedbiri tanımadığını açıkça bildirdiğini, bu yetkinin yürütülmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise Medeni Kanun 1009 ve devamı maddelerince tapuya davalıdır şerhi düşülmesini talep etmişlerdir.

Mahkemece; davanın hukuki niteliğinin kooperatif üyeliğinin tespiti ve tescili istemine yönelik olduğu, uyuşmazlık konusu olan kooperatif üyeliğinin tedbiren üçüncü kişilere devrine ilişkin tedbir kararı verildiği, kooperatife ait taşınmazların kat karşılığı veya başka yollarla işbu davanın davacılarını dışarıda bırakacak şekilde ihaleye verilmesinin tedbiren önlenmesine yönelik talebin ise uyuşmazlık konusu olmadığı, bu bağlamda HMK m. 389 uyarınca talebin reddine karar vermek gerektiği, tapu kaydına davalıdır şerhi konulması istemi yönünden ise, bu şerhin TMK’nın 1010. maddesinde düzenlendiği, buna göre davalıdır şerhi verilmesinin ancak taşınmazın aynını ilgilendiren davalarda uygulanabileceği, dava konusunun ise taşınmazın aynından kaynaklanmadığından bahisle bu yöndeki talebinde reddine, bir kısım davacılar vekillerinin kooperatife ait taşınmazların kat karşılığı veya başka yollarla işbu davanın davacılarını dışarıda bırakacak şekilde ihaleye verilmesinin tedbiren önlenmesi ve kooperatif taşınmazlarının tapu kaydı üzerine üyelik davaları bulunduğunun şerh düşülmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Bir Kısım Davacılar Vekili Av. …. ; davalı kooperatif yönetimi….. tarihinde genel kurul toplayarak mülkiyetinde bulunan taşınmazları, mevcut kabul ettiği üyelik sayısına göre arsa veya daire karşılığı müteahhide vermek üzere yetki aldığını, ancak 29.05.2022 tarihli genel kurula müvekkillerin hiçbiri çağrılmadığını, kooperatif yönetimi bu şekilde mevcut taşınmazlarını üyelik sayısına göre arsa veya daire karşılığı müteahhide vererek işbu üyelik davalarının neticesini etkisiz kılma amacı içerisine girdiğini, öncelikle kooperatife ait taşınmazların kat karşılığı veya başka yollarla işbu davanın davacılarını dışarıda bırakacak şekilde ihaleye verilmesinin tedbiren önlenmesine yönelik talebin uyuşmazlık konusu olmadığı hususu akıl ve mantık dışı olduğunu, davalı kooperatifin mevcut arsalarının arsa karşılığı veya yapılacak daireler karşılığı müteahhite verilip karşılığında alınan dairelerin de mevcut 277 üyeye dağıtılması durumunda işbu davanın müvekkiller lehine sonuçlanması halinde, kooperatife ait bir arsa bulunmayacağından davalıların alması gereken dairelere ulaşması mümkün olmayacağını, hal böyleyken ve kooperatif yönetimi tarafından alınan kararının kötü niyetli olduğu bu denli açıkken yerel mahkemece kooperatife ait taşınmazların kat karşılığı veya başka yollarla işbu davanın davacılarını dışarıda bırakacak şekilde ihaleye verilmesinin tedbiren önlenmesine yönelik talebin uyuşmazlık konusu olmadığından bahisle taleplerinin reddedilmesi hukuken kabul edilebilir olmadığını, zira bu karar gerek kanuna gerekse de ihtiyati tedbirin amacına aykırı olduğunu, kooperatif taşınmazları tapu kaydı üzerine üyelik davaları bulunduğunun şerh edilmesine karar verilmesi ise Yerel mahkemece; TMK’nın 1010. maddesinde düzenlendiğini, buna göre davalıdır şerhi verilmesinin ancak taşınmazın aynını ilgilendiren davalarda uygulanabileceğini, dava konusunun ise taşınmazın aynından kaynaklanmadığından bahisle reddedildiğini, bu kararın da yerinde olmadığını, şöyle ki davacıların üyelik davasını kazanması halinde sağlayacakları yarar zaten kooperatife ait taşınmazların hak sahipliği olduğunu, taşınmazlar üzerine üyelik davaları bulunduğunun şerh edilmemesi halinde kooperatife ait taşınmazlar üyelik davalarının davacıları dışarıda bırakılarak ihale edilmiş olacağını, bu haliyle şerh koyulması taleplerinin doğrudan davacıların mülkiyet hakkı ile ilgili olduğunu, talebin mahkemece reddi hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bir Kısım Davacılar Vekili Av. ….dava konusu üyeliklerin 3. kişilere devrinin önlenmesi için yerel mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararları verildiğini, ancak kooperatif yönetimi mahkemeye yazdığı cevaplarda üyelikleri kabul etmediklerinden ihtiyati tedbir kararlarını uygulamadığını resmi olarak mahkemeye cevaben bildirdiğini, davalı kooperatif yönetimi şimdi ise davaları kazanmaları halinde, kararların uygulanmasını imkansız hale getirecek bir adım atarak mülkiyetinde bulunan taşınmazları, mevcut kabul ettiği üyelik sayısına göre arsa veya daire karşılığı müteahhide vermek üzere …… tarihinde genel kurul topladığını ve bu yönde genel kuruldan yetki aldığını, bu genel kurula bu davada davacı olarak davaları devam eden hiçbir davacı, ihtiyati tedbir kararına rağmen çağırılmadığını ve hazirun cetvelinde yer verilmediğini, 2019 yılında yapılan genel kurula kadar 383 üye mevcut iken, 2019 tarihli genel kurulda hiçbir ihraç kararı dahi verilmeden 277 kişi ile genel kurul yapıldığını ve bu davaların açılmasına sebebiyet verildiğini, kooperatif taşınmazları, 277 üye sayısına göre daire veya arsa karşılığı müteahhide verildiğinden bu davanın sonunda verilebilecek muhtemel kabul kararının uygulanmasını imkansız hale geleceğini ve hukuki bir kaos ortaya çıkacağını, davalı kooperatifin mevcut arsalarının arsa karşılığı veya yapılacak daireler karşılığı müteahhite verilip karşılığında alınan dairelerin de mevcut 277 üyeye dağıtılması durumunda devam eden davalarının lehlerine sonuçlanması halinde, ortada ne kooperatifin arsası ve ne de dairesi kalmayacağından üyeliğin doğal sonucu olarak almaları gereken daireleri almalarının imkansız hale geleceğini, yerel mahkemenin, kooperatif arsalarının bir kısmının veya imalat sonucu yapılacak dairelerin bir kısmının müteahhite verilip kalan kısmınında davacılar dışındaki üyeler arasında paylaşılıp ortada dava sonunda elde edilecek bir şey kalmamasının dava ile ilgisi olmadığını söylemesi, yapılacak dairelerle ve mevcut arsalarla üyelik davası arasında bağlantıyı kuramaması ve görememesi isabetli ve hukuki bir yaklaşım olmadığını, ihtiyati tedbir kararının ve davanın şerhinin reddedilmesi telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceğini, yerel mahkemenin ihtiyati tedbiri gerekli gördüğünü ve üyeliklerin satışının engellenmesi için tedbir kararı verdiğini, ama görülmektedir ki verilen ilk karar ihtiyati tedbirden amaçlanan yararı sağlamadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bir Kısım Davacılar Vekili Av. …..; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kooperatif yönetimi şimdide davaları kazanmaları halinde, kararların uygulanmasını imkansız hale getirecek bir adım atarak mülkiyetinde bulunan taşınmazları, mevcut kabul ettiği üyelik sayısına göre arsa veya daire karşılığı müteahhide vermek üzere 29.05.2022 tarihinde genel kurul topladığını ve bu yönde genel kuruldan yetki aldığını, bu genel kurula bu davada davacı olarak davaları devam eden hiçbir davacı, ihtiyati tedbir kararına rağmen çağırılmadığını ve hazirun cetvelinde yer verilmediğini, dava açtıkları tarihte kooperatifin arsalarının alındığını ve üzerlerinde herhangi bir yapı yapılmadığını, herhangi bir proje çizdirilmediğini, herhangi bir daire sayısı belirlenmenmediğini, üyeler arasında herhangi bir kur’a çekilmediğini ve hiçbir üyenin yeri belli olmadığını, 29.05.2022 tarihli genel kurul davacılarla beraber 378 üye var iken 277 üyeye çağrı yapılarak genel kurulun toplandığını ve genel kurul tutanağı 11. maddesi ile alınan karar ile ”yönetim kuruluna inşaat firmaları ile görüşme yapmak kat karşılığı veya arsa payı karşılığı teklif almak ve proje yaptırmak” üzere yetki verildiğini, bu karar tamda mevcut durumda meydana gelen değişikliğin hakkın elde edilmesini zorlaştıracağını ya da tamamen imkansız hale getirecek bir durum oluşturmasının tipik bir örneği olduğunu, davalı kooperatifin mevcut arsalarının arsa karşılığı veya yapılacak daireler karşılığı müteahhite verilip karşılığında alınan dairelerin de mevcut 277 üyeye dağıtılması durumunda devam eden davalarının lehlerine sonuçlanması halinde, ortada ne kooperatifin arsası ve ne de dairesi kalmayacağından üyeliğin doğal sonucu olarak almaları gereken daireleri almaları imkansız hale geleceğini, kooperatif arsaların arsa veya kat karşılığı ihaleye verilmesi ile elde edilecek sonuç, alınacak dairelerin üyelere dağıtılması olduğunu, ihale mevcut üye sayısı ve sadece halen mevcut kişiler üye kabul edilirken yapıldığında alınacak daireler sadece bu kişiler arasında paylaşılacağını, davayı kazandıktan sonra ihale yapılması halinde, müvekkilleride kooperatif üyesi olduğundan paylaşımdan müvekkillerininde daire alacağını, yerel mahkemenin, kooperatif arsalarının bir kısmının veya imalat sonucu yapılacak dairelerin bir kısmının müteahhite verilip kalan kısmınında davacılar dışındaki üyeler arasında paylaşılıp ortada dava sonunda elde edilecek bir şey kalmamasının dava ile ilgisi olmadığını söylemesi, yapılacak dairelerle ve mevcut arsalarla üyelik davası arasında bağlantıyı kuramaması ve görememesi isabetli ve hukuki bir yaklaşım olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep; ihtiyati tedbir yoluyla kooperatif taşınmazlarının bu dava davacılarını dışarıda bırakacak şekilde ihaleye verilmesinin önlenilmesi bu kabul görmezse kooperatif taşınmazları tapu kaydına üyelik davaları bulunduğunun şerh konulması yönündedir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar alacaklılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf isteminde bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/10/2022


Başkan

(e-imzalıdır)
….
Üye

(e-imzalıdır)
….
Üye
165975
.
Katip
..
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”