Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1533
KARAR NO : 2022/1798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2022
NUMARASI : 2022/369 E., 2022/583 K.
DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. … -……
DAVALI : …. -…….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2022/369 Esas, 2022/583 Karar sayılı dosyasında verilen 10/06/2022 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasından …. TL asıl alacak olmak üzere ilamsız icra takibi açıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu şirketin icra takibine, yetkiye, borca, faize itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında ticari alış verişin bulunduğunu, borçlunun müvekkili ile arasındaki … sözleşmesinden kaynaklanan alacağa itirazının bulunduğunu, davalı tarafın müvekkili ile ticaret yaptığını, bu ticari ilişkiden kesilen faturanın borçlu tarafa bildirildiğini, davalı tarafın bu faturadan kaynaklanan borca dair hiçbir ödemede bulunmadığını, alacağın likit bir alacak olduğunu ileri sürerek yetki yönünden itirazın reddine, açılan davanın kabulüne davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız ve yersiz olması nedeniyle %20 tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, “…davacı alacaklı otel işletmesinin davalı borçlunun gerçekleştireceği organizasyon nedeniyle otelde kalacaklar ve ücretleri konusunda sözleşme akdettiklerini, itiraza uğramayan imza nedeniyle sözleşmenin varlığı konusunda tereddüt bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf sözleşmede tek kişilik ya da çift kişilik fiyatlandırmasının ya da özel şartların belirlendiği ve sözleşmenin eki niteliğindeki belgede katılımcı sayısı ve katılımcının kaç gece kalacağı bilgisinin yer almasına göre aktüerya bilirkişisine hesap yaptırılmış olup, ekteki bilgiler dışında da katılımcı sayısı ya da bilirkişinin hesabını aşan borca dair senetle ispat zorunluluğu kuralı gereği bir belge mahkememize sunulmamıştır. Faturanın borçluya tebliğ edildiğine dair bir kanıt bulunamadığına göre TTK 21/2 de belirlenen 8 gün içerisinde faturaya itiraz etmeme kuralının da iş bu davada değerlendirilemeyeceği açıktır. Bu halde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, bu haliyle takipteki alacak miktarı likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekmiş, icra takibindeki yetki itirazının ise sözleşmede yetki kuralı belirlendiğinden bu savunmaya itibar edilmemiş, işlemiş faize ilişkin ise borçlunun temerrüdü ispat edilmediğinden bu konudaki talebin reddi gerekmiş ve de aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. 1-Davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından yapılan … İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin asıl alacak olan …. TL asıl alacak yönünden devamına, iş bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren hesaplanacak yıllık 9,75 ve değişen oranlarda ticari faizin hesaplanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İcra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiş, davacı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine dosya Dairemize gelmiş, Dairemizin 2020/1221 Esas, 2022/620 Karar 06/04/2022 tarihli kararı ile; “… dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ticari dava olup, uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesi zorunludur. Bu durumda mahkemece, taraflara ticari defterlerini ibraz etmek üzere, sonuçları da hatırlatılmak suretiyle süre verilmesi, defter ve kayıtlar celp edildikten sonra ticari defter ve diğer kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkide varlığı tespit edilecek faturanın dava konusu …. tarihli sözleşme kapsamında verilen hizmete ilişkin olup olmadığının, verilen hizmetin içeriğinin konaklama ve diğer hizmetler olarak ayrı ayrı tespit edilip tartışılıp değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalının istinaf başvurusunda bulunmadığı gözönüne alındığında, davanın kabul edilen yönüyle davacının usuli kazanılmış müktesep hakkının oluştuğu dikkate alınarak; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; “…İstinaf mahkemesince belirtilen eksikliğin giderilmesi amacıyla taraflardan ilgili yıllara ait defterler istenilmiş olup, sadece davacı yan ticari defterlerini mahkememize sunmuştur, yapılan ticari defter incelemesi neticesinde bilirkişi raporunda; dava dosyasına …. yılına ait yevmiye, envanter ve kebir defterini yerinde ibraz edildiği, defterlerin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığının görüldüğü, incelenen bu defterlerde asıl borcun … tl olduğu, yasal defter ticari münasebet kayıtlarının işlendiği, davacınınn bağlı bulunduğu gazikent vergi dairesi ve davalı yanın bağlı bulunduğu maslak vergi dairesi müdürlüklerine sunulan … ve …. formlarına göre müvekkil firmanın … tarihinde … belge karşılığında KDV hariç …tl tutarında satış yaptığını bildirdiği, davalı yanın ise … tarihinde … belge karşılığında KDV hariç … tl tutarında alış yaptığını bildirdiği resmi kayıtlarla sabit bir şekilde bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer almış olduğunu buna göre …formlarından beyan edilmiş olan tutarlar KDV hariç tutarlar olduğu, davacı şirket ticari defterlerinde belirtilen … TL tutara KDV eklenmiş halinin olduğu anlaşılmıştır. Davalı süresinde ticari defter ibraz etmediğinden davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterleri lehine delil olacak olup, … formları ile desteklenen iddiası nedeniyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, işlemiş faiz yönü ile talebin bulunmadığı anlaşılmış, alacak her ne kadar likit olsa da icra inkar tazminatının reddine ilişkin kararımız istinaf sebebi yapılmamış olup, istinaf kararımında da bu husus değerlendirilmediğinden davalı tarafın usuli muktesap hak hükümlerine göre kazanılmış hakkı nedeniyle iş bu kararımızda da icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekmiştir. 1-Davanın kabulüne, davacı tarafından yapılan …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin asıl alacak olan… TL asıl alacak yönünden devamına, iş bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren hesaplanacak yıllık 9,75 ve değişen oranlarda ticari faizin hesaplanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İcra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bir otel işletmesi olduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirket ile yaptığı anlaşma neticesinde gerçekleştirdiği organizasyon bedelinin bir kısmını ve yapılan ekstralara ilişkin ödemeleri ödemediğini, borçlu şirketin …. TL borcu olması sebebiyle bu borca dayalı icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, yerel mahkemece bozma sonrası verilen icra inkar tazminatı taleplerinin reddine dair kararın hukuka uygun olmadığını, yerel mahkemece kararın gerekçesinde 2018/753 esas sayılı dosyadan verilen kararın istinafı sırasında icra inkar tazminatının reddi hususundaki kararın istinaf edilmemesi ve istinaf ilamında bu konuda bir hüküm bulunmaması sebebi ile icra inkar tazminatının reddi yönündeki kararın yeniden değerlendirilmesine gerek olmadığı ve ret kararının geçerliliğini koruduğunu belirttiğini, icra inkar tazminatının fer’i bir alacak olduğunu, asıl alacağa bağlı olan bir alacak olduğunu, asıl alacağın varlığı durumunda ortaya çıkacağını, icra inkar tazminatının kurumu borçlu tarafın haksız yere icra takibine itiraz etmesi durumu için düzenlendiğini, borcun ileri sürdükleri meblağ kadar varlığı hususunun netleşmeden yani davalı borçlunun itirazının tam olarak yerinde olup olmadığının net değilken icra inkar tazminatı konusunun kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple taraflarınca istinaf dilekçesinde icra inkar tazminatı hususuna değinilmediğini, yerel mahkemece istinaf kaldırması sonrası yapmış olduğu yargılamada davalarını kabul ettiğini, takibin devamına karar verildiğini, bu durumda davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğunun netleşmiş olup, taraflarınca icra inkar tazminatı talebinde bulunma haklarının olduğunun ortaya çıktığını, ilk istinaf başvurusunda icra inkar tazminatının talep etmelerinin mümkün olmadığını, çünkü icra inkar tazminatının asıl alacağa bağlı fer’i alacak olduğunu, alacaklarının likit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın icra inkar tazminatı yönünden kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkindir.
Davacı alacaklı; …. tarih ….TL bedelli faturaya dayalı alacağının tahsili talebi ile davalı aleyhine … İcra Dairesinin …. Esas sayılı icra takibi yapmış, davalı borcunun bulunmadığı iddiası ile takibe ve borca itiraz etmiştir. İtiraz üzerine süresinde açılan itirazın iptali davasında ilk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulü kısmen reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, verilen ilk derece mahkemesi kararının; tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenerek karar verilmesi gerektiği, eksik inceleme ile karar verilemeyeceği gerekçesiyle dairemizin 2020/1221 Esas, 2022/620 Karar sayılı 06/04/2022 tarihli kararı ile kaldırılmış, ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne, davalının icra takibine ilişkin itirazının iptaline, davacının icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde; mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, ilk derece mahkemesinin birinci kararına karşı icra inkar tazminatı yönünden davacı yanın istinaf başvurusunda bulunmadığı, dolayısıyla bu hususun davalı yararına usuli kazanılmış hak olduğu, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022
…
Başkan
…
e-imzalıdır
…
Üye
…
e-imzalıdır
…
Üye
…
e-imzalıdır
…
Katip
…
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”