Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1517 E. 2022/1502 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1517
KARAR NO : 2022/1502

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2022
NUMARASI : 2021/409 Esas, 2022/650 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
.
DAVALILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
4-…
VEKİLLERİ : Av. …
.
Av. …
.
DAVANIN KONUSU : Anonim Şirket Hissedarlığının Tespiti ve Tescili
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Taraflar arasında görülen davada GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnce verilen 30/06/2022 tarih ve 2021/409 esas, 2022/650 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin kuruluşta gerçek ortağı iken, şirketin ortaklarının tamamının doktor olma zorunluluğu ve müvekkilinin yurt dışında olması sebebi ile müteveffa … ile …. tarihli inançlı işlem protokolü ile kendi hissesini devrettiğini, bu protokolde devir muamelesinin göstermelik olarak yapıldığını, hisselerini devretmiş gözüken davacının şirketteki ortaklarının hiçbir değişikliğe uğramadan aynen devam ettiğini, dolayısı ile hisseleri ile ilgili kar payı alma, rüçhan hakkı ve benzeri her türlü ortaklık haklarının, aynen devam ettiği; ruhsat alınmasını müteakip birlikte veya münferiden istedikleri anda hisselerinin kendilerine, hiçbir koşul ileri sürülmeden aynen iadesinin sağlanacağı taahhüt edilmesine rağmen müvekkiline çok düşük meblağlarda kar payı ödendiğini, son 10 yıllık süreçte de bir kar payı alacağı ödemesi yapılmadığını, 06/12/2010 tarihli protokol gereğince de şirket sermaye arttırımına giderek müvekkilin hissesini %4,78 oranına düşürüldüğünü, 2002 yılından bu yana şirketle ilgili hiçbir önemli gelişmenin müvekkiline anlatılmadığını, 26/04/2021 tarihli ihtarname ile davalı tarafa gönderilen ihtar sonucunda da şirket yetkililerinden müvekkilin hissesinin %3,8 oranına düştüğünü öğrendiklerini, son sermaye arttırımı ile ilgili müvekkilin hiçbir bilgisi bulunmadığını, her iki sermaye arttırımının da yasaya aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin 20080 Sicil numaralı …. Hizmetleri AŞ’nin protokol uyarınca %10 oranında hissesine sahip olan hissedarlığın tespiti ile hükmen tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, protokolün ancak protokolde imzası bulunan gerçek kişiler arasında geçerli olduğunu, müvekkilinin bu protokolde taraf olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili yönünden husumet yokluğundan reddi gerektiğini, 09.04.2002 tarihli protokole dayalı taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı ile diğer davalı arasında akdedilen protokolde ruhsat alınmasını müteakip hisselerin iadesinin sağlanabileceği ifadeleri yer aldığını, ruhsatın … tarihinde alındığını, alacağın muaccel olduğu tarih olarak kabul edilmesi gereken tarih …olduğunu, söz konusu protokolün inançlı işlem olarak nitelendirilmesi durumunda huzurdaki davanın ruhsatın alındığı 21.06.2002 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde en geç 21.06.2012 tarihine kadar açılması gerektiğini ancak 01.07.2021 tarihinde açılmış olup zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin sermaye artışına gittiğini, davacının %10 oranında talep ettiği hisse oranına itibar edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar vekili, davanın özel şahıs olan müvekkillerine değil, … Ticaret Sicil Müdürlüğü ve davalı şirket aleyhine açılması gerektiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının müteveffa ….’ten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını ve aralarında yapılan herhangi bir inançlı işlem bulunmadığını, davacının %10 oranında hisseye sahip olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulü ile, …Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün…. numarasında kayıtlı …’ndeki %4.78 hissenin (4.780 adet) davacıya ait olduğunun tespiti ile bu hissenin davalı … intikal eden hisselerden …….Noterliği’nin . tarih, …..yevmiye numaralı mirasçılık belgesi oranında mirasçılardan alınarak davacıya verilmesi ve pay defterine işlenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, inançlı işle iddiasına dayalı olarak anonim şirket hisse devir sözleşmesinin iptali ile davacılar adına tescili istemine ilişkindir. Hüküm taraf vekillerince istinaf kanun yolu incelemesine getirilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı eldeki davada anılan hisse üzerinde hak iddia ettiğinden başka bir deyişle taraflar arasında hisselerin mülkiyeti konusunda uyuşmazlık bulunduğundan dava nisbi harca tabi bir dava olup mahkemece, harcın ödenip ödenmediğinin re’sen gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Her ne kadar netice-i talep kısmında hissedarlığın tespiti istenmiş ise de bunu yanı sıra hükmen tescil talebi de bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın açıklanan mahiyetine göre öncelikle iptali istenilen anonim şirket hissesinin dava tarihi itibariyle davacının hissesine düşen payı yönünden harca esas değerinin tespiti gerekir.
Bir başka söyleyiş ile dava konusu hisselerin aynına ilişkin ihtilaf söz konusu olup, dava açılırken dava dilekçesinde sembolik olarak harca esas değer belirtilmediği gibi maktu peşin harç yatırılmıştır. Yargılama esnasında alınan 07/06/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ile de dava tarihi itibariyle davacının 4.780 adet (%4,78) hissesine tekabül eden kaydi değerin 71.156,55 TL olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu bedel üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş ise de maktu karar harcı alınmak sureti ile hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, şirket malvarlığı üzerinde rayiç bedellerine göre değerlerinin tespiti için mahallinde ilgili teknik bilirkişiler eşliğinde keşif icra edilerek öncelikle dava tarihi itibariyle harca esas değeri belirledikten sonra, 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca harcın ikmali için öncelikle davacıya mehil verilerek, anılan kanunun 32. ve yönetmeliğin 54. maddesine göre harç ikmali cihetine gidilerek neticesine göre karar verilmesi gerekirken eksik tahkikat ile yazılı şekilde anılan yasal düzenlemeler nazara alınmadan kaydi değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi ve maktu harca hükmedilerek davanın esasına ilişkin hüküm verilmesi doğru görülmemiş, kamu düzenine ilişkin harç eksikliğinin tamamlatılması amacıyla hüküm esastan incelenmeksizin kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2022 tarih ve 2021/409 Esas, 2022/650 Karar Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden görülmesi için mahal mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”