Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1483 E. 2022/1481 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1483
KARAR NO : 2022/1481

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2022
NUMARASI : 2022/586 (Derdest)
İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN DAVACI :
VEKİLİ :

ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR
İSTENİLEN DAVALI :

VEKİLİ :

TALEBİN KONUSU : İstirdat davasında ihtiyati tedbir talebi
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 12/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/07/2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından çekler ile ilgili olarak icra takibinde bulunulması ve tahsili halinde müvekkilin telafisi mümkün olmayan zararı söz konusu olacağından, bu zarara sebebiyet vermemek açısından davanın devamı süresince çekler hakkında ödeme yasağı kararının devamına ve her türlü icra takiplerinin de ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; “…Eldeki dava dilekçesinin ve eklerinin incelenmesinde davacının talebinin 6102 sayılı TTK madde 790 ve devamında düzenlenme bulan çek istirdadına ilişkin olduğu, çek istirdadı davasında çeki elinde bulunduran yetkili hamil çek iktisabında ancak kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu takdirde çeki geri vermekle yükümlü olduğu davalının davaya konu çeklerin iktisabında ağır kusurlu veya kötü niyetli verildiği konusunda kanaat oluşturulacak kadar dosyaya delil ibraz edilemediği dosyanın incelenmesinden anlaşıldığından davacının davanın devamı sürecin çekler hakkında ödeme yasağı kararının devamına ve her türlü icra takiplerinin de ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına yönelik taleplerinin reddine..” karar verilmiştir.

Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkan çeklerin iptali için TTK Md. 757 vd. yer alan hükümlere göre dava açtığını, çeklerin ortaya çıkmasıyla istirdat davası açtığını, dava dilekçesinde de belirttikleri üzere çeklerin kaybolmasından sonra müvekkilinin imzası taklit edilmek suretiyle çeklerin müvekkili adına ciro edildiğini, diğer cirantalar ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, imzanın da müvekkiline ait olmadığını, imzaların müvekkiline ait olmadığının tespiti için mahkemeden çeklerin mahkemeye sunulmasının istenilmesi ve akabinde imza incelemesine gidilmesini istediklerini, haklı hamil olduklarının en güçlü delilinin bu inceleme olacağını, arada ticari ilişki olmadığına dair beyanını destekleyecek somut delil olmadığını, çünkü ortada ticari bir ilişki olmadığını, olmayan ilişkinin ispatı için delil sunmalarının mümkün olmadığını, TTK md. 758/1’de, ”Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için süre verir.” 758/2’de ” Dilekçe sahibi verilen süre içinde davayı açmazsa, mahkeme muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” denildiğini, süresi içerisinde iade davasını açmalarına rağmen yerel mahkemenin ödeme yasağını kaldırarak açık bir şekilde kanuna aykırı hareket ettiğini, ödeme yasağının kaldırılmasının meydana getireceği mağduriyetlerin önüne geçmek için ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması gerektiğini, çünkü dava sonuçlanana kadar ilgili çeklerin icra takibine konu edilip haklı hamilin tespiti yapılmadan yapılacak tahsilat için ayrı dava açma zaruretinin hasıl olacağını belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ve ödeme yasağının kaldırılması yönündeki kararının bozularak, davalı tarafından çekler ile ilgili olarak icra takibinde bulunulması ve tahsili halinde müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararı söz konusu olacağından, bu zarara sebebiyet vermemek açısından davanın devamı süresince ödeme yasağı kararının devamına ve her türlü icra takiplerinin de ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çek istirdadı davasında ödeme yasağının devamı ve her türlü icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bu ara kara karşı, davacı vekili tarfından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

HMK 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.

6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.

Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olayda, TTK’nın 757 vd. Maddeleri uyarınca, çek iptali davasında verilen ödeme yasağı kararı, süresinde çek istirdadı davası açılmış ise kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği gibi (BKZ. Yargıtay 11. HD’nin 2016/9910 Esas-2018/2361 Karar sayılı kararı), takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi bakımından davacı vekilinin ispat yükünü yaklaşık olarak yerine getirdiği kanaatine varılamadığından, ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine dair verdiği kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine;
HMK’nın 353/1.b.1 ve 362/1-f. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12/10/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”