Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1408 E. 2022/1572 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1408
KARAR NO : 2022/1572

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …..
ÜYE : …..
KATİP : ……
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2022
NUMARASI : 2022/273 Esas, 2022/472 Karar
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : 1-….
2-…..
VEKİLİ : Av…….
: 3 -….
VEKİLLERİ : Av. …..
Av. ….
Av. …..
: 4 -…..
VEKİLİ : Av…….
: 5 -…..
DAVANIN KONUSU : Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklı İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/06/2022 tarih ve 2022/273 Esas, 2022/472 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili: Müvekkili banka ile dava dışı ……. Ticaret Limited Şirketi arasında iki adet Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeler çerçevesinde kredi kullandırıldığını, davalıların kredi sözleşmelerine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine taraflara ihtarname gönderildiğini, davalıların ihtarnamaye rağmen borcu ödememesi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların yetki, alacaklı sıfatı, zamanaşımı, asıl alacak, faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davalıların itirazlarında haksız olduklarını, imzaların davalılara ait olduğunu, bu nedenle davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar … ve ….Vekili: Müvekkillerinin söz konusu borca yönelik bir borçları olmadığını, eş muvafakati kefalet ve kredi sözleşmesi anında alınmadığını, şirketin ortağı veya yöneticisi dışındaki 3. kişilerin kefil olması halinde eş muvafakatinin alınması gerektiğini, kanunun aradığı şekilde kefalet sözleşmesinin mevcut olmadığını, kefalet sözleşmesi incelendiğinde müvekkillerinin hangi kredi için kefil olduklarının belli olmadığını, kefalet sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, borcu kabul etmemek üzere faiz oranlarına ve zamanaşımı itirazda bulunduklarını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar …. ve …. vekili; Müvekkillerinin davacı bankaya böyle bir borçları bulunmadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, borçlunun borçlu sıfatının olmadığını, ayrıca işletilen faizin fahiş olduğunu, faize itiraz ettiklerini, takip konusu belgenin hukuken geçirli olmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ….davayı cevap vermemiştir.

Mahkemece; davacının talepte bulunduğu, geçerli bir icra takibinin bulunduğu, ödeme emrine süresi içinde yapılmış geçerli bir itirazın bulunduğu, süresinde açılmış bir dava bulunduğu, ayrıca alacağın likit olması nedeni ile davacı lehine, davalılar …. ve …. aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği değerlendirildiği,(Benzer yöndeki Y. 19 HD’nin 17/01/2018 T. 2016/13842 E.-2018/82 K. Sayılı ilamı) davacının takibinde kötü niyetli olmaması sebebiyle aleyhine tazminata hükmedilmediği, Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu m.18/A-11. bendi “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” şeklinde olduğu, davalılardan ….’ün Arabuluculuk İlk Toplantıya katılmaması sebebiyle her ne kadar onun bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; lehine vekalet ücretine hükmedilmediği ve de yargılama giderinin tamamından sorumlu kılınması gerektiği değerlendirildiği, yine aynı kapsamda HMK’nın 323/1-ğ madde ve fıkrası uyarınca vekalet ücretinin yargılama gideri kapsamında sayıldığı gözetilerek, aleyhe hükmedilen vekalet ücretinin tamamından sorumlu kabul edildiği, davalı …. ve …. bakımından davanın reddine, davalı …. bakımından davanın kısmen kabulü ile; …. İcra Dairesinin ….esas sayılı takip dosyasında davalının … TL bakımından itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya dair tabin reddine, davalı …. ve …. bakımından davanın kabulü ile …. İcra Dairesinin ….esas sayılı takip dosyasında belirtilen davalıların itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalılar….ve ….yönünden eş rızası bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de eşlerin sonraki tarihli icazetleri bulunduğundan, kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, …. yönünden ise kefalet limiti …-TL için davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ….’e ihtarname tebliğ edilemediği ve takip tarihinde temerrüde düştüğü yönündeki gerekçenin hatalı olduğunu, zira hesap kat ihtarnamesi ….’ün “….” adresine …. tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. Md gereğince tebliğ edildiğini, temerrüt de …. tarihinde oluştuğunu, …. yönünden kefalet limitinin yanısıra kendi temerrüdünden kaynaklanan faiz ve ferilerinin de hesaplanması gerekirken sadece kefalet limiti …-TL yönünden davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olduğunu, ekteki emsal kararlardan da anlaşılacağı üzere kefiller, asıl borçlunun borcundan, kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu olduklarını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli istinaf karar harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,

Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022

……
……
…..
(e-imzalıdır)
…….
Üye
……
(e-imzalıdır)
….
Üye
……
(e-imzalıdır)
…….
Katip
……
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”