Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1391 E. 2022/1535 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1391
KARAR NO : 2022/1535

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : …
ÜYE :..
KATİP :..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2022
NUMARASI : 2022/3 Esas, 2022/233 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/10/2022
YAZIM TARİHİ : 17/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/03/2022 tarih ve 2022/3 Esas, 2022/233 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davalı ile müvekkili şirket arasına ticari ilişkiden kaynaklanan mal alım satımı ve bunlara ilişkin irsaliyeli faturalar mevcut olduğunu, davalının müvekkili şirkete iş bu sözleşmeye dayalı ….. borcu olduğunu, bu nedenle …..İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı/ borçlu tarafın borca itiraz ettiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında kilit taşı alış verişi olduğunu gösterir sevk irsaliyeleri mevcut olduğunu, bu irsaliyelerde taşımayı gerçekleştiren aracın plakasının, teslim eden ve teslim alan kişilerin kim olduğunun ve onların imzasının yer aldığını, müvekkilinin yapılan her işlemi ve yapılan her ödemeyi ticari defterlerine işlediğini, ancak davalı taraf bütün bu işlemlerden haberdar iken takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, gerek müvekkili şirketin ticari defterlerinin, gerekse de davalı tarafın ticari defterlerinin iddialarını kanıtlar nitelikte olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirket ile müvekkili arasında yapılan herhangi bir sözleşme olmadığını, davacı firmanın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacıdan kilit taşı aldıklarını, ancak taşların bedellerinin bankadan davacıya ödendiği, davacı firma tarafından müvekkiline kesilmiş faturaların tamamının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davacı tarafça dosyaya ibraz edilen takibe konu, cari hesap ilişkisini oluşturan faturalar ve dayanakları olan sevk irsaliyelerinin incelenmesinde gerek ihtilaf konusu olan gerekse ihtilaf konusu olmayan yukarıda belirtilen tüm faturalara dayanak sevk irsaliyelerinin aynı kişi,….. ve aynı …. plakalı araç tarafından teslim alındığına dair imza ve kaydın bulunduğu, bu bakımdan da somut olayda fiili bir karinenin de mevcut olduğu değerlendirildiği, buna göre yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde; davacı alacağın varlığını, fatura konusu malın teslim edildiğini ispat ettiğinden ve davalı taraf ödeme iddiasını ispat edemediğinden davanın kabulü ile itirazın iptaline, kabul edilen bu bedel üzerinden %20 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemenin SGK’dan gelen bodroları yanlış okuduğunu, sevk irsaliyelerinin olduğu tarih …. olduğunu, davalının bu tarihlerde …. isimli bir çalışanı olmadığını, davalının …. isimli çalışanı …tarihinde işe girdiğini, … tarihinde işten çıktığını, davacının iddia ettiği üzere, 21.01.2018-07.02.2018-14.02.2018 tarihli faturalara ait irsaliyeli ürünlerin teslim edildiği tarihlerde dönem bodrolarında görüleceği üzere soyadı Yılmaz olan davalının bir çalışanı olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari satıma konu bakiye fatura bedellerinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 771,41 TL harçtan, peşin alınan 196,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 575,41 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-HMK 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/10/2022


Başkan

(e-imzalıdır)
….
Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”