Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1374 E. 2022/1267 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1374
KARAR NO : 2022/1267

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2022
NUMARASI : 2022/433 Esas, 2022/516 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : HASIMSIZ
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
YAZIM TARİHİ : 16/09/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/05/2022 tarih ve 2022/433 Esas, 2022/516 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; Müvekkil ….. tarafından … …..Noterliği’nin …. tarih …. sayı ile tasdikli (karar), …… Noterliği’nin ….. tarih ….. sayı ile tasdikli ( hisse devir sözleşmesi) …. tarihli …. sayılı genel kurul kararı ile davacı şirketi devralarak …..Yolu Üzeri 19. Km ….. Kavşağında bulunan şirketi …. Mah. … Yolu Blv. No:……… adresine taşıdığını, şirketin taşınma işlemleri sırasında şirketin yeni adresindeki tadilat ve çalışmaların tamamlanması üzerine 09/05/2022 tarihinde şirkete giden yetkili ….. binadaki son kontrolleri yaptıktan sonra saat 11:30- 12:00 sularında şirketten ayrılıp ….. plakalı aracının yanına geldiğinde aracın camının kırık olduğunu fark edince derhal Jandarmayı arayarak haber verdiğini, olay yerine gelen jandarma yapılan incelemelerde camın hırsızlar tarafından kırıldığı tespit edildiğini, araç üzerinde yapılan incelemede davacı şirkete ait 2020-2021 yıllarına ait yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, alış-satış faturaları, sevk irsaliyeleri, şirket kaşeleri, şirkete ait 3. kişiler ile yapılan sözleşmelerin bulunduğu lap top çantasının çalındığı tespit edildiğini, şirket devir işlemleri tamamlandıktan sonra şirkete ait kıymetli evrakların içerisinde bulunduğu çantayı bir kez olsun yanından ayırmayan yetkili, olay günü aracın bulunduğu yerin sanayi bölgesi olması, insan ve araç yoğunluğunun olması ve saatin gündüz vakti olması sebebiyle araçta bulunan şirket evraklarına zarar gelebileceğini düşünmediğini, söz konusu çantayı araçta bıraktığını, Hırsızlar tarafından içerisinde lap top olduğu düşünülerek çalınan çanta, jandarma ekipleri tarafından yapılan bütün araştırmalara rağmen hala bulunamadığını, işbu nedenle müvekkil şirkete ait 2020-2021 yıllarına ait yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, alış-satış faturaları, sevk irsaliyeleri, şirket kaşelerinin zayi olması sebebiyle taraflarına zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; dava dilekçesindeki olayın oluş şekli anlatımından davacıya ait bir takım defter fatura ve sevk irsaliyelerinin 09.05.2022 tarihinde davacı şirket yetkilisin kullanımındaki araç içerisinde çalındığı beyan edilmekle birlikte Yargıtay 11. HD’nin 16.11.2011 tarih ve 2010/3476 E., 2011/15231 K. sayılı kararı gereğince davacının tacir olması sebebiyle hakkında zayi belgesi verilmesi istenen defter ve faturaları koruması hususunda gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekmekte olup, davacının aracın içerisinde ilgili defter ve faturaları görünebilecek şekilde bırakması şeklinde gerçekleşen eyleminde gerekli dikkat ve özeni göstermediği, basiretli bir tacir gibi davranmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirketin olayın gerçekleştiği tarihte taşınma işlemlerinin olması, yeni bir binaya taşınma halinin göz önünde bulundurulması halinde, evrakların arabanın içinde açıkta değilde bir lap top çantasının içinde olması, arabanın kapılarının kilitli olması, olayın gündüz saatlerinde olması, etrafta insanların olması aslında basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğününe aykırı bir davranma olmadığının bariz göstergesi olduğunu, yerel mahkemenin “savcılık soruşturma dosyası istenilmeden yukarıda anlatılan basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün ihlali başkaca bir araştırmayı gerektirmemiştir” şeklindeki gerekçesini hukuka uygun görmediklerini, şirket yetkilisi olayın hemen ardından kolluğa haber verdiğini, Yerel Mahkemenin savcılık soruşturmasını beklemeden müvekkilinin basiretli tacir gibi davranmamakla suçladığını, ancak müvekkilinin yapılması gerekeni derhal yaparak gerekli yerlere ihbarda bulunduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup, olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nın 82. maddesine göre, her tacir; ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, alınan ticari mektupları, gönderilen ticari mektupların suretlerini, 64. maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür.
TTK’nın 82. maddesinde yer alan “gibi” sözcüğünden de anlaşılacağı üzere neler için zayi belgesi verilmesi istenebileceği tahdidi olarak gösterilmemiş, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerden söz edilmiştir. (Y11HD., 08.12.2014 tarih, 2014/12543-19170 E. K.).

Hasımsız olarak açılan zayi nedeniyle iptal davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Bu bakımdan mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalıdır.
Yine zayi belgesi verilmesi istenilen belgelerin, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olup olmadığı tespit edilmeli, TTK’nın 82. maddesinde yazılı afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilmelidir. Zira, sözkonusu madde hükmüne göre bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve kağıtlar; yangın, su bankını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içerisinde ziyaa uğrarsa, kendisine bir vesika verilmesini isteyebilecektir.

Tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediği, tasdike tabi defterlerin tasdik edilip edilmediği, davacıya ait defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığı ve iddia edilen olayın meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığı hususlarının araştırılarak, ticaret sicil kayıtları getirtilmek suretiyle olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana gelip gelmediğinin tespiti gerekir (YHGK., 16.03.2016 tarih, 2014/827 Esas, 2016/311 Karar; Y11HD., 07.12.2010 tarih, 2009/6486 Esas, 2010/12598 Karar).
Ayrıca tacirin defter ve belgelerin kaybolmasına neden olan olayın gerçekleştiğini her türlü delil ile kanıtlayabileceği göz önünde tutulmalıdır.

İstinaf incelemesine konu somut olay incelendiğinde, mahkemece davanın reddine karar verildiği, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde delil toplanmadığı ve inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Keza, zayi olduğunun tespiti istenilen belgelerin yasal mevzuat gereğince saklanması zorunlu belgelerden olup olmadığının ve saklanması zorunlu belgelerden ise saklama süresinde olup olmadıklarının değerlendirilmediği, zayie sebep olan hırsızlık olayına ilişkin soruşturma ve kovuşturmaya ait bilgi ve belgelerin celp edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, anılan yönlerde gerekli yazışma yapıldıktan sonra, alanında uzman olan bilirkişi heyetinden, yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde bulundurularak davacının zayi olduğunu iddia ettiği belgelerin mevzuat gereğince saklanması zorunlu belgelerden olup olmadığının ve saklanması zorunlu belgelerden ise saklama süresinde olup olmadıklarının, ayrıca davacının saklamakla yükümlü olduğunu iddia ettiği belgelerin zayi olmasında gerekli özen ve dikkati gösterip göstermediğinin de belirlenmesi bakımından ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2022 tarih ve 2022/433 Esas, 2022/516 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
16/09/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”