Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1371 E. 2022/1327 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1371 – 2022/1327
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1371
KARAR NO : 2022/1327

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : …………..
ÜYE : …………….
KATİP : ………….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2022
NUMARASI : 2022/192 Esas (D.İŞ), 2022/192 Karar(D.İŞ)
İHTİYATİ HACİZ İSTEYEN
(DAVACI) : ……………..
VEKİLİ : Av. ……….
KARŞI TARAF
(DAVALILAR) : 1 -………
VEKİLİ : Av. …………
: 2 -………
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
YAZIM TARİHİ : 16/09/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/05/2022 tarih ve 2022/192 Esas (D.İŞ), 2022/192 Karar(D.İŞ) sayılı kararının istinaf incelemesinin İhtiyati Haciz İsteminde Bulunan (davacı) vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

İhtiyati Haciz İsteminde Bulunan (Alacaklı ); Müvekkili …..’nin …i ile borçlu ve kefilleri arasında … ile imzalandığını ve bu sözleşme uyarınca borçluya krediler kullandırıldığını, borçlu/kefil …’a hesabının kat edildiğine ve borcunu ödemesine dair kendisine …Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi … tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu/kefil …’ a hesabının kat edildiğine ve borcunu ödemesine dair kendisine kendisine … tarih ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi …tarihinde tebliğ edildiği, borçlular ile şifahen yapılan görüşmede de borcun ödenmeyeceği ifade edildiğini, haricen yaptıkları istihbarat çalışması sonucunda borçluların mallarını kaçırma çabası içerisinde olduğu tespit edildiğini, edinilen bilgilere göre borçlular mallarını satışa çıkardıklarını, tüm bu sebeplerle borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati Haciz Kararına İtiraz Eden(Borçlular); Müvekkili hakkında ihtiyati haciz şartları oluşmadan, ihtiyati haciz kararı verildiğini, şöyle ki mahkeme talebe konu borcun rehinle temin edilmediğinden bahisle ihitiyati haciz isteminin kabulüne karar verdiğini, ancak gerçek durumun bu şekilde olmadığını, ihtiyati haciz talep eden taraf kredi sözleşmesinde asıl borçlu olan …’ın vefat ettiğini, varislerinin ise borcu ödemeye yanaşmadıklarından bahisle iş bu talepte bulunduğunu, ancak iş bu talebe konu kredi sözleşmesindeki asıl borçlu olan …, ekte sunduğukları ipotek tesisi belgesinden de anlaşılacağı üzere hem kendi borcunu tüm ferileriyle birlikte hemde borca fazlasıyla yeter miktarda … TL şeklinde ipotek tesis işlemi gerçekleştirdiğini, asıl borçlu olan kişilere karşı açılan takip talebi ve ekleri incelendiğinde asıl borcun rehinle temin edildiği anlaşılacağını, kaldı ki yapılan, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipteki taşınmazlar borcu fazlasıyla ödemeye yeter miktarda olmasına karşın asıl borçlular için takibin yapıldığı gün müvekkil kefiller aleyhine ihtiyati haciz isteminde bulunulması kanuna ve vicdana aykırı olduğunu, bununla beraber belirtmek gerekir ki müvekkiller kefalet sözleşmesinin imzalanma tarihinde evli olmaları nedeniyle de eşlerinin rızası gerektiğini, eşlerinin rızasının alınmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; kanuni sorumluluk bedeli ödenen çekler ile ilgili ihtiyati haciz istemi talebi mahkemece incelendiği ve banka tarafından ödenen ana para …TL yönünden talebin kabulüne, talebin kısmen … TL yönünden kabulü ile; İİK’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince, ihtiyati haciz isteyen alacaklının ileride ihtiyati hacizde haksız çıkması halinde borçlu/borçlular ile üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması kaydıyla ihtiyati haciz isteyen alacaklı şimdilik talebe konu alacağın % 15’i (yüzde on beş) ….TL nakdi teminat tutarını veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu (şayet alacaklı bir banka ise kendisi dışındaki bir başka bankaya ait teminat mektubu olmak kaydıyla) Mahkemece yatırdığında veya ibraz ettiğinde, borçlunun/borçluların gerek elindeki gerekse üçüncü şahıslardaki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının, yukarıda miktarı yazılı alacağa yetecek kadar kısımlarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İhtiyati Haciz İsteminde Bulunan (Alacak); yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra dosyası incelenmeden, ihtiyati hacize itiraz eden borçlular vekilinin borçtan kurtulmaya yönelik gerçeği saptırmaya yönelik beyanları etkisinde kaldığını, oysa ki; ilgili icra dosyası mahkemece detaylı incelenseydi; ihtiyati hacze konu borcun, …. tarihli … sayılı genel tarımsal kredi sözleşmesi kapsamındaki alacağa ilişkin kefalet borcu sebebiyle ihtiyati haciz talebi olduğu açığa çıkacağını, dosya kapsamında, borçlu ve kefillere imzalattırılan genel kredi sözleşmesi başlıklı sözleşme ve … tarihli …sayılı genel tarımsal kredi sözleşmesi bir bütün halinde imzalandığını ve birbirinin tamamlayıcı parçası olduğunu, müvekkil banka tarafından müşterilere verilen tüm tarımsal krediler için …metni kullanılarak sözleşmenin içeriğinde yer alan …metinleriyle bir bütün halinde müşterilere ve kefillerine imzalatıldığını, dosya detaylı incelenmediği için ve kötü niyeli ihtiyati hacize itiraz eden borçlular vekilinin gerçek dışı iddialarıyla Mahkemece sözleşme metni tam olarak incelenmediğini ve Tarımsal Kredi Sözleşmesine kefil olarak imza atan borçluların icra dosyaları için ihtiyati hacize verilen karara yönelik itirazlar inceleme eksikliği nedeniyle kabul edildiğini, Tarımsal Kredilerin borçuna ilişkin kefaletlerde eş rızası aranmadığını, İlk Derece Mahkemesinin, ihtiyati haciz kararına yönelik yapılan itirazların kabulünün gerekçesinde görüldüğü üzere, Mahkemece ihtiyati hacze konu borcun Tarım Kredisinden kaynaklandığı gerçeği araştırma eksikliğinden dolayı fark edilemediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesine müteselsil kefalet nedeniyle ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı HMK) 294-297. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. 294. maddenin 3. fıkrasında hükmün tefhiminin her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olacağı, 4. fıkrasında ise zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edilebileceği sevk edilmiş, ancak bu son halde 298. maddenin 2. fıkrası gereğince gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı da belirtilmiştir.
Anayasa’nın 141. maddesinde öngörülen yargılamanın açıklığı ve kararların gerekçeli olması ilkesinin bir sonucu olarak düzenlenen HMK’nin 297. maddesinde mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı düzenlenmiş olup, ikinci fıkrası, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” şeklindedir. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve İstinaf ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle ve kısa karar ile gerekçeli karar arasında tereddüte yol açacak çelişkiler taşımaması ile mümkündür (YHGK., 09.11.2016 tarih, 2014/1448 Esas, 2016/1038 Karar).
Yine 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararında hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz (veya istinaf) sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Bu genel açıklamaların ışığında somut olay değerlendirildiğinde, mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararında itirazın kabulüne ihtiyati haciz verilmesine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiş, gerekçeli karar şartlarını ve karar başlığını içermeyen gerekçe kısmında ise başlık kısmında itirazın reddine yazmasına rağmen içerikte itirazın kabul edildiği anlaşılmıştır.
Şu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda belirtilen ilke ve açıklamalar ışığında dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar ve buna uygun gerekçesi ile hüküm fıkrası bir bütün olan gerekçeli karar oluşturulmasıdır.
Bu itibarla, denetime elverişli usulün aradığı nitelikleri haiz bir kararın bulunması istinaf incelemesinin yapılabilmesinin ön şartı olup, bu nitelikte olmayan bir kararla ilgili olarak istinaf denetim ve yargılaması yapılarak bir hüküm verilemeyecektir. Zira HMK’nin 355. maddesi gereği de Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu resen gözetir. Doktrinde HMK’nin 353. maddesindeki istinaf sebeplerinin örnek niteliğinde olduğu, maddede sayılmamasına karşın mutlak istinaf sebebi olabilecek başka usul hatalarının da sözkonusu olabileceği görüşünde olanlar da bulunmaktadır (AKKAYA Tolga, Medeni Usul Hukukunda İstinaf, Ankara 2009, s. 192).
Netice olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak, HMK’nın 294 ve devamı maddelerine uygun olarak gerekçeli karar yazılıp, bir hüküm kurulmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-İhtiyati Haciz İsteminde Bulunan (davacı) vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2022 tarihinde ve 2022/192 Esas (D.İŞ), 2022/192 Karar(D.İŞ) sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde İhtiyati Haciz İsteminde Bulunana (davacıya) İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 16/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 16/09/2022

………….
Başkan
…………
(e-imzalıdır)
………..
Üye
…………..
(e-imzalıdır)
………….
Üye
…………
(e-imzalıdır)
…………
Katip
………..
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”