Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1352 E. 2022/1514 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1352
KARAR NO : 2022/1514

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE :.
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 09/06/2022
NUMARASI : 2022/48 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN (DAVACI) :..
VEKİLİ : Av. ..
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR
İSTENEN (DAVALI) : ..
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2022/48 Esas sayılı dosyasında verilen 09/06/2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

İhtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ithal edilen veya karşı tarafça üretilen damla sulama ürünlerinin satışı konusunda ticari alım satıma yönelik ticari ilişkinin bulunduğunu, 2015 yılından 2018 yılı ortalarına kadar tarafların ticari ilişkisinin devam ettiğini, müvekkilinin borçlarını senet, çek, nakit ve havale yöntemiyle tamamen ödediğini, karşı tarafın müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak ….. İcra Dairesinin …. esas ve …..esas sayılı dosyalarıyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin karşı tarafa borcunun bulunmadığını, alacağının da olmadığını, müvekkilinin karşı tarafa mevcut ticari alım satım ilişkisi kapsamında karşı tarafın mal göndermesi için dava konusu senetleri verdiğini, dava konusu senetler karşılığında herhangi bir mal teslimi olmadığını, müvekkilinin taleplerine rağmen bu senetlerin müvekkiline iade edilmediğini, müvekkilinin karşı tarafa teslim ettiği 9 adet senedin karşılığının müvekkillince alınmadığını, davalı tacir olduğundan TTK ve VUK gereği mal ve hizmet satışına yönelik fatura düzenleme zorunluluğunun bulunduğunu, dosyanın bilirkişiye gönderilmesinde müvekkilinin karşı tarafa borcu olmadığı ve iade faturaları ve ödemelerin nazara alındığında 1.000.000,00 TL alacaklı olduğunun tespit edileceğini, dava konusu takiplerde faiz tür ve oran ve miktarlarının yanlış hesaplandığını, dava konusu senetlerin bulunduğu icra takiplerinin durdurulmaması halinde müvekkilinin ekonomik olarak sıkıntıya gireceğini ileri sürerek dava sonuçlanıncaya kadar ….. İcra Dairesinin…. ve ….esas sayılı dosyasıyla açılmış icra takip işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, davanın kabulü ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, dava konusu takiplerin iptali ve bonoların taraflarınca iadesine, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece……tarihli ara karar ile; “… her ne kadar davacı vekilinin talebi …… İcra Dairesinin …..Esas ve … esas sayılı dosyalarında açılmış bulunan takiplerin durdurulması istemine ilişkin ise de, çoğun içerisinde az da vardır ilkesinden hareketle, İİK md. 72/3 c.2 hükmünün şartları oluştuğundan talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş; fazlaya ilişkin talep reddedilmiştir. 1-Davacının tedbir talebi bakımından icra takibinin tamamen durdurulması ile ilgili ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; İİK nun 72/3. maddesi gereğince alacaklıya yapılacak ödeme hariç başlamış olan icra takibini tamamen durdurmak mümkün olmadığından icra takibinin tedbiren tamamen durdurulması yönündeki talep kısmının reddine, ancak çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince İİK nun 72/3. maddesi gereğince davacı dava konusu edilen miktarın (1.277.266,86-TL) takdiren % 15’i (yüzde onbeş) oranındaki nakdi teminat tutarını (191.590,03-TL) mahkememiz veznesine yatırdığında veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu mahkememize ibraz ettiğinde ……. İcra Dairesinin…….. Esas ve……… Esas sayılı dosyalarındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalıya ödenmemesine/verilmemesine,” karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyaya sunulu bir arabuluculuk tutanağının olmadığını, bu nedenle usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmadığını, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakma, akamete uğratma amacını güttüğünü, davacı ile davalı arasında 17/12/2014 tarihinde imzalanmış bayilik sözleşmesinin bulunduğunu, bu sözleşmede kararlaştırılan şartlarda Gaziantep bölgesinde davalının ithal ettiği damla suluma ürünlerinin davacı tarafından satışının düzenlendiğini, sözleşme kapsamında davacıya gönderilen ürünlere ilişkin davacıya bir kısım mal satış ve vade farkı faturaları düzenlendiğini, sözleşme kapsamında doğan borçlara karşılık davacı tarafından bono düzenlenerek verildiğini belirterek ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulü ile verilen tedbir kararının kaldırılmasını, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddini, davacının %20 icra inkar tazminatı ödemesini istemiştir.
Mahkemece 06/04/2022 tarihli ara karar ile; “…HMK’nın 393/1 hükmü “İhtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.” şeklinde olup, ihtiyati tedbir kararının 31/12/2021 tarihinde verildiği, 06/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği ancak davacı tarafça teminatın yatırılmadığı ve ihtiyati tedbirin uygulanmasının talep edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle kararın kendiliğinden kalktığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar tedbir kararına itiraz edilmiş ise de; kararın kendiliğinden kalkmış olması nedeniyle itirazın konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. …….. 1-Mahkememizin 31.12.2021 tarih 2022/48 ara kararı ile verilen tedbir kararının HMK’nın m. 393/1 hükmü uyarınca kendiliğinden kalktığının tespitine” karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden vekili 09/06/2022 tarihli duruşma beyanında özetle; mahkemenin 31/12/2022 tarihli ara kararı ile verilen tedbir kararı gereğince yatırılması gereken teminat için gerekli parayı temin edemediklerini, bu nedenle yeniden takibin durdurulması, bunun kabul edilmemesi halinde icra veznesindeki paranın takip alacaklısına ödenmemesi yönünde öncelikle teminatsız, mahkememiz aksi kanaatte ise teminatlı olarak tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 09/06/2022 tarihli ara karar ile; “…Daha önce tedbir kararı verildiği ancak kararın gereğinin davacı tarafça yerine getirilmediği ve pasif kalındığı, bu nedenle tedbir kararının kendiliğinden kalktığı, yine takibe konu senetlerde “malen” kaydının bulunduğu gözetildiğinde tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir konulması taleplerinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK’nın 389 ve devamındaki maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde verilen bir tedbir mahiyetinde olduğunu, davanın her aşamasında istenebileceği gibi talebin reddi veya kendiliğinden kalkması durumunda tekrar istenemeyeceği yönünde HMK’da yasaklayıcı bir maddenin bulunmadığını, taraflarınca istenen ihtiyati tedbir kararının teminat bedeli yüksek olmasından ötürü icra dosyasına yatırılmasının uzun sürdüğünü, ihtiyati tedbir talebi kararının kendiliğinden kalktığını, dava konusu hususlarda maddi anlamda herhangi bir koşul değişmemişken ve teminatın toplanmasına rağmen yerel mahkemece senedin malen kaydı içerdiği ve ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalktığının ileri sürülerek taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, menfi tespit davasının mahiyetinin kötü niyetli takipler sonucu borçlunun borçlu olmadığı meblağı ödeyerek zararına sebep verilmemesi olduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibinin de bu mahiyette olduğunu, dava konusu icra takipleriyle ilgili ihtiyati tedbirin uygulanmadığı takdirde müvekkilinin haksız haciz ve tahsilatlara maruz kalacağını, ticari hayatına devam etmesinin imkansız hale geleceğini, ilk derece mahkemesince her ne kadar aleyhlerine bir husus olarak gösterilmiş ise de, ihtiyati tedbir verilmemesine gerekçe olarak gösterilen ”malen kaydı” nın aleyhlerine bir husus olmadığını, senetlerde malen kaydının bulunmasına rağmen davalı tarafça senetlerin borç mutabakatı çerçevesinde verildiğinin savunulduğu, ancak bu hususa ilişkin yazılı bir delilin sunulamadığını, davalı tarafın senedin ihdas sebebini talil etmiş olarak ispat yükünü üzerine aldığını, yargılamanın geldiği aşamada karşı tarafın tüm delillerini sunmuş olmasına karşın söz konusu senetlerin borç mutabakatı çerçevesinde verildiğine dair herhangi bir yazılı delili sunamadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen 09.06.2022 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep, bonoya dayalı menfi tespit davasında icraya konulan……….TL yönünden …….. İcra Dairesi’nin ……. ve …… Esas sayılı icra takip dosyalarında takiplerin durdurulması, aksi halde icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; daha önce tedbir kararı verildiği, ancak kararın gereğinin davacı tarafça yerine getirilmediği ve pasif kalındığı, bu nedenle tedbir kararının kendiliğinden kalktığı, yine takibe konu senetlerde “malen” kaydının bulunduğu gözetildiğinde, yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yeniden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” denilmektedir. Buna göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında teminat karşılığında olsa dahi ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması imkanı bulunmamakta ise de, davacının terditli talebinin, İİK’nın 72/3. Maddesinde düzenlenen icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusundaki tedbire ilişkin olduğu anlaşıldığından ve mahkemece bu konuda hata yapılması yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacı vekilinin ilk derece mahkemesi ara kararına karşı istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin 19/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren önlenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Mahkemenin …. esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde İADESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa İADESİNE,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan harcamaların ilk derece mahkemesince esas hakkında hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B)HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
1-İhtiyati tedbir talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile İİK’nın 72/3. maddesine göre….. TL’nin %15’i oranında belirlenen 191.590,03 TL’nin davacı tarafından mahkeme veznesine nakit olarak yatırılması veya aynı miktarda kesin banka teminat mektubu sunulması mukabilinde, …….. İcra Dairesi’nin ……..Esas ve……… Esas sayılı takip dosyasında, tedbiren icra veznesine giren paranın alacaklıya verilmemesine, takibin durdurulması talebinin reddine,
2-İhtiyati tedbir ve teminata ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
3-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/10/2022

…….
Başkan
…..
.
Üye
….
e-imzalıdır
..
Üye
….
e-imzalıdır

Katip
….
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”