Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1296 E. 2022/1378 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1296
KARAR NO : 2022/1378

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2022/564 Esas
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
VASİ : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 2022/564 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararının istinaf incelemesinin Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili;……. düzenlenme tarihi …….ödeme tarihli ve ……..TL bedelli ticari teamüllere göre düzenlenme iradesinin söz konusu olmadığı davalı yanca hazırlandığı ve tedavüle çıkarılmış olan bononun davacının borçlanma iradesi dışında hataya düşürülerek düzenlendiğini, ……İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasına konu çeklerin davalı tarafından hata, hile ve davacının demans sağlık sorununa dayalı olarak davacı müvekilden alınması sebebiyle borçlu olmadığını, borcu bulunmadığının tespitine, senetlerin iptaline ve takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili ; davalı alacaklı ile davacı borçlu arasında …… de imzalanan ve … ödenmek şartıyla aralarında bir senet imzalandığını, ancak söz konusu senet belirtilen tarihte ödenmediğini, söz konusu senedin icraya konulması sonucu daha sonra yapılan borca ve imzaya itirazlar yersiz çıktığını, ancak yine de borcun sürüncemede kalması için yargıyı meşgul ettiğini, duruşma esnasında da imzanın kendisine ait olmadığı mahkemece kanaat getirilmediğini gören borçlu daha sonra imzanın kendi imzasına benzediğini ancak ne zaman attığını hatırlamadığını, daha sonra da imzayı ne zaman attığını hatırlayıp ancak baskı altında attığını söyleyerek borçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunduğunu, ancak mahkeme tarafından kanaat getirilmeyerek tüm itirazlarının reddedildiğini, icra takibinde imzaya itirazın sonucu olarak bilirkişiden gelen kiriminal sonuçları da imzanın borçluya ait olduğunun kesinleştiğini, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; Mahkemece uyuşmazlık hakkında görevli ve yetkili olduğu, teminata yönelik bir itiraz olmadığı görülmekle, ihtiyati tedbirin şartlarına ilişkin, mahkemece önceki ara kararını değiştirecek türden bir kanaat edinilemediğini ve dahi sözleşmenin geçersizliği ile birlikte iradeye fesada uğratan hallere ilişkin anlatıma dayalı olarak açılan kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasında yasanın uygulanmasından ibaret olan teminat mukabilinde icra kasasına giren paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir neticesinde davacı açısından telafisi imkansız zarara uğramasının önüne geçilmiş olmakla, davalı takip alacaklısı açısından ise takibin devamına engel bir karar olmadığından tüm yönleriyle değerlendirildiği, koşulları bulunmayan ihtiyati tedbire itirazın reddine dair karar verilmiştir.
Aleyhine İhtiyati Tedbir Kararı Verilen Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil alacaklı ile davacı borçlu arasında ………. de imzalanan ve …. tarihinde ödenmek şartıyla aralarında bir senet imzalandığını, ancak söz konusu senedin belirtilen tarihte ödenmediğini, söz konusu senedin icraya konulması sonucu daha sonra yapılan borca ve imzaya itirazların yersiz çıktığını, ancak yine de borcun sürüncemede kalması için yargıyı meşgul eden davalar açıldığını, duruşma esnasında da imzanın kendisine ait olmadığı mahkemece kanaat getirilmediğini gören borçlu daha sonra imzanın kendi imzasına benzediğini ancak ne zaman attığını hatırlamadığını, daha sonra da imzayı ne zaman attığını hatırlayıp ancak baskı altında attığını söyleyerek borçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunduğunu, ancak mahkeme tarafından kanaat getirilmeyerek tüm itirazları reddedildiğini, icra takibinde imzaya itirazın sonucu olarak bilirkişiden gelen kiriminal sonuçları da imzanın borçluya ait olduğunu kesinleştirdiğini, duruşma esnasında da bir çok bahaneye başvuran ve bu bahaneler, gereksiz ve yersiz olduğunu bilen davacı borçlu borcu ödememe konusunda ısrar ettiğini ve borcu sürüncemede bıraktığını ileri sürerek yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Talep, ihtiyati tedbire itiraz istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

İcra ve İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” denilmektedir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, teminat mukabilinde icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin İİK’nın 72/3. Maddesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekilinin ihtiyati tedbire ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/09/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”