Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1245 E. 2023/1375 K. 18.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1245 – 2023/1375
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1245
KARAR NO : 2023/1375

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :……..
ÜYE : ……….
ÜYE : ……….
KATİP : ………..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2022
NUMARASI : 2021/441 Esas, 2022/417 Karar

DAVACILAR : 1-……
2-………
VEKİLLERİ : Av. …………..
DAVALI : …………
VEKİLİ : Av…………
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/12/2023
YAZIM TARİHİ : 18/12/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/04/2022 tarih ve 2021/441 esas, 2022/417 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ………. Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’nin sahibi ve ortağı ……….’in ……….. Tic. Ltd. Şti. sahibi ve ortağı …….. ile samimi arkadaş ve aynı zamanda eski ortaklar olduğunu, …’in ise yazılım işi ile uğraştığını, Devlete ait yazılımları yazdığını, bu nedenle de vaktinin çoğu zamanını şehir dışında ve yurt dışında geçirdiğini, bu samimiyet nedeniyle müvekkil davacı …’in …’te bulunmadığı bir zaman Serkan Kılıç isimli kişi nasıl ele geçirdiğini bilmedikleri ancak imzalı olan , mutat şekilde çift imzalı düzenlenen senedi ele geçirdiğini, imzaların üzerine yine elinde bulunan … İnşaat Gıda San. Tic. Ltd. Şti. kaşesini bastığını, bu şekilde hem davacı … İnşaat Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’yi hem de …’i borçlu hale getirdiğini, akabinde bonoların boş olan hamil kısmına davalı … Yapı İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’nin ismini yazarak sahibi olduğu şirketi alacaklı hale getirdiğini, bu işlemlerin akabinde bonoların arkalarını ciro ederek kendisinin borçlu olduğu … Mühendislik Sanayi Tic. Ltd. Şti’yi ciro ederek verdiğini, bu şekilde bonoları tedavüle çıkardığını belirterek, açıklanan nedenlerle, davacıların … takip sayılı dosyasında takipte bulunan bonolardan dolayı borcu olmadığının tespit edilmesine, bir nolu davalı … Yapı İnşaat San. Tic, Ltd.Şti tarafından haksız ve kötü niyetli takip yapılmış olması nedeni ile bonolarda yazılı miktarın % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava konusu icra takibini karşılıksız bırakmak ve alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla daha önce de çeşitli mahkemelerde imza itirazı dahil birçok dava açtığını, ancak netice itibariyle davaların reddedildiğini ve son olarak … Karar sayılı ilamı ile imza itirazlarının da reddedilmiş olup dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, davacı tarafların dava dilekçelerinde belirttikleri … soruşturma numaralı dosyasının davacı tarafın iddialarının aksine takibe konu bonolarla ve icra takip dosyasıyla ilgili olmayıp, konusunun çok farklı olduğunu, davacı tarafların diğer tüm soyut ve yanıltma amacı taşıyan, somut olay ile ilgisi bulunmayan iddialarının ve taleplerinin reddiyle; alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik açılmış olan hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli işbu davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; “….Davacı tarafından işyerinde bonoların mutat bir şekilde imzalı ve boş şekilde bulunduğunu eski ortağı diğer davalı (tefrik edilen dava davalısı) lehtar tarafından doldurularak davalıya olan borç nedeniyle tedavüle sokulduğunu mahkememize bildirmiştir. Bonoların işyerinde imzalı ve boş şekilde ortağın da ulaşabileceği bir yerde hali bonoların kullanılması için diğer ortağa rıza verildiği anlamına gelmektedir. Bu noktada davacı tarafından hamile karşı ise bonoların anlaşmaya aykırı doldurulduğunu bile bile hareket ettiğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Bahsettiğimiz üzere bononun anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu iddiasının hamile karşı ileri sürülebilen bir defi olması için hamilin kötü niyetli olduğunun ispat yükü bononun borçlusunun üzerindedir. Dava konusu imzalı bononun daha sonradan doldurularak tedavüle sokulması iddiası senet metninden anlaşılabilecek bir defi olmadığından şahsi defi niteliğinde olmakla birlikte davalı hamilin kötü niyetli hareket ettiği davacı tarafından da ileri sürülmemiştir. Hata davacı tarafından lehtarın bonoyu bir borca karşılık verildiği dile getirilmiştir. Davacının davalının kötü niyetli olduğunu iddia etmemesi karşısında da davalı hamile karşı davasını ispat edemediği kanaatini oluşturmuştur. Neticeten; tüm dosya kapsamı taraf beyanları, birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının reddine….” karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının gerekçesinin dosyaya uygun olmayan bir gerekçe olduğunu, kararın da eksik inceleme ile HMK hükümlerine aykırı olarak verilmiş bir karar olduğunu, yerel mahkemenin olayın aynı hukuki ilişkiden doğması nedeniyle dava arkadaşlığı olduğunu görmeden HMK’nın 167. maddesinin özünü yanlış uygulayarak davayı tefrik ettiğini, oysaki davada dava arkadaşının mevcut olduğunu, davada dava arkadaşının mevcut olduğunu, yerel mahkemece hüküm kurulurken bononun mücerret borç ikrarı olduğunun belirtildiğini, yine yerel mahkemece kendilerine ispat hakkı verilmeden, delilleri toplanmadan, tarafların tacir olduğu gözetilmeden, davalılarla ticari bir ilişkileri olmadığını beyan etmiş olmalarına rağmen dava dilekçesinin delil kısmında kendilerinin muhtasıran açık açık tarafların ticari defterlerine dayandıklarını görmeden HMK’nın 222/5 maddesi gözden kaçırılarak, dosya bilirkişiye verilmeden ve tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırmadan işbu red hükmünün kurulduğunu, tarafların tacir olduğunun açık olduğunu, MHK’nun 222/5 maddesinde, “Taraflarından biri tacir olmasa dahi tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini itirazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” şeklinde olduğunu, yine yerleşmiş Yargıtay kararlarının da mahkemelerden taraflar tacir oldukları takdirde ticari defterlerinin incelenmesi ve bu sonuca göre hüküm verilmesinin istenildiğini belirterek, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken ………. TL istinaf harcından peşin alınan …… TL harcın mahsubu ile bakiye ……..TL harcın davacılar taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/12/2023

Başkan V.

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”