Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1231 E. 2022/1986 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1231 – 2022/1986
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1231
KARAR NO : 2022/1986

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : ……..
ÜYE : ……….
KATİP : ……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2022
NUMARASI : 2022/35 E., 2022/304 K.

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : ……..
VEKİLİ : Av……
DAVANIN KONUSU : İpotek
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
YAZIM TARİHİ : 23/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Adanı 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2022/35 Esas, 2022/304 Karar sayılı dosyasında verilen 30/03/2022 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile ….. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki kredi sözleşmesinden doğacak borçları temin etmek üzere … adına kayıtlı …….bağımsız bölüm üzerine 2. dereceden …TL bedelli ipotek tesis edildiğini, aynı taşınmazda davalı bankanın ise 1. dereceden …. TL bedelli ipotek hakkının bulunduğunu, davalı bankanın… tarafından düzenlenen …. tarihli taahhütnamede; “…. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin şubeden kullandığı kredilerin teminatı olarak tesis edilen …. bağımsız bölüm üzerine 1. dereceden … TL bedelli ipoteğin …. TL’nin firmanın risklerine mahsuben …. numaralı hesaba aktarılması durumunda ipoteğin fek edileceği” belirtildiğini, davalı bankanın bu taahhüdüne güvenen davacı banka tarafından … tarihinde borçlu şirketin belirtilen hesabına … TL gönderildiğini, davalı bankanın taahhüdüne aykırı olarak lehine olan ipoteği terkin ettirmediği ileri sürülerek taşınmaz üzerindeki davalı adına tescilli ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı bankanın … ile ….. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki kredi sözleşmesi uyarınca firmaya kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin teminatı olarak davaya konu ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine …İcra Müdürlüğünün…. sayılı dosyası ile ipoteğe dayalı takip başlatıldığını, borçlu şirketin taşınmaz üzerindeki ipoteğin peşin ödeme karşılığında fekki için başvurularda bulunacağını belirtmesi üzerine davaya dayanak yapılan taahhütname düzenlendiğini, bu taahhütün ödemenin kim tarafından yapılacağının bilinmemesi nedeniyle “İlgili Makama” şeklinde düzenlendiğini, davalı tarafından davacıya hitaben düzenlenmiş bir taahhütnamenin bulunmadığını, davacı bankanın, davalı bankanın ilgili şubesi ile irtibata geçmeden ve taahhüdün teyidini almadan firmanın hesabına … TL aktardığını, yatırılan bu tutarın firma tarafından internet bankacılığı yoluyla başka bir hesaba EFT yapıldığını, davalı bankanın alacağına mahsuben bir ödeme yapılmadığını, firmanın ipotekle temin edilen borcunun halen devam ettiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…dava dışı …adına kayıtlı …. bağımsız bölüm üzerine …. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kredi borçlarının teminatı olarak… tarih, … yevmiye sayısı ile … lehine 1. dereceden … TL bedelli ve …tarih … yevmiye sayısı ile ….lehine 2. dereceden … TL bedelli ipotek hakkı tesis edildiği, ….tarafından düzenlenen … tarih …. sayılı İlgili Makama başlıklı yazıda; …sis edilen … bağımsız bölüm üzerine 1. dereceden …TL bedelli ipoteğin … TL’nin firmanın risklerine mahsuben … numaralı hesaba aktarılması durumunda ipoteğin fek edileceği” taahhüt edildiği, davalı bankanın; bu yazıyı düzenlerken bu taahhüdün hangi tarihe kadar geçerli olduğunu, ödemenin nasıl yapılması gerektiği konularında ayrıntıya girmemekle basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlüğüne aykırı davrandığı, davacı banka tarafından … tarihinde saat … firmanın hesabına …TL EFT yapılmış olmakla birlikte bu paranın … TL kısmı firma tarafından internet bankacılığı yoluyla başka bir bankadaki kendi hesabına aktarılmış kalan miktar ise banka tarafından firmanın kredi borçlarına mahsup edildiği, şu halde davalı bankanın ipotek teminatı kapsamındaki alacağının ödenmediğinin sabit olduğu, belirtildiği gibi davalı banka taahhütnameyi düzenlerken bazı hususları açık bir şekilde belirtmeyerek basiretli iş adamı gibi davranmamış ise de ödemeyi yapan bankanın ödemeyi yapmadan önce mutlaka taahhütnameyi düzenleyen bankayla irtibata geçip gerekli teyidi sağladıktan sonra para aktarımını yapmasının gerektiği, çünkü taahhütte, ödemenin firma riskine istinaden yapılması gerektiğinin belirtildiği, bunun ise ancak ilgili şubeyle bağlantı yapmak suretiyle sağlanabileceği, davacı bankanın, davalı banka ile hiçbir teyit ve mutabakat sağlamadan firma hesabına EFT yapmasının TTK 18 maddesi hükmü anlamında daha ağır kusurlu davrandığı, davacı bankanın davalı bankayla irtibata geçmeden ödeme yapması ve sonuçta firmanın ipotek teminatı altındaki borcunun devam ediyor olması dikkate alındığında ipotek fek isteminin haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya Dairemize gelmiş olup, Dairemizin 2020/131 Esas, 2021/1743 Karar sayılı 11/11/2021 tarihli ilamı ile; “…İpotek bedelinin … TL olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/4716 esas, 2014/11710 karar sayılı ilamında açıkça belirtildiği üzere, ipoteğin terkini isteminde dava değeri ipotek tutarı kadar olup, harç tutarının ipotek tutarı üzerinden hesaplanması gerekmektedir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun münhasıran harç sebebiyle kabulü ile mahkeme kararının esası incelenmeksizin kaldırılarak, yukarıda bahsedilen şekilde işlem yapıldıktan sonra bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; “…Dava dışı …adına kayıtlı …No.lu bağımsız bölüm üzerine … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kredi borçlarının teminatı olarak … tarih … yevmiye sayısı ile … lehine 1. dereceden … TL bedelli ve … tarih …. yevmiye sayısı ile …lehine 2. dereceden… TL bedelli ipotek hakkı tesis edilmiştir. ….tarafından düzenlenen … tarih … sayılı İlgili Makama başlıklı yazıda; “….San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin şubeden kullandığı kredilerin teminatı olarak tesis edilen ….. No.lu bağımsız bölüm üzerine 1. dereceden … TL bedelli ipoteğin …TL’nin firmanın risklerine mahsuben …. numaralı hesaba aktarılması durumunda ipoteğin fek edileceği” taahhüt edilmiştir. Davalı banka; bu yazıyı düzenlerken bu taahhüdün hangi tarihe kadar geçerli olduğunu, ödemenin nasıl yapılması gerektiği konularında ayrıntıya girmemekle basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlüğüne aykırı davranmıştır. Davacı banka tarafından … tarihinde saat … firmanın hesabına …. TL EFT yapılmış olmakla birlikte bu paranın …. TL kısmı firma tarafından internet bankacılığı yoluyla başka bir bankadaki kendi hesabına aktarılmış kalan miktar ise banka tarafından firmanın kredi borçlarına mahsup edilmiştir. Şu halde davalı bankanın ipotek teminatı kapsamındaki alacağının ödenmediği sabittir. Az önce belirtildiği gibi davalı banka taahhütnameyi düzenlerken bazı hususları açık bir şekilde belirtmeyerek basiretli iş adamı gibi davranmamış ise de ödemeyi yapan bankanın ödemeyi yapmadan önce mutlaka taahhütnameyi düzenleyen bankayla irtibata geçip gerekli teyidi sağladıktan sonra para aktarımını yapması gerekirdi. Çünkü taahhütte, ödemenin firma riskine istinaden yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu ise ancak ilgili şubeyle bağlantı yapmak suretiyle sağlanabilir. Sonuç itibariyle davacı banka davalı banka ile hiçbir teyit ve mutabakat sağlamadan firma hesabına EFT yapması TTK 18 maddesi hükmü anlamında daha ağır kusurlu davranmıştır. Davacı bankanın davalı bankayla irtibata geçmeden ödeme yapması ve sonuçta firmanın ipotek teminatı altındaki borcunun devam ediyor olması dikkate alındığında ipotek fekki isteminin haklı olmadığı ve davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, sübut delillerin görmezden gelinerek kanaate ve temenniye dayanır bir gerekçe gösterildiğini, yerel mahkemenin ödemenin firma riskine istinaden yapılması gerektiğinin belirtildiği üzerinde vurgulama yapmışsa da müvekkili tarafından ipotek karşılığı ödeme yapılırken … nolu taahhüdünüz: …bağımsız bölüm malik …. açıklaması ile gönderim yapıldığını, söz konusu vurgulamaya hali hazırda atıf yapılmış durumda olunduğunu, bildirilen para miktarının gönderiminin belge ile kanıtlanmasına rağmen ayrıca irtibata geçilmesi gerektiğine dair ise taahhütte herhangi bir kayıt ve şartın bulunmadığını, karşı tarafın hesap nosu bildirirken kendi kontrolünde olan bir hesap bildirmesinin mümkün olduğunu, müvekkilinin karşı tarafça bildirilen İBAN nosunun kime ait olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, dava safahatında alınan bilirkişi raporuna karşı sunmuş oldukları itirazların değerlendirilmediğini, yetersiz ve hatalı rapora dayanarak hüküm tesis edildiğini, dava görülürken alınan bilirkişi raporunun çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili banka tarafından karşı taraf tarafından hazırlanan ve istenen taahhüt gereklerinin aynen yerine getirildiğini, buna karşın yerel mahkemenin “çünkü taahhüttte, ödemenin firma riskine istinaden yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu ise ancak, ilgili şubeyle bağlantı yapmak suretiyle sağlanabilir.” ifadeleri ile mahkemenin kendi gerekçeleri ile çatışmış durumda olduğunu, dosya içerisinde mevcut taahhüt metninin karşı taraf bankaca düzenlendiğini, IBAN nosunun da yine karşı taraf bankaca taraflarına verildiğini, karşı tarafın paranın yatırılmasını istediği hesap bilgisinin borçlunun değil de kendi personelinin kontrolünde olan bir hesap olarak bildirse idi hesaptan paranın çekilmesini engellemiş olabileceğini, buna karşın karşı tarafın ağır kusurlu davranışına dayanarak MK madde hükümlerine ve hakkaniyet ilkelerine tamamen aykırı hareket etmiş durumda olduğunu, somut olayda davanın her iki tarafının da tacir olmasına ve aynı hukuk süjelerine tabi olmasına karşın, yerel mahkemenin tarafları eşit şekilde değerlendirmediğini, yerel mahkemenin sübut bulan ve somut delillerle kanıtlanması gereken ticari bir işte niyet okumalarını istemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkemenin gerekçeli kararında basiretli iş adamlarının nasıl olması gerektiği hakkında uzun bir açıklamaya girişmiş olmasına karşın, basiretli iş adamı olması gereken ve özellikle bankacılık faaliyeti yürüten kurumların nasıl davranacağına dair usul ve esasların yasal mevzuat çerçevesinde ele alınması gerektiğini, yerel mahkeme kararının yerleşmiş içtihatlara göre de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davacı bankanın davalı bankayla irtibata geçmeden ödeme yapması ve sonuçta firmanın ipotek teminatı altındaki borcunun devam ediyor olması dikkate alındığında davacının ipotek fekki isteminin haklı olmadığı, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde taraflara iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
Dair HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2022

………
Başkan
……
e-imzalıdır
………
Üye
…….
e-imzalıdır
………..
Üye
……..
e-imzalıdır
…….
Katip
………
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”