Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1199 E. 2022/1232 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1199
KARAR NO : 2022/1232

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 01/06/2022
NUMARASI : 2022/20 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN (DAVACI) :
VEKİLLERİ :
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR İSTENEN – İTİRAZ
EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/07/2022
YAZIM TARİHİ : 19/07/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2022/20 Esa sayılı dosyasında verilen 01/06/2022 tarihli kararın istinaf incelemesi aleyhine ihtiyati tedbir istenen itiraz eden davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

İhtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili, müvekkili hakkında davalı … tarafından …. İcra Dairesinin ……. esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takibe konu senet nedeniyle davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin deri imalatçısı olduğunu, ….Deri San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ortaklarından olduğunu, müvekkilinin davalı taraftan toplamda 300.000 TL borç aldığını, tefeci faizi ile birlikte davalı tarafın sonradan doldurduğu teminat olarak boş senet imzaladığını, müvekkilinin çeşitli zamanlarda hem de müvekkilinin abisi ve … Deri ortağı ….’ın uzlaşma kapsamında borcunu ödediğini, ancak davalı alacaklının müvekkilinin borcunu ödemesine rağmen müvekkilinden aldığı senetleri geri iade etmediğini, davalı tarafın elinde bulunan boş senetlerin üzerini doldurarak ve nakden yazarak haksız kazanç elde etmek için icraya koyduğunu ileri sürerek dava konusu senedin teminat mukabilinde menfi tespit davası sonuçlanana kadar davaya konu senedin ödenmesini engeller mahiyette icra takibinin durdurulması amacıyla ödememe yasağı yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, menfi tespit davasının kabulüne, takibe konu senedin ve …. İcra Dairesinin …. sayılı takibin iptaline, hukuka ve kanuna aykırı olarak haksız kazanç elde etmeye çalışan kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece 11/01/2022 tarihli ara karar ile; “…Huzurdaki dava, borçsuzluğun tespitine yönelik icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davasıdır. Talep de icra takibinden sonra açılan bir menfi tespit davasına ilişkin bir ihtiyati tedbir talebidir. Öncelikle bu yönüyle İİK’nın 72/3. maddesi uyarınca bu davada ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı kanunun emredici hükmü gereği olup, bu talebin reddi gerekmiştir. Durum bu olmakla birlikte, İİK’nın 72/3. maddesi uyarınca borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılaması ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemece ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine karar verilebileceği düzenlenmiş olup, tüm dosya kapsamı, sunulan deliller ve açık kanun hükmü dikkate alınarak bu yöndeki talep yerinde görülmüş, telafisi güç ya da imkansız zararların önüne geçilmesi ve de her iki tarafın da menfaatlerinin korunması amacıyla neticeten aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

1-Davacının ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması talebinin REDDİNE, 2-Davacının ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine yatan/yatacak olan paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki talebinin KABULÜ İLE ve tedbir kararının sadece dosyamız davacısı açısından geçerli olması kaydıyla; gecikmeden doğacak zararların karşılanması amacıyla takdiren dava değerinin % 15’i oranındaki 29.400,00 TL nakdi teminat tutarını veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu mahkememize yatırdığında veya ibraz ettiğinde, ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yatan/yatacak olan paranın alacaklıya VERİLMEMESİNE,” karar verilmiştir.

Aleyhine ihtiyati tedbir istenen vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkemece birleşen dosyanın 16/03/2022 tarihli 3 numaralı ara kararı ile davacının ihtiyati tedbir talebinin %15 teminat mukabilinde kabul edildiğini, verilen kararın İİK 72/3’e aykırı olduğunu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi istenebilir.’ şeklinde olduğunu, somut olayda müvekkilinin gecikmeden doğan zararların da karşılanması gerektiğini, davacının talebinde en az %115 teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi kararı verilmemesi için talep bulunduğunu, Yargıtay ve İstinaf Mahkemesi kararları icra takibi yapıldıktan sonra paranın alacaklıya verilmemesi için istikrarlı olarak %115 teminat verilmesini ararken %15 teminat karşılığında tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tedbir kararı verilecekse de %115 teminat karşılığında verilmesi gerektiğini belirterek teminat bedelinin artırılmasını istemiştir.

Mahkemece 01/06/2022 tarihli ara karar ile; “…İİK’nın 72/2 maddesi “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” şeklindedir. HMK’nın 389. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” denilerek ihtiyati tedbirde yaklaşık ispat kuralı düzenlenmiştir.Yukarıdaki ilkeler nazara alınarak dava dilekçesinde talep edilen tedbir talebi %15 teminat mukabilinde kabul edilmiştir. Davalı vekilinin tedbirin kaldırılması talepli dilekçesinde ileri sürülen hususların tedbirin kaldırılmasını gerektirir vakıalar içermediği gibi verilen tedbir kararından sonra durum şart ve koşullarda değişiklik olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil de sunulmamıştır. Mahkememizce belirlenen teminat yerleşik uygulamaya dosya kapsamına uygundur ve yeterlidir. Mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup başkaca bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı gibi karşı tarafın dinlenmesine de gerek yoktur. Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilirken alacağın tamamının ve buna ek olarak %15 teminatın yatırılması şart olmayıp, sadece belirlenen teminatın yatırılması yeterli olduğundan %115 ödeme yapılmasının istenilmesi de hukuki dayanaktan yoksundur. Bu nedenlerle mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir.

Aleyhine ihtiyati tedbir istenen itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın kanuna ve ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacının talebine de açıkça aykırı olduğunu, İİK 72/3’te icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir kararı bakımından düzenlemenin yer aldığını, müvekkilinin gecikmeden doğan zararlarının da karşılanması gerektiğini, bu nedenle esasen davacının da talebinde belirttiği üzere en az %115 teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi kararının verilebileceğini, Yargıtay ve İstinaf Mahkemesi kararlarında icra takibi yapıldıktan sonra paranın alacaklıya verilmemesi için istikrarlı olarak %115 teminat verilmesini ararken %15 teminat karşılığında tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece kararının kaldırılarak tedbir kararı verilecekse müvekkilinin gecikmeden doğan zararlarınının karşılaması ve buna ek olarak %15 teminat ödemesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, tedbir kararının davacının talebinde de belirttiği üzere en az %115 teminat karşılığında verilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

Talep, ihtiyati tedbire itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” denilmektedir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, teminat mukabilinde icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin İİK’nın 72/3. Maddesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekilinin ihtiyati tedbire ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf isteminde bulunan tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. Maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/07/202219/07/2022


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”