Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1190 E. 2022/1323 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1190
KARAR NO : 2022/1323

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2022
NUMARASI : 2022/10 E., 2022/537 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2022/10 Esas, 2022/537 Karar sayılı dosyasında verilen 27/05/2022 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …. Sigorta A.Ş. tarafından …. nolu …. Ürün Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalıları ….Tekstil San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait ….Organize Sanayi Bölgesi …. nolu cadde No:5-7 …..adresinde bulunan iş yerinin 24/11/2014-2015 tarihleri arasında sigorta teminatı altına alındığını, sigortalılarına ait iş yerine bitişik, davalı … Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş.’nin çocuk bezi üretimi ile iştigal eden fabrikasının fire atık sahasında 24/07/2015 tarihinde saat 17.10 sıralarında çıkan yangının sigortalılarına ait iş yerine sirayet etmesi sonucu imalatta bulunan yaklaşık 4 ton akrilik ipliğin islenerek zarar gördüğünü, çıkan yangının sigortalı iş yerine sirayet etmesi sonucu müvekkili şirket tarafından sigorta teminatı altına alınan işyerinde meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından …. Sigorta Ekspertiz Hiz. Ltd. Şti.’nin ekspertiz incelemesi yapması amacıyla görevlendirildiğini, hazırlanan 06.10.2015 tarihli Yangın Hasar Ekspertiz raporu ile 20.005,00 TL hasar bedeli saptandığını, saptanan hasar bedelinin sigortalılarına ..Merkez Şubesinin …. iban nolu hesabına 26.11.2015 tarihinde havale edilerek ödendiğini, davalının işyerinde çıkan yangının sigortalıları şirkete sirayet etmesi sonucu hasara sebebiyet verdiğini, meydana gelen hasardan dolayı %100 oranında sorumlu olduklarını, taraflarınca sigortalıları şirkette meydana gelen hasardan dolayı sigortalılarına ödenen zararın rücuen tazmini için davalı şirkete 09.03.2016 tarihinde ödemeye davet başvuru ile zarar bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından ödemeye davet başvurularına yanıt verilmediğini, bu sebeple …..İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından 20.05.2016 tarihinde 20.005,00 TL asıl alacak ve 880,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.885,22 TL bedel ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı şirket tarafından yapılan icra takibine borca ve yetkiye itiraz edilerek icra müdürlüğünce dosyanın ….. İcra Dairesinin …. sayılı takibi ile devam edildiğini, davalı şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine 05.12.2016 tarihinde icra takibine ve ödeme emrine yapılan itiraz sonucu, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı sigorta şirketinin sigortalısına maddi hasardan ötürü 20.005,00 TL’nin ödenmesi için müvekkiline 09.03.2016 tarihinde talepte bulunduğunu, müvekkilinin sigorta poliçesini yapan …..Sigortaya bilgi verilmesi üzerine …..Sigorta şirketinin 24.07.2015 tarihinde çıkan yangın hadisesi nedeniyle eksper görevlendirilmiş olduğunu, eksperin dava dışı …..Tekstil’de de inceleme yaptığını, yapılan eksper incelemesinde talebe konu …. Tekstil firmasında yangından dolayı herhangi bir hasar oluşmadığının belirlendiğini, müvekkiline ait işyerinde meydana gelen yangından dolayı davacının işyerinde herhangi bir hasar oluşmadığının eksper raporu ile tespit edildiğini, müvekkiline ait işyerinin yangın sigortası kapsamında hasar tarihinde ….Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminatı altına alınmış olup bu anlamda davanın …. Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın ….. Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesine, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İhbar olunan …..Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde zarara ilişkin hiçbir bilgi ve belgenin yer almadığını, dava konusu hasarın 24/07/2015 günü meydana geldiğini, huzurdaki davanın açılma tarihi dikkate alındığında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın bu zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı yanın yangının çıkış sebebini ve sigortalının kusurunu ispatlaması gerektiğinin açıkça ortada olduğunu, sigortalıya atfedilen kusur durumunun taraflarınca kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talep etmiş olduğu miktarın fahiş ve taraflarınca kabul edilemez olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmemiş olup, davacının faiz taleplerinin de taraflarınca kabul edilemeyeceğini belirterek ihbar edilen konumunda bulunduklarından aleyhlerine hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, “…Mevcut açıklamalar doğrultusunda mahkememizce zarara sebebiyet veren yangında kusur durumunun tespiti ve zarar miktarının ne olduğu yönünde 3 kişilik bilirkişi heyetince keşif yapılmış ve alınan bilirkişi raporuna göre davalı …. Sağlık Ürünleri A.Ş’nin çıkan yangında gerekli tedbirleri almadığı ve dolayısıyla mevcut yangında %100 kusurlu olduğu anlaşılmakla birlikte zarar miktarının toplam 12.584,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce bu kapsamda halefiyet kuralı gereği kusurlu davranışıyla yangına sebebiyet verdiği kanaatine varılarak davacının davasının kısmen bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarı doğrultusunda kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir. Buna mukabil her ne kadar davacı taraf icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de mahkememizce alacak likit kabul edilmediğinden davacının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının açmış olduğu davasının KISMEN KABÜLÜ İLE kısmen reddi ile davalının ….. İcra Müdürlüğünün …..Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının KISMEN KABULÜ ile ve kısmen reddi ile takibin 12.584 TL ana para ve ana paraya davacı sigorta şirketince sigorta ödeme tarihi 26/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi şeklinde TAKİBİN DEVAMINA, Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin alacak mahkememizce likit kabul edilmediğinden REDDİNE” karar verilmiş, kararı davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf etmesi üzerine dosya Dairemize gelmiş olup, Dairemizin 2020/452 Esas, 2021/1955 Karar sayılı 15/12/2021 tarihli kararı ile; “…dava dışı ….. Tekstil Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin yangın hadisesinin akabinde 05/08/2015 tarihinde Gaziantep 1.Ticaret Mahkemesi Başkanlığı’nın 2015/1189 sayılı dosyasından delil tespiti talep ettiği ve düzenlenen raporda davacının zararının totalde 23.070,00TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı sigorta şirketinin sigortalısının hasarını tespit ettiği 06/10/2015 tarihli Yangın Hasar Ekspertiz Raporunda dava dışı …. Tic.A.Ş.’nin yangın nedeniyle oluşan zararının 20.005,00TL olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından dosyaya kazandırılan 28/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda ise; davalının %100 kusurlu olduğu ve zarar miktarının 12.584,00TL olduğu tespit edilmiştir. Ekspertiz ve bilirkişi raporları arasında çelişki mevcut olup, taraf vekilleri karara esas alınan bilirkişi raporuna itiraz etmişler, itirazları karşılayacak yeni bir rapor alınmamıştır. Yargıtay uygulamalarına göre; dosyada çelişkili iki rapor olması halinde, çelişkiyi gideren ayrıntılı, gerekçeli, taraf, mahkeme ve istinaf denetimine açık, itirazları da karşılar nitelikte rapor alınmadan uyuşmazlık çözülemez. (Yargıtay 13. H. D. nin 2014/45035 E. 2016/2830 K. ve 2014/45190 E. 2016/2495 K., Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/5699 Esas, 2013/11531 karar sayılı ilamı) Mahkemece konusunda uzman bir başka heyetten ayrıntılı, gerekçeli denetime elverişli, usul ve yasaya uygun, raporlar arasındaki çelişkiyi gideren bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

Bu itibarla, mahkemece alınan ve yetersiz olduğu anlaşılan bilirkişi raporu ile, delil tespiti dosyasında alınan rapor ve ekspertiz raporları arasındaki çelişki giderilerek, konusunda uzman bir yangın bilirkişisi/sigorta uzmanı, bir sektör bilirkişisi ve bir mali müşavir bilirkişiden oluşan heyetten, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun, önceki raporu ve sunulan uzman görüşünü de değerlendiren rapor alınarak, yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi için ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekli olmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca ayrı ayrı kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde delillerin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.

Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; “…Kaldırma kararı gereği dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapora göre söz konusu ipliklerde meydana gelen islenme sebebiyle, ipliğin açık renk olarak piyasaya arzının mümkün olmayacağı, zira açık renklerde islenmenin kendisini belli edeceği, iplikte renk varyasyaonları olduğu izlenimi vereceği ve kullanımı bu durumun engelleyeceği belirlenmişt olduğu durumda söz konusu ipliklerin koyu renge boyanması ve bu şekilde piyasaya arzı gerekeceği bu durumda dönem boyama rayiç bedeli olarak 2,75 TL/Kg bedel esas alınacağı söz konusu boyama işlemleri esnasında akrilik elyafın %3 oranında, daha sonraki ard işlemler ve bitim işlemleri esnasında da yaklaşık %1 fire ile toplam %4 oranında da fire vereceği belirlenmiş olduğunu, o halde somut olayda zarar miktarı; boyama maliyeti ve fire maliyeti toplamındaın oluşacak olup, bu hesaplamanın Boyama Bedeli: 2,75 TL/Kg, Toplam İplik Miktarı: 4.000 Kg, Toplam Boyama Maaliyeti : 2,75 TL/Kg * 4.000,00 Kg = 11.000,00 TL Fire Oranı: %4, Toplam iplik Miktarı: 4000,00 Kg; Toplam Fire: 4000,00 *0,04 =160 Kg Fire Maliyeti: 160 Kg * 9,90 TL/Kg = 1.584,00 TL Toplam Maliyet = Boyama Bedeli + Fire Bedeli = 11.000,00 TL + 1.584,00 TL = 12.584,00 TL olacağı açıklanmış, buna göre ayrıntılı ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınmış olup davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekmiş ve de aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. 1-Davacının açmış olduğu davasının KISMEN KABÜLÜ İLE kısmen reddi ile davalının …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının KISMEN KABULÜ ile ve kısmen reddi ile takibin 12.584 TL ana para ve ana paraya davacı sigorta şirketince sigorta ödeme tarihi 26/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi şeklinde TAKİBİN DEVAMINA, Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin alacak mahkememizce likit kabul edilmediğinden REDDİNE,” karar verilmiştir.

Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kabul edilen kısım yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hazırlanan kusura ilişkin raporda yangın yönünden yapılan değerlendirme kısmında hiçbir gerekçe göstermeden açıklama yapılmadan kusur tayini yapıldığını, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, varılan sonucun nedeninin belirtilmediğini, davada alınan raporun hükme esas alınmasının hakkaniyete uygun olmadığını, müvekkilinin işyerinde yangının önlenmesine yönelik her türlü tertibatın hazır oyup eksper raporunda da durumun belirtildiğini, yangına karşı her türlü tedbirin alındığını, yangın sırasında ve sonrasında zararın önlenmesine yönelik gerekli tüm çaba ve özenin gösterildiğini, zararı azaltma külfetinin temelinin TMK’nın 2. Maddesi 1. Fıkrasında ifade edilen dürüstlük kuralı olduğunu, tazminat talep etme hakkını kullanan zarar görenin dürüst davranmak zorunda olduğunu, mahkemece ve bilirkişiler tarafından zarar gördüğünü iddia eden davalı tarafından zararın azaltılmasına yönelik herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığı, gerekli tedbirleri alıp almadıkları, zararı artırıp artırmadıklarını tespiti yönünde herhangi bir inceleme ya da tespitin yapılmadığını, tazminatın takdirinde ve indirim yapılmasına dikkate alacak hususlardan bir tanesinin zarar görenin zararını azaltma külfetini yerine getirip getirmediği olduğunu, davacının yangından aylar sonra tek tarafla olarak yokluklarında yaptırdığı bilirkişi incelemesi ve keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun temel alınarak eldeki davanın açıldığını, bu keşif sırasında yapılan tespitlerin bilirkişi raporu ile mahkemenin hükmüne etkili olduğunu, hükümle karara bağlanan yargılama giderlerini açıklayan 4. Maddenin mantık yanlışlığının kısmen kabul kısmen ret olan bir dava için kabul edilemez olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.

İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dosya üzerinde yapılan yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, mahkemece dairemizin kaldırma kararına uygun delillerin toplanarak usulüne uygun bilirkişi raporu alındığı ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime açık, oluşa uygun ve karar vermeye elverişli olduğu, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafça yatırılan 214,90 TL istinaf karar harcının, Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 859,61 TL’den mahsubu ile bakiye 644,71 TL istinaf karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353. ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022

Başkan Vekili

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”