Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1185 E. 2023/1314 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1185
KARAR NO : 2023/1314

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2022
NUMARASI : 2021/46 Esas, 2022/351 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : ……
VEKİLLERİ : Av. …
….
Av. …
…..
Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
YAZIM TARİHİ : 07/12/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/04/2022 tarih ve 2021/46 Esas, 2022/351 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının süresinde borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz neticesinde takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkillinin alacağını tahsil edemediğini, mağdur olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; itirazın iptali ile takibin aynen devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine müvekkilinin davacı taraftan alacaklı olduğunu, davacı tarafça müvekkillerine sözleşme gereği gönderilen herhangi bir mal bulunmadığını, davacı yanın müvekkil şirkete usulüne uygun olarak göndermiş olduğu herhangi bir fatura bulunmadığını, asıl mağduriyeti müvekkilinin yaşadığını, açıklanan bu nedenlerle; müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “….Yapılan yargılama, toplanan deliller alınan bilirkişi raporları ve yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında davacı tarafça davaya konu edilen ve bankaya ibraz edilmeyen çekten dolayı davacı tarafça temel ilişkiye dayalı olarak alacağın varlığının ispat edildiği mahkememizce kabul edilmiş olup çek bedeli ve ihtiyati haciz giderleri yönünden davalının itirazının iptali ile takibin devamına, fakat davacı tarafça dava açılmazdan önce davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair dosyaya ibraz edilen herhangi bir delil bulunmadığından faiz talebi yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Davaya konu alacak likit olduğundan hükmedilen alacak miktarı üzerinden takip tarihindeki TL karşılığının %20’si olan …… TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Harç ve vekalet ücreti bakımından yapılan değerlendirme;
Bakıldığı zaman davacı tarafça eldeki davaya konu alacak bakımından …… para birimi üzerinden talepte bulunulmuştur. Bu noktada benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak ……. Tarihli ilamında “…Dava konusu alacak yabancı para cinsinden olup, bozma gereğince ……. Euro işlemiş faiz ve …… Euro ana para olmak üzere toplam …… Euro alacağa hükmedilmiştir. Davacı yararına hükmedilecek nisbi vekalet ücreti ile nisbi karar ve ilam harcının yabancı paranın dava tarihindeki kur üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre hükmolunması gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine ve nisbi karar harcına hükmedilmesi isabetli görülmemiş, bozmayı gerektirmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK 3/2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir…” denilmektedir.
Bu haliyle davanın kabul edilen miktarı olan …… USD’nin ve davanın rededilen miktarı olan …… USD dava tarihi olan 20/01/2021 tarihindeki …… efektif satış kuru olan ….. TL üzerinden TL’ye çevrilerek …… TL üzerinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ve ilam harcı alınmış rededilen ……. TL yönünden ise davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davacının icra inkar tazminatı talebi bakımından yapılan değerlendirme;
Burada her ne kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de kabul edilen kısım bakımından alacak likit nitelikte olup ayrıca davalılar da itirazlarında haksızdırlar. Bu haliyle de davacı lehine 2004 sayılı İİK m.67/2 hükmünde öngörülen şartlar oluştuğuna kanaat getirilmiş ve kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine % 20 nispetinde icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Ancak bakıldığı zaman eldeki davada itirazın iptali talep edilen alacağın tamamı USD para birimi üzerindendir. Yargıtay’ın bu noktadaki yerleşik içtihatları uyarınca icra inkar tazminatının yabancı para birimi üzerinden hükmedilmesi mümkün bulunmayıp yabancı para biriminin takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda hüküm altına alınan ……. USD asıl alacağın icra takip tarihi olan 18/12/2020 tarihindeki ……. USD/TL kuru üzerinden çevrildiğinde …… TL üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalının ……. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin ……. USD asıl alacak …… TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve ihtiyati haciz karar harcı yönünden devamına,
2-Fazlaya dair istemin REDDİNE,
3-Hükmedilen alacağın takip tarihindeki TL karşılığının %20’si olan …….. TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı vekilinin rededilen miktar yönü ile kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE….” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, işbu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira kararın gerekçesinde; “ticari defter incelemesinde davalı tarafın alacaklı olduğunun görüldüğü, vergi kayıtları incelemesinde mal satışının görüldüğü , vergi kayıtlarının ticari defterlerin eki olduğu değerlendirilerek davalı tarafa ait ticari defter kayıtlarına itibar edilmeden davaya konu edilen fatura konusu malların teslim edildiğinin kabul edildiği” denildiğini, yerel mahkemenin kararının hatalı değerlendirmeye dayalı olduğu gibi kendi içerisinde de çelişkili olduğunu, müvekkil tarafından davacı tarafa mal siparişi verilmiş olup bu hususta her ne kadar fatura kesilmiş ve mal bedeline karşılık çek verilmişse de malların müvekkiline teslim edilmediğini, davacı tarafından malların teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamış olup yerel mahkeme tarafından yalnızca …… formlarına göre malın teslim edildiğinin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, faturaların yalnızca ticari defterlere kayıtlı olmasının malın teslim edildiğini kanıtlamayacağını, yine aleyhe hususları kabul anlamına gelmemek kaydı ile yerel mahkemenin kararında vergi kayıtlarının ticari defterlerin eki niteliğinde olduğu belirtilmesine karşın ticari defter kayıtlarını yok sayarak ek niteliğindeki kayıtlara göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ……… tarihli bir kararında, “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, Kanun’un ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.” denildiğini, bu doğrultuda kesin delil niteliğindeki ticari defterlerde müvekkilin alacaklı olduğunun tespit edilmesi karşısında davanın kabulünün hatalı olduğunu, davacı tarafın faturadaki malları teslim etmediğinden ötürü davaya konu olan çekin ödemesi için bankaya ibraz etmediğini, tek başına bile çekin bankaya ibraz edilmemesinin faturadaki malların teslim edilmediğini ispatlar nitelikte olduğunu, davacı tarafından malın teslim edildiğini gösterir hiçbir belge sunulmadığı gibi mesaj/mail/e-posta dahi sunulmadığını, zira davalı tarafça söz konusu faturadaki mallara ilişkin müvekkil şirkete gönderilen hiçbir mal bulunmadığını, ticari defterlerin delil niteliği göz önüne alındığında bu hususta davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün kabul edilemeyeceğini belirterek, yerel mahkemenin kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, zamanaşımına uğramış çek ve faturaya istinaden başlatılan ilamsız takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde, yapılan yargılama sonucunda tarafların ticari defterlerinin incelendiği davaya konu edilen faturanın davalı taraf defterine işlenmediği fakat davaya konu çekin davalı taraf ticari defterlerine işlendiği davaya konu edilen faturanın davacı ve davalı tarafından BA BS formlarının düzenlenerek ilgili vergi dairesine sunulduğu ve devamla davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, karara karşı davalının istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli …… TL harçtan peşin alınan …… TL harcın mahsubu ile bakiye ….. TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/12/2023


Başkan V.

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”