Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1184 E. 2023/1315 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1184 – 2023/1315
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1184
KARAR NO : 2023/1315

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …………
ÜYE : ……….
ÜYE : …………
KATİP : ……….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/05/2022
NUMARASI : 2021/711 Esas, 2022/478 Karar
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ………..
DAVALILAR : 1-………..
VEKİLLERİ : Av……….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
YAZIM TARİHİ : 07/12/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/05/2022 tarih ve 201/711 Esas, 2022/478 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine …….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların süresinde borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz neticesinde takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, mağdur olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; itirazın iptali ile takibin aynen devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin muaccel bir borcunun bulunmadığını, davacı banka tarafından müvekkillerine söz konusu bilgileri içerir ayrıntılı ihtarnameyi göndermediğini, yapılan tebligatın usulsüz olması sebebiyle temerrüt faizinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, yapılan takibin ve açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilleri aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “….Her ne kadar davalı tarafça mahkememize ibraz edilen cevap dilekçesinde kat ihtarlarının usulüne uygun tebliğ edilmediği beyan edilmiş ise de; taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde Genel Kredi Sözleşmesinin kanuni ikametgah ve yetkili imzalarda meydana gelecek değişiklikler başlıklı 12. Maddesinin 12.3 ve 12.5 fıkralarının incelenmesinde asıl borçlu ve kefillerin beyan ettikleri adreslerinin kanuni ikametgahları sayılacağı bu adreslere yapılacak tebligatların şahıslarına yapılmış sayılacağı adres değişikliği durumunda yeni adreslerinin bankaya noter aracılığı ile bildirilmesi gerektiği hususlarının yer aldığı davalı tarafından sözleşmedeki adresin değiştirildiğine ilişkin davacı bankaya ……… yevmiye numaralı ihtarnamesindeki yeni bildirilen adrese genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu yönünden tebligatın çıkartıldığı, kredi sözleşmesinin kefilleri yönünden ise sözleşmede bildirilen adrese tebligatların yapıldığı anlaşıldığından yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı mahkememizce değerlendirilmiştir. Yukarıda açıklanan verilere göre takip tarihi itibarıyla öncelikle asıl borçlu dava dışı şirket yönünden asıl alacak ve ferileri tespit edilmiş, davalı kefillerin sorumluluğu ise kefalet limitine göre belirlenmiştir. Buna göre toplam asıl alacak ……. TL ana para ……. TL temerrüt faizi ……… TL BSMV, olmak üzere toplam ……… TL yönünden devamına, ……… TL’ye icra takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %72 temerrüt faizi ve %5 BSMV ile istenebileceğine, alacak likit kabul edildiğinden Asıl alacak miktarı olan …….. TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine….” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil banka tarafından davalı/borçluya keşide edilen ihtarname ile borçludan ihtarnamedeki borç miktarının derhal ödenmesinin talep edildiğini, bu durumda hesapların kat edildiği ve ihtarnamenin çekildiği tarih itibariyle borçluların temerrüde düştüklerini, müvekkil bankanın serbestçe belirlediği kredi faiz oranları ile kullanılmış kredinin ödenmemesi üzerine Genel Kredi Sözleşmesi gereği belirlenen temerrüt faizinin de borçlu firma ve kefiller tarafından kabul edildiğini, ayrıca TTK.’nın 94. maddesi hükmüne göre cari hesabın kat edilmesi tarihine kadar işleyen faizin, ana paraya dahil edildiğini ve ana paraya dahil edilen bu faize de TTK. hükümleri çerçevesinde temerrüt faizi yürütülebildiğini, dolayısıyla, davalı-borçlunun temerrüde düştüğü ve kat tarihinden sonra temerrüt faiz oranının uygulanacağının aşikar olduğunu, bu itibarla da borçluların faize ve takibin fer’ilerine ilişkin itirazlarının haksız olduğunu, bilirkişi incelemesi yapıldığı takdirde de talep edilen alacağın varlığı ve asıl alacağa işletilecek faiz oranının kanunlara ve sözleşmeye aykırı herhangi bir yönü bulunmadığının açıkça ortaya çıkacağını, davalının kötü niyetli olduğunu ve esas amacının takibi sürüncemede bırakarak alacaklarını tahsil etmelerini geciktirmek olduğunu, icra takibinde talep ettikleri faiz oranlarının sözleşmeden doğan bir faiz oranı olduğunu ve borçlunun hür iradesi ile kabul ettiği bu oranları şimdi kabul etmeme gibi bir hakkının bulunmadığını, borçlu temerrüde düştüğü için borçlarını takip talebindeki oran üzerinden faizleri ile birlikte ödemek zorunda olduğunu, asıl alacak kalemleri ve asıl alacak kalemlerine uygulanan faiz oranlarında herhangi bir usulsüzlük veya kanuna aykırılık bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından kısmi red kısmi kabul kararı verilmiş olup verilen bu kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yeniden gerekli incelemelerin yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, açıklanan nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, davalıların ……….. E. sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalının alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden başlatılan ilamsız takibe davalıların yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamı talebine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde, yapılan yargılamada, deliller toplandıktan sonra davacı bankanın alacağının tespiti zımnında bilirkişi raporu alındığı, raporun denetime ve hüküm vermeye elverişli kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken …….. TL harçtan, peşin alınan ……. TL’nin mahsubu ile bakiye ……… TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2023

…….
Başkan V.
……..
e-imzalıdır.
…….
Üye
……..
e-imzalıdır.
……….
Üye
………
e-imzalıdır.
……..
Katip
……..
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”