Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1178 E. 2023/1264 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1178
KARAR NO : 2023/1264

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … …
ÜYE : … * …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI : 2021/517 Esas, 2022/116 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Limited Şirket Ortaklığından Çıkarılma ve Müdürün Azli
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/11/2023
YAZIM TARİHİ : 29/11/2023

Taraflar arasında görülen davada verilen kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmekle tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İDDİA: Davacı vekili; müvekkilinin de hissedarı olduğu … Tekstil ve Sanayi Tic. Ltd. Şti. ortağı olan davalının şirkette tek imza yetkilisi olduğunu, temsil yetkisini firmanın ve müvekkilinin aleyhine olacak şekilde kullandığını, şirket hakkında ……. esas sayılı dosyası ile konkordato talepli dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde şirketin konkordato projesinin tasdik edildiğini, şirketin borçlu bulunduğu bir takım firmalara tasdik projesi kapsamında ödeme yapılmış gibi fiktif işlemler yaptıklarını, yapılan muvazaalı işlemlerin içerisinde kimin olduğu hususunun yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını, müvekkilinin dava dışı … Tekstil firmasının konkordato hazırlık sürecine dahil edilmediğini ve ödeme sürecine de dahil edilmediğini, dava dışı şirketin kime ne kadar ödeme yaptığı veya ne kadar borcu olduğunu müvekkilinin bilmediğini, davalı şirketin muhasebe bölümünden arayan bir kişinin şirketin ticari ilişkide bulunduğunu ancak cari hesapta borcu bulunmayan firmalara bir takım muhasebe hileleri ile şirketin borçlu gibi gösterildiğini ve konkordato sürecindeki alacaklılar toplantısında bu firmaların oy nisabına dahil edilerek projenin onaylanmasının sağlandığını belirterek firmaların listesini verdiğini, müvekkili tarafından keşide olunan noter ihtarı ile bu firmalara şirketten alacakları olup olmadığının sorumluluğunu, cevaben şirketten alacaklarının olmadığını ve ödeme yapılmadığının bildirildiğini, davalının diğer şirket ortakları ile birlikte hareket ederek müvekkiline karşı ortaklık ilişkisine uygun olmayan davranışlarda bulunduğunu belirterek haklı nedenlerle davalının şirketten çıkartılmasını, davalının … Teks. ve San. Tic. Ltd. Şti’ndeki temsil yetkisi kaldırılarak davalı firmaya yönetici kayyumu atanmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, davanın şirkete yöneltilmesi gerektiğini, tarafların ortağı olduğu … Tekstil Ltd. Şti.’nin mahkeme kararıyla borçlanma yasağı olması, bu şekilde borçlarını ödemesi, şirketten daha ziyade, davacı da borç sorumluluğundan kurtulduğu için davacının lehine olduğunu, davacı tarafın kendi lehine olan bir hukuki durumun, aleyhinde olduğu yönünde iddialar ortaya atacak kadar kötü niyetli olduğunu, konkordato sürecinin mahkeme tarafından atanan komiser heyeti denetiminde yürütüldüğünü, davacının asılsız iddialar ile TTK’nın 613. maddesine aykırı hareket ettiğini, şirketin sırlarını açıklama tehdidiyle ve şirket çıkarlarını zedeleyici ithamlarda bulunduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, limited şirket ortaklığından çıkartma talebi bakımından TTK’nın 640/3 maddesi gereğince haklı sebebe dayalı olarak ortağın şirketten çıkarılması için ancak şirketin dava açabileceği gerekçeleriyle; davalı müdürün azli bakımından ise, … şirketinin ticari ilişkide bulunduğu ancak cari hesapta borcu bulunmayan firmalara bir takım muhasebe hileleri ile şirketin borçlu gibi gösterildiği ve daha sonra konkordato sürecindeki alacaklılar toplantısında bu firmaların oy nisabına dahil edilerek projenin onaylanmasının sağlandığına yönelik ileri sürülen bu hususların …….. esas sayılı konkordato yargılamasındaki komiser raporlarında tespit edilmediği gibi aldırılan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda da bu tarz fiktif işlemlerin bulunmadığının tespit edildiği, buna göre müdürün azlini gerektiren haklı bir sebep bulunduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, Her ne kadar TTK md. 640/3 gereğince – ortaklıktan çıkarma davasını şirket isteyebilirse de % 33 hisse sahibi durumunda bulunan müvekkilinin temsil yetkilisine haiz olmadığı bir durumda davalı ortağın ortaklıktan çıkarılmasını isteme hakkına sahip olmadığı şeklindeki dar kapsamlı yorumun hakkaniyete uygun düşmediğini, …’ın konkordato başvuru dilekçesinde ve bilançosunda İstanbul’da mukim olup ticari ilişki içerisinde bulunduğu … isimli bir firmaya borçlu olduğunu beyan ettiği gibi bu firma alacaklılar toplantısına davet edilmiş ve Pprojenin onaylanmasından sonrada bu firmaya ödeme yapılmakta olduğu … firmanın ticari kayıtlarında gözüktüğü gibi yerel mahkeme tarafından verilen bilirkişi raporunda da bu firma alacaklı ve ödeme yapılan firmalar arasında gösterildiğini, ancak … firması … …… yevmiye numaralı İhtarnamesi ile firmalarının, konkordatoya konu dava dışı “… Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.” firmasından herhangi bir alacağı olmadığını yazılı olarak kendilerine bildirdiğini, … İplik San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasının dava dışı “… Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.” firmasından herhangi bir alacağı olmamasına rağmen … firmasının kayıtlarında, konkordato projesinde ve konkordato tasdik projesinde ve komiser heyeti raporlarında bu firma alacaklı gösterilerek nisap toplantılarında bu firmanın alacak toplamı hesaplamaya dahil edilerek hesaplamanın gerçekleştirildiğini, bu firma tarafından hiçbir ödeme yapılmadığı halde fiktif işlemler ile bu firmaya dekontla ödeme yapılarak sahte ödeme dekontlarının konkordato komiserine ödeme belgesi olarak ibraz edildiğini, kaldı ki bu firma İstanbul’da mukim olup …… İlinde şubesi ya da işleri bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu durumun gözden kaçırıldığını beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 640/3 maddesi gereğince limited şirket ortağının şirketten çıkartılması ile TTK’nın 630. maddesi gereğince haklı nedenlerle davalı müdürün azli ile şirkete yönetim kayyımı atanması istemlerine ilişkindir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TTK’nın 640/3 maddesi gereğince haklı sebebe dayalı olarak ortağın şirketten çıkarılması için sadece şirket dava açabilir. Ortağın bir başka ortağın şirketten çıkarılmasını isteyebileceğine dair yasada düzenlenmiş bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca şirketin bu davayı açabilmesi için de aynı yasanın 616. maddesinin birinci fıkrasının h bendi gereğince, genel kurulun bu konuda bir karar vermesi gerekir. Bu durumda, davacının bu yönden aktif dava ehliyeti olmadığı, bu hakkın ortağa değil şirkete ait olduğu anlaşılmakla anılan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
TTK’nın 630/2 ve 3 fıkralarında her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir. Limited şirket müdürünün azli istemiyle TTK’nın 630. maddesi gereği açılan bu davanın sadece şirket müdürüne yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca şirkete husumet yöneltilmesi aranmaz. Somut olayda, davacı vekili dava dışı … İplik San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasının söz konusu … Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. firmasından herhangi bir alacağı olmadığına dair noter cevabi yazısını dosyaya delil olarak sunmuşsa da tek taraflı bu beyan fiktif alacağın varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Kaldı ki, anılan iddia konkordato yargılamasında ileri sürülebilir. Zira bu hususlar konkordato yargılamasında re’sen de araştırılmaktadır. Oysaki, ….. esas sayılı konkordato yargılamasındaki komiser raporlarında hayali ve fiktif alacak olgusu tespit edilmediği gibi yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda da iddia edildiği şekilde fiktif işlemlerin anlaşılamadığı belirtilmiştir. Her iki rapor da birbirini doğruladığına göre davacı yanın fiktif alacak iddiası ispata muhtaç kalmaktadır.
Anılan sebeplerle; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere ve bilirkişi raporlarına, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken …… TL istinaf harcından peşin alınan …. TL harcın mahsubu ile bakiye ….. TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması duruşmalı icra edilmediğinden vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleşince artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
6-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara dairemizce tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan tetkikat neticesinde HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.29/11/2023


Başkan V. …
¸e-imzalıdır

Üye …*
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”