Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1158 E. 2023/1300 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1158
KARAR NO : 2023/1300

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2022
NUMARASI : 2021/369 Esas, 2022/336 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
YAZIM TARİHİ : 07/12/2023

Taraflar arasında görülen davada GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nce verilen 28/04/2022 tarih ve 2021/369 esas, 2022/336 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine ….. esas sayılı icra takip dosyası ile toplam ……. TL çıkış değeri üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığını, takibe dayanak teşkil eden yazısı senedin 22/08/2018 ödeme tarihli ve ……. TL bedelli adi bir senet olduğunu, söz konusu senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, imzanın müvekkiline ait olmadığından davalıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, ancak anlaşamamazlık tutanağının imzalandığını, takibe konu olan senet üzerinde açıkça tahrifat yapıldığını, senedin bir kısmının sonradan doldurulduğunu, senedin tanzim yeri içermediğini, sonuç itibariyle adi yazılı senet olduğunu, takip konusu senedin incelenmesinde …’nun yanında sadece kefil ibaresinin yazıldığını, söz konusu senet üzerinde dava dışı …’nun isminin yanında herhangi bir şekilde müteselsil kefil sıfatı ile veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğine ilişkin açıklamanın bulunmadığını ileri sürerek …… esas sayılı dosyasının durdurulmasına, takip dosyasındaki takip konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespiti ile müvekkilinin borçlu olmadığına, davalının haksız ve mesnetsiz icra takibi yapması nedeniyle takip konusu borcun %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın temelinin kambiyo senedinden kaynaklandığını, bu sebeple TTK’nın 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin yetkili olduğunu, davayı ve davacının hiçbir iddialarını kabul etmediklerini, kambiyo senetleri illiyetten mücerret olmakla birlikte kambiyo senetlerine ihtiva eden ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, tebliğ tarihinden itibaren İİK’nın 168 maddesi ve devamı gereğince borca veya imzaya itiraz edilmediğini, davacının davayı açmada kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Takibe konu senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı kanunun 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu’nun ….. gün ve ……. sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir. Somut olayımız bakımından düzenleyenin adının yanında idari birim adının yazılı olduğu gözetildiğinde senedin zorunlu unsurlarını taşıdığı değerlendirilmiştir. 6102 s. TTK m.773/2-f, m.680, m.776 uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkün olup, bu şekilde düzenlenmiş olan bir senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulup tedavüle çıkarıldığının, iddia eden davacının bu yöndeki iddiasının yazılı delil ile kanıtlanması gerekir. Önemli olan senedin boş olarak verilmesi değil, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun kanıtlanmasıdır. (Benzer yöndeki …… EK; aynı dairenin……. EK; aynı dairenin …… EK sayılı ilamları) Somut olayımızda buna ilişkin iddialar senetle aynı güçteki bir delille kanıtlanamamıştır. Belirtilen nedenlerle davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bilirkişi tarafından her ne kadar imzanın müvekkiline ait olduğuna ilişkin rapor düzenlenmiş ise de raporun incelenmesinde görüleceği üzere benzerlikler olduğu sebebi ile müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, imzanın %100 müvekkilinin elinden çıktığına ilişkin bir tespitin söz konusu olmadığını, bilirkişi tarafından yapılan tespitin hukuki dayanaktan yoksun olması sebebi ile taraflarınca rapora itiraz edildiğini, yerel mahkemece bu taleplerinin değerlendirilmediğini, esasa hüküm teşkil edemeyecek dayanaksız bir rapor doğrultusunda davanın reddine karar verildiğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, takibe konu adi yazılı senedin incelenmesinde senetteki lehtar kısmının muhattap müvekkili … kısmının sonradan eklendiğinin açıkça ve çıplak gözle bakılması ile dahi anlaşıldığını, bu şekilde bir senedin sonradan doldurulduğu ve davalının kötü niyetli olarak müvekkiline karşı icra takibi başlattığını, yerel mahkemece iddianın taraflarınca yazılı delil ile ortaya koyulması gerektiğini gerekçe gösterdiğini, müvekkiline ait olmayan bir imzanın bulunduğu bononun aykırı bir şekilde doldurulduğunun taraflarınca yazılı delil ile ispatlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava dilekçesinde yer alan Yargıtay kararları, yerleşik içtihatların yerel mahkemece göz ardı edildiğini, yalnızca davalının beyanları ve yeterli bir inceleme yapılmadan hukuki dayanaktan yoksun bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken …… TL harçtan, peşin alınan ….. TL’nin mahsubu ile bakiye ……. TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2023


Başkan V.

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”