Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1153 E. 2022/1233 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1153
KARAR NO : 2022/1233

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 22/06/2022
NUMARASI : 2020/368 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN (DAVACI) :
VEKİLLERİ :
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR İSTENEN – İTİRAZ
EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/07/2022
YAZIM TARİHİ : 19/07/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/368 Esas sayılı dosyasında verilen 22/06/2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

İhtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tüm taşınır ve taşınmaz varlıklarında …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile konulan hacizler bulunduğundan müvekkilinin bunları satıp çiftçilikle geçinmeye çabalayan bir kişi olduğundan çok yüksek olan dava harçlarını ödeme imkanı bulunmadığını müvekkilinin emekli maaşı gibi başkaca bir geliri de olmadığını, müvekkilinin 4b-4 statüsü ile zorunlu tarımsal sigortalı (eski Bağ-Kur) olup borcunu ödeyemediğinden 15.334,65 TL de borcu bulunduğunu, müvekkilinin 21.157,28 TL’lik harcı, malları hacizli olup başka geliri de bulunmadığından dolayı yatıramaması sebebiyle işbu dava ile aynı sebeple açmış oldukları Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1090 Esas-2019/745 Karar sayılı davasının açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu durumun davalının resmi evrakta sahtecilik suçunu işlemesi nedeniyle dava açma yükümlülüğü altında kalan müvekkilinin mahkemeye erişim hakkı ile hak arama hürriyetini ihlal etmekte ve mağduriyetine yol açmakta olduğundan çiftçi olup ödeme gücünden yoksun olan müvekkilinin kendisini ve ailesini zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama ve takip giderlerini kısmen veya tamamen ödemesinin mümkün olmadığını belirterek, adli yardım taleplerinin kabulüne, ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan takibin 1.241,00 TL için durdurulmasına, müvekkilinin bu miktar kadar borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine takip başlatan davalı …’ın likit olan alacağının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece 08/09/2020 tarihli ara karar ile, davacının Takbis mal varlığı sorgusunda … adet taşınmaza sahip olduğu, yapılan kolluk araştırması ve UYAP üzerinden yapılan sorgulamada …. model bir traktörün maliki olduğunun tespit edildiğinden adli yardım talebinin reddine,

21/09/2020 tarihli ara karar ile de, dava takipten sonra açılmış bir dava olup, bu sebeple belirtilen amir hüküm uyarınca takibin durdurulmasına imkan bulunmadığından ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; İİK nun 72/3. maddesi gereğince teminatsız olarak dava konusu yapılan 1.241.000,00 TL yönünden ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalıya ödenmemesine/verilmemesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Mahkemece verilen adli yardım talebinin reddine dair bu karara karşı davacı tarafça itiraz edildiği, itiraz üzerine Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/273 D. İş sayılı kararı ile işbu kararı kaldırdığı, bunun üzerine ilk derece mahkemesince (Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi) 23/09/2020 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, İİK’nun 72/3. maddesi gereğince teminatsız olarak dava konusu yapılan 1.241.000,00-TL yönünden …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalıya ödenmemesine/verilmemesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Davalı vekili adli yardım talebine ve ihtiyati tedbire yönelik 06/10/2020 tarihli itiraz dilekçesi sunarak; davacı tarafın dava dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunduğu, mahkemece bu talebinin reddedildiği, işbu karar üzerine davacı tarafın ara karara karşı Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazda bulunduğu ve bu mahkemece 08/09/2020 tarihli ara kararın kaldırılarak davacının adli yardım talebinin kabul edildiğini, ayrıca davacı taraf aleyhine ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, bu takibe yapılan itiraz üzerine Gaziantep 3.İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda borca itirazın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 12. HD’nin 2018/12780 esas, 2019/16205 karar sayılı kararı ile onandığını, İİK’nın 72.maddesine göre takipten sonra açılan menfi tespit davalarında tedbir kararı verilebilmesi için takip değerinin %115 mukabilinde teminat yatırılması gerektiğini, bu nedenlerle verilen adli yardım kararı ile birlikte ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince; 30.10.2020 tarihli kararla davalı tarafın itiraz dilekçesine yönelik, “İİK’nın 72/3 madde ve fıkrası “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir” şeklindedir. Mahkememizce dosya kapsamı tetkik edilerek bu yönde ihtiyati tedbir kararına hükmedilmiş olup, verilen tedbir kararından sonra durum, şart ve koşullarda bir değişiklik olmadığından ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. Adli yardım kararı yönünden ise mahkememizce verilen adli yardım talebinin reddine yönelik karar itirazen Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/273 D. İş sayılı kararı ile kaldırılmış olup, anılan mahkeme tarafından verilen karar kesin nitelikte olduğundan adli yardım talebinin kaldırılmasına yönelik istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.

Davalı taraf, ilk derece mahkemesinin işbu kararına yönelik sunduğu 17/12/2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; 22/10/2020 tarihli duruşma ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazlarının duruşmalı olarak incelendiğini ve ihtiyati tedbir kararına karşı yaptıkları itirazın reddine, adli yardım kararı yönünden ise karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verildiğini, verilen bu kararın hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, davacı tarafın alacaklılarına zarar verme kastı ile borçlarını ödememek için miras bırakanından kendisine miras kalan ve 26/02/2019 tarihinde intikali gerçekleşen …… taşınmaz nolu 17 adet taşınmazı 2019 yılı Mart ayında muvazaalı olarak satış göstermek suretiyle çocuklarına ve akrabalarına devrettiğini, bir an için satışların muvazaalı olarak devredilmediği düşünüldüğünde davacı tarafın 17 adet taşınmazın parasını ne yaptığı sorusunun akıllara geldiğini, 17 adet taşınmazını elden çıkaran davacının dava harcını ödeyemeyecek durumda olduğunu söylemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacı/borçlu adına kayıtlı aktif ve pasif taşınmaz sorgusu yapıldığında davaya konu icra takibinden sonra taşınmazları devrettiğinin görüleceğini, işbu sebeplerle davacının verdiği yanlış bilgiler sonucu verilen adli yardım kararı sebebi ile HMK’nun 335 uyarınca teminat göstermekten muaf olduğundan dolayı dosyada teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dosyada tarafların HMK uyarınca her zaman adli yardım ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep edebileceklerini, bu nedenle de davacı taarfın HMK 338’de belirtilen sebeplerden dolayı adli yardım kararının ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, mahkeme tarafından adli yardımın kaldırılması konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini ancak; mahkemenin sorumluluğunun HMK 338’de belirtilen şartların oluşup oluşmadığını incelemek ve bu inceleme neticesinde talebin kabulüne veya reddine karar vermek olduğunu, bu nedenle mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, işbu kararın ortadan kaldırılarak delilleri neticesinde adli yardımın kaldırılmasına ve %115 teminat yatırması için davacıya süre verilmesine, süresi içerisinde teminatı yatırmazsa ihtiyati tedbirin kaldırılarak davaya o şekilde devam edilmesini talep etmiştir.

Davalı tarafın kararı istinaf etmesi üzerine dosya Dairemize gelmiş, Dairemizin 2021/37 Esas, 2021/281 karar sayılı 19/02/2021 tarihli ilamı ile; “…Adli yardımdan yararlanabilme koşulları, yoksulluk ve haklılıktır. Yoksulluk, tamamen fakr-u zaruret içinde bulunmak şeklinde anlaşılmamalıdır. Kendisi ve ailesinin normal geçimini sağlayacak kadar mal ve haklara veya gelire sahip olan kişinin açmak zorunda kaldığı bir dava veya kendisine karşı açılan bir dava sebebiyle yapmak zorunda kalacağı harcamaları, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zora düşürmeksizin karşılama gücünden yoksun olan kişilerin de adli yardımdan yararlanmaları icap eder. Haklılık koşulunun varlığı konusunda ise yaklaşık ispat ölçüsünde hakimde bir kanaatin oluşması gerekir. Talepte bulunan kişinin baştan açıkça haksız görülmüyor olması da, adli yardımın koşulu olan haklılığın ispatı için yeterli sayılabilir. Maddenin birinci fıkrası hükmü, 1086 sayılı Kanundaki düzenlemenin günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. Ancak metne geçici hukuki koruma taleplerinde de adli yardımdan yararlanılabileceği yolunda bir ilave yapılmıştır. Bazen dava açılmadan önce talep edilmesi gereken ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki korumalarda özellikle teminatların oldukça yüksek meblağlara ulaşabileceği göz önüne alındığında, bu teminatı ve diğer yargılama giderlerini ödemek zorunda kalacak olan kişilere, haklı oldukları yolunda hakimde kanaat uyandırmaları halinde, adli yardım sayesinde, tüm giderlerden geçici olarak muafiyet tanınması, etkin bir hukuki korumanın gerçekleşmesine önemli ölçüde hizmet edecektir..” şeklinde gerekçe açıklanmıştır. Yine HMK’nın 85. maddesinde de benzer bir düzenleme bulunmaktadır. Bu durumda; davalının ilk derece mahkemesince verilen adli yardım kararının kaldırılması yönündeki talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönündeki kararının kaldırılması talebinin itirazı üzerine verilen adli yardım kararları HMK’nun 337. maddesi gereğince kesin olduğundan bu yöndeki istinaf talebinin reddine ayrıca teminatsız olarak verilen ihtiyati tedbir kararının itirazı üzerine verilen kararın kaldırılması yönündeki istinaf talebinin ise HMK’nun 85. maddesinde davacının adli yardımdan faydalanması nedeniyle ve HMK’nun 335. maddesinde adli yardım kararının kapsamı anlatılırken yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyeti kapsadığı belirtildiğinden ve bu nedenle ilk derece mahkemesinin itirazı üzerine verdiği karara usul ve Yasaya uygun olduğundan davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddine” karar verilmiştir.

Mahkemece 02/06/2022 tarihli ara karar ile; “…Davalı vekili mahkememize sunduğu 02/06/2022 tarihli dilekçesi ile mahkememizce verilen “….. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalıya ödenmemesine/verilmemesine” ilişkin karardan dönülerek tedbirin kaldırılmasını talep etmiş olmakla;1-İhtiyati tedbire itiraz talebinin HMK m. 394/4 uyarınca duruşmalı olarak görülmesi gerektiğinden itiraz talebinin duruşmada değerlendirilmesine,” karar verilmiştir.

Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece taleplerinin “İhtiyati tedbire itiraz talebinin HMK m. 394/4 uyarınca duruşmalı olarak görülmesi gerektiğinden itiraz talebinin duruşmada değerlendirilmesine” denmek suretiyle reddedildiğini, tedbirin kaldırılması talebinin, tedbir kararına itiraz olmamakla birlikte; yeni bir durum hukuki mevcut olduğundan dosya üzerinden bilgi, belge istenmek suretiyle karar verilebilecek bir durumun söz konusu olduğunu, mahkemece 02/06/2022 tarihli ara kararında taleplerinin duruşmada değerlendirilmesine ilişkin karar verildiğini, ancak taleplerinin ve dosya durumunun ivedi işlerden olmasına rağmen, bu hususun değerlendirilmesi için erken tarihli bir duruşma gününün belirlenmediğini, bu hususta yerel mahkemeye talep dilekçesi gönderildiğini, ancak talebe ilişkin değerlendirmenin yapılmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen 02/06/2022 tarihli ara kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Talep, ihtiyat tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/III. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/V. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

Mahkemece 22/09/2020 tarihinde davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile teminatsız olarak 1.241.000,00 TL yönünden ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeni ile icra veznesine girmiş ve girecek olan paranın tedbiren davalıya ödenmemesine karar verildiği, mahkemece 30/10/2020 tarihinde ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verildiği, davalı vekilinin 02/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik talebin ise 22/09/2022 tarihli celsede değerlendirilmesi yönünde 20/06/2022 tarihinde ara karar oluşturulduğu ve davalı vekilince 10/06/2022 tarihli belge ile erken duruşma günü verilmesi talep edilmiş, mahkemece 20/06/2022 tarihli bu ara karar oluşturulmuştur.

HMK’nın İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz başlıklı kanun metninde itiraz ve istinafın prosedür ve niteliği ayrıntılı anlatılmıştır.
MADDE 394- (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.
(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.
(3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
(4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.
(5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz…”
Sonuç itibariyle, davalı tarafın istinafının 20/06/2022 tarihli ara kararda 22/09/2022 tarihinde ihtiyati tedbirin değerlendirileceğine ilişkin ara kararına yöneliktir. HMK 394. Maddesinde belirtilen şekliyle mahkemece herhangi bir ara karar kurulmadığı, bu durumda bu ara kararın istinafa konu olması mümkün olmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekilinin istinaf başvurusunun dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alınmış olmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’Nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olma üzere 19/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.19/07/2022


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”