Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1149 E. 2023/1233 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1149
KARAR NO : 2023/1233

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2022
NUMARASI : 2020/430 Esas, 2022/206 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …

İHBAR OLUNAN : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
YAZIM TARİHİ : 23/11/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/03/2022 tarih ve 2020/430 Esas, 2022/206 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … Sanayi ve Limited Şirketindeki hisselerinin tamamının davalıya devri hususunda ….. tarihinde şirket ve gayrimenkul devir sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında hisselerinin tamamının ….. Euro bedel karşılığından davalıya veya davalı tarafından belirlenecek 3. kişilere devredilmesi hususunda uzlaşıldığını, müvekkili tarafından hisselerin devri için vekaletname düzenlendiğini, davalı tarafından vekaletname kullanılarak şirketin tüm hisselerinin …’a devredildiğini, müvekkili tarafından noterlik aracılığıla davalıdan hisse bedeli olan …… Euro’nın ödenmesinin talep edildiği, ancak davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede ödeme talebinin kabul edilmediğini, bedelin dava tarihine kadar halen ödenmediğini, davalının sözleşmede kararlaştırılan ……. Euro’nun ödendiğini ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede sözleşmenin varlığının kabul edildiğini, bu nedenlerle davalı tarafından müvekkiline ödenmeyen ….. Euro’nun fiili ödeme tarihindeki kur karşılığı ile hisse devir tarihinden tahsil tarihine kadar yabancı para borcunun faizinde Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre hesap edilecek faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı şirketin hisselerinin müvekkiline değil dava dışı … isimli kişiye devredildiğini ve davacının hisse devir bedelinin tamamını aldığını, müvekkilinin davacının hisselerini doğrudan kendi adına almadığını, davacının geçerli ve hukuka uygun vekaleti ile dava dışı kişiye devrettiğini, davacıdan alınan vekalet ile müvekkilinin iş yapmasının müvekkilinin bu bedelden sorumlu olduğu anlamına gelmeyeceğini, şirket hisselerinin müvekkiline veya müvekkilinin gösterdiği kişiye devir ve tescil edilmediğini, müvekkili yönünden husumet itirazda bulunduklarını, davacının hisse devrinden sonra hisseleri devretmeden önceki yetkili olduğu tarihte düzenlemiş gibi gösterdiği …… düzenlenme tarihli, ……. vade tarihli, keşidecisi … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … olan, lehtarı … olan, …… Euro bedelli, lehtar … tarafından alıcı gözüken … isimli kişiye ciro edilen senet düzenlendiğini, senedin icra takibine konu edildiğini, bu nedenle davanın …’a ihbarını talep ettiklerini, davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, hisse devrinin noter huzurunda yapıldığını ve sözleşmede belirlenen hisse devir bedeli kendisine ödendiğini, davacının dayandığı …… tarihli sözleşmenin mahkemece uygunluk görülmesi halinde, davacı kendi üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden bu sözleşmeye dayanarak müvekkilden herhangi bir hak ve alacak talep edemeyeceğini, davacı sözleşme gereğince üstüne düşen edim olan ….. m² tapuyu şerhsiz olarak müvekkiline ….. tarihine kadar devir ve tescil edemediğini, dolayısı ile kendi edimini ifa edemeyen davacının müvekkilinden edimini ifa etmesinin beklenemeyeceğini, sözleşme kabul edilir ve geçerli sayılırsa bu durumda davacının ayıp ve kusuru oranında davacıya ödenecek bedelin de denkleştirici adalet kapsamında tenzili ve uyarlanması gerektiğini, sözleşmede belirlenen bedelin sadece şirket hisse devri için belirlenmediğini, bedelin şirket hisseleri ile birlikte aynı zamanda taşınmaz devri ve şirketin sahip olduğu haklar için belirlendiğini, davacı tarafından taşınmazın devredilmemesi nedeniyle müvekkili tarafından kurulması planlanan güneş enerjisi santralinde küçülmeye gidildiğini, küçülmeden dolayı kurulu güç kaybı ve ek masraflar yaşandığını, müvekkilinin taşınmazın zamanında ve şerhsiz teslim edilememesi sebebiyle yaklaşık olarak …. TL + …… USD ek maliyet-zarara katlanmak zorunda kaldığını, sözleşmede ödendiği kabul edilen ….. Euro’nun esas alacaktan düşülmesi gerektiğini, davacının icra borcu olan ……. Esas sayılı dosyasındaki borç ve fer’ilerinin de takas ve mahsup edilerek esas borçtan düşülmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın husumetten reddini talep etmiştir.
Mahkemece; “….Sözleşmeye konu şirketler devredilmesine rağmen taşınmaz kısmen devredilmiştir. Sözleşmede taşınmaz ve şirketlerin bedellerinin ayrı ayrı belirlenmemiştir. Bir şirket ve taşınmazın 1/3 değerinin ….. Euro olarak belirlenmesi nedeniyle her bir şirketin …… Euro ve taşınmazın 1/3 hisse (…. m²) değerinin …. Euro olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle davacının …. Euro şirket bedeline hak kazandığı ve yine devredilen taşınmazın (…… m²) 1/3’lük (…… m²) hisse değerine hak kazanacağı bunun da …… Euro’ya tekabül ettiği (devredilmesi gereken ….. m²’nin sadece ….. m²’si devredilmiş yani taşınmazın %…..’lik oranı ifa edilmiş olup, bedel bakımından da ….. Euro’nun %….’lik kısmına hak kazanacağı değerlendirilmiştir.) bu nedenle ….. Euro+…. Euro olmak üzere toplam ……. Euro’ya hak kazanacağı kabul edilmiştir.
Sözleşmede davacıya …… Euro ödendiği ve ……. yevmiye numaralı ihtarnamesinden davalının, …… Euro’yu tekrar iade aldığı ve yapılan ödemenin …… Euro’sunun halen davacının uhdesinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu miktarın hak kazanılan …… Euro’dan düşülmesi gerektiği ve kalan miktarın ……. Euro olduğu kabul edilmiştir. Davacı bedelin tamamının iade edildiğini savunsa da sunulan …… tarihli dekontlardan ……. tarihli olanlarda isimlerin örtüşmediği, ….. tarihli dekont bakımından ise o tarihli kur esas alındığında iade edildiği belirtilen bedele yakın bir bedel oluşturduğu, bunun davalının iade edildiğini belirttiği bedelin dışındaki bir bedel olduğuna dair dosyada delil bulunmadığı gözetildiğinde sadece …… Euro’nun mahsup edilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davalı kısmen ifa sebebiyle zarar iddiasında bulunmaktadır. Mahsup olarak değerlendirilebilecek savunma dosyada nazara alınmış ve değerlendirilmiş olup, takas savunmasının asıl muhattabı ise dava dışı … olup, dosyanın tarafı olmadığı gibi takas savunmasının bu dosyada nazara alınabilmesine imkan bulunmamaktadır. Buna ilişkin talep ve davanın, davalının muhtariyetinde olduğu kabul değerlendirilmiştir. … San. ve Tic. Ltd.Şti.’ye ilişkin pay devir sözleşmesi …… yevmiye numaralı işlemi ile yapılmış ve buradaki hisse bedellerinin ….. TL olduğu ve bedelin tahsil edildiği belirtilmiştir. TTK’nın m.595 hükmü gereğince devir ve devir borcu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onanması geçerlilik koşuludur. Ancak, devredilen hissenin gerçek değerinin sözleşmede yazılı değerden yüksek olması halinde hissenin gerçek devir bedelinin noter senedinde yazılı değerden daha fazla olduğunun geçerli bir delil ile kanıtlanması mümkündür. (……. E.K) Kural olarak noter senetleri sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil teşkil ettiği ancak dava konusu olayda noter senedi dışında hisse devrine ilişkin taraflar arasında adi yazılı …… tarihli sözleşmenin bulunduğu ve burada bedelin daha farklı kararlaştırıldığı, bu halde taraflar arasında düzenlenen adi belgeye itibar edilmesi gerektiği ve noter senedindeki belirtilen ödemenin gerçek anlamda bir ödeme olmadığı kabul edilmiştir. (Y…… E.K) Nitekim adi sözleşme uyarınca kapora olarak ödendiği belirtilen miktar bile noterdeki sözleşmede belirtilen miktarın çok üzerindedir. Davacının noter aracılığı ile …….’da bedel konusunda ihtar çektiği ve 7 gün süre verdiği anlaşılmakta olup, ihtarın tebliğine ilişkin belgenin sunulmadığı ancak davalının ……. tarihinde cevap verdiği gözetilerek bu tarih temerrüt tarihi olarak esas alınmıştır. Zorunlu arabuluculuk sürecinde, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan ……. TL arabuluculuk giderinin, 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 13. fıkrasının son cümlesi ile 14.fıkra gereğince yargılama gideri olarak kabul edilmiş ve haklılık oranlarına göre taraflara yüklenmiştir. Dava tarihindeki kur’un 1 Euro=…… TL olduğu esas alınarak, yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabı yapılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın Kısmen Kabulü ile; …….. Euro’nun …… tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereği Devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine ….” karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından ……. tarihli şirket ve gayrimenkul devir sözleşmesi eksik ve hatalı yorumlanarak davanın kısmen reddine karar verildiğini, işbu kararın kısmen red yönünden kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin müvekkili tarafından davalıya iade edilen kapora bedelinin …. Euro olduğuna ilişkin tespitine katılmadıklarını, müvekkil tarafından davalıya ……. Euro’luk kapora bedelinin davalının şirket hisselerini müvekkile iade edeceğini beyan etmesi üzerine davalıya iade edildiğini, yerel mahkemece …… Euro’dan herhangi bir mahsup yapılmadan müvekkile ….. euronun ödenmesine karar verilmesi gerekirken …… Euro’nun müvekkilin halen uhdesinde olduğunun belirtildiğini, …… Euro’nun ise davalıya iade edildiğinin kabulüyle hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin incelenmesinde müvekkiline şirket hisse devir bedelinden mahsup edilmek üzere ödenen …. Euro kaporanın müvekkili tarafından davalıya iade edildiğini, söz konusu dekont asıllarının mahkeme dosyasında bulunduğunu, hal böyleyken yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararın 5. sayfasının 3. paragrafında müvekkil tarafından davalıya sadece …… Euro’luk kapora iadesi yapıldığı yönünde tespitte bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olup istinaf incelemesi neticesinde müvekkil tarafından davalıya ……. Euro’luk kapora iadesinin yapıldığının tespitiyle birlikte davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile, yerel mahkemenin kararının istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen kısmının açıkladıkları şekilde müvekkil lehine kaldırılarak neticede davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece husumet itirazlarının kabulü yerine reddinin hatalı olduğunu, şirket hisselerinin davalı müvekkiline değil dava dışı üçüncü kişiye devredildiğini, sözleşmenin davalı ile yapılmasının onu doğrudan malen sorumlu yapmayacağını, eldeki davanın vekalet ilişkisinden kaynaklı bir alacak davası olmadığını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğramışken aksi yönde kabulünün de hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince davanın 10 yıllık zamanaşımı süresinde olduğu ve süresi içerisinde açıldığı ifade edilmiş ise de bu kabul ve gerekçenin hatalı olduğunu, davaya konu sözleşmede ifade edilen şirketin hisse devrinin ise dava dışı kişiye resmi ve hukuki yoldan yapılmış olup resmi senede karşı davacının dayandığı adi yazılı belgeye üstünlük tanınamayacağını, yine sözleşmenin yasaya uygun olmayıp geçersiz olduğunu, aksi yönde kabulle hüküm tesisinin isabetsiz olduğunu, davacının da dilekçesinde belirttiği üzere hisse devrinin dava dışı kişiye noter huzurunda yapılmış olup noter sözleşmesinde belirlenen hisse devir bedelinin kendisine ödendiğini, imzası noter tarafından tasdik edilen ve resmi şekilde yapılan resmi-kesin delil karşısında davacının dayanak yaptığı sözleşmeye üstünlük tanınamayacak olup anılan bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, yine taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmenin yasanın aradığı noter imza tasdiki şartına sahip olmayıp geçersiz olduğunu ve geçersiz sözleşmeye dayanan alacağın tahsili talep edilemezse en fazla herkesin aldığını geri vermekle yükümlü olacağını, ayrıca ilk derece mahkemesince her ne kadar davanın konusu ve tarafı olmayan dava dışı …’un kısmi ifasında kusuru olmadığı hususunda görüş belirtilmiş ise de bu durumun hatalı ve yanlış olduğunu, öncelikle davanın tarafı olmayan bir kişinin lehine ve/veya aleyhine kusur takdir edilmesi ya da edilmemesinin doğru olmadığını, kaldı ki mahkemenin kanaatinin aksine taşınmaz ediminin eksik ve geç ifa edilmesinden dolayı …’un tam olarak kusurlu ve sorumlu olduğunu, zira taraflar arasındaki sözleşmeye göre avukatlık mesleğini ifa eden ve hukukçu bilirkişi olan …’un tapu üzerindeki mahkeme şerhinin ne anlama geldiğini, riski bilerek ve isteyerek kaldırmayı taahhüt ettiğini, hukukçu bir avukatın mahkeme şerhini kaldıracağını taahhüt ettiği dosyada/taşınmazda mahkemenin taahhüt edilenden başkaca şekilde karar vermesinin dava dışı … lehine kusuru ortadan kaldırmadığını, anılan bu sebeple de ilk derece mahkemesi hatalı olduğunu, ayrıca ilk derece mahkemesince davacının taşınmaza ilişkin eksik ve geç ifasından kaynaklı zararların hesaplanarak takas edilmesi gerekirken ve bu yönde deliller toplanarak araştırma yapılması gerekirken bu taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle istinaf itirazlarının kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, itirazları doğrultusunda eksik hususların giderilmesi ve yeniden davanın reddine karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dairemiz aksi kanaatte ise yargılamanın yeniden yapılarak davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davacının şirket ve gayrimenkul devir sözleşmesine istinaden …… Euro’nun fiili ödeme tarihindeki kur karşılığı ile yine hisse devir tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar ……. sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince yabancı para borcunun faizinde Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre hesap edilecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinin ikinci sayfasının ikinci paragrafında muvazaalı olarak başlatılan icra takibine dayanak senet miktarının mahsubuna karar verilmesinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği kararı davalının istinaf kanun yoluna getirdiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunu 2. maddesinde; “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” denilmektedir.
Türk Borçlar Kanununun 139. maddesinde “iki kişi karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. ” denilmektedir.
Taraflar arasında şirket devir sözleşmesinden sonra devir tarihinden önce tanzim edilen kambiyo senedi nedeniyle üçüncü kişi tarafından …… esas sayılı icra takip dosyası ile devir sözleşmesine konu edilen edilen şirket de borçlu gösterilerek takibe geçilmiş olup bu takibe dayalı bono nedeniyle devredilen şirket tarafından…… esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açılmış ve yargılaması devam etmektedir. Ayrıca şirket tarafından menfi tespit dosyasında verilen tedbir kararı uyarınca dosya borcu depo edilmiştir.
Yine aynı şekilde haksız çıkar elde edilmek amacıyla karşılıksız ve geriye dönük senet tanzim edilerek takibe konulmuş olması iddiasına dayalı olarak ….. soruşturma sayılı dosya ile soruşturmaya başlanılmış ve soruşturmanın derdest olduğu görülmektedir.
Soruşturma kapsamında şirketi devreden davacı … …… tarihli kollukta vermiş olduğu ifadede, “… San. ve Tic. Ltd., Şti. isimli şirketin 2016 yılı 1. Ayına kadar sahibiydim. Bu şirketi bu tarihte devrettim. Evrak ekinde bulunan senedi ben …. yılında … isimli şahsa borçlarım karşılığında ……. Euro değerindeki senedi verdim. Ben şirketi devrettiğim zaman bu senet şirketin mali kayıtlarında görünmüyordu. Ancak şirketi devralan kişiler bir borcun olduğunu sözlü olarak bilmekteydiler. Kendileri bu borcu ödeyeceklerini söylemişlerdi….” şeklinde, ifadede geçen … isimli şahıs ise …… tarihli kolluk ifadesinde, “Êvrakta ismi geçen … isimli şahsı tanımaktayım. … San. ve Tic. Ltd. Şti. İsimli şirketin sahibi …’dir. … 2015 yılında kurmuş olduğu bu şirkete benim ortak olmamı istedi. Ben de kabul ettim. Ancak ben resmiyette ortak görünmeyecektim. Kendisine nakit para verecektim. Buna karşılık aramızda bir protokol düzenledik. Anlaşmamız gereği kendisi bana …… Euro değerinde bir senet verecekti. Senette borçlu Mekes isimli şirket kefil ise … olacaktı. Bu senedi düzenledikten sonra … bana verdi. Daha sonra bana para ödemesi yapmadığı için ben senedi ciro ettikten sonra başka birine borcum karşılığında verdim. ” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
……. esas sayılı icra takip dosyasına konu edilen senedin az yukarıda kollukta ifade veren şahısların ifadelerinde geçen senet olduğu anlaşılmaktadır.
Şirket hisse devir sözleşmesi yapılırken şirketi devreden davacı doğruluk ve dürüstlük kurallarına uyarak şirketin borç ve alacakları hakkında davalıyı bilgilendirmiş olması ve bu hak ve alacakların denetlenebilmesi için kayıtlara geçirilmesi gerekmektedir. Davacı taraf şirketi devrederken devir tarihinden önce düzenlenmiş borç nedeniyle şirketin üçüncü kişiye borçlu olduğu hususunda davalıyı bilgilendirmemiştir. Davalının böyle bir bilgilendirme ve kayıt olmaksızın şirketin üçüncü kişilere borçlu olduğunu bilebilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.
Şirket devir sözleşmesinden doğan alacak ile üçüncü kişi tarafından başlatılan icra takibine konu edilen alacak muaccel bir alacak olduğu takdirde takas ve mahsuba konu edilebilecek alacaklardandır. Üçüncü kişinin başlattığı takip sonucunda ödeme yapan şirketin bu ödediği tutarı davacıya rücu edebilecektir. Bu sebeple üçüncü kişinin başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasının ve ceza soruşturmasının sonucu dosyamızı doğrudan etkileyebilecektir.
Mahkemece davalı cevap dilekçesinde ileri sürülen takas mahsup yönüyle ve devam eden menfi tespit davası ile ceza soruşturmasının sonucunun bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı hususlarında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması nedeniyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde delillerin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/03/2022 tarih ve 2020/430 Esas, 2022/206 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın istek halinde taraflara İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 23/11/2023


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”