Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1023 E. 2023/1349 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1023 – 2023/1349
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1023
KARAR NO : 2023/1349

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ………..
ÜYE : …………
ÜYE : ……….
KATİP : ………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI : 2021/207 Esas, 2022/120 Karar
DAVACI : ……..
VEKİLİ : Av. ………..
DAVALI : ………..
VEKİLLERİ : Av. ………
DAVANIN KONUSU : Lisanssız Elektrik Dağıtım Kullanım Sözleşmesinden Doğan Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/12/2023
YAZIM TARİHİ : 14/12/2023

Taraflar arasında görülen davada yerel mahkemece verilen karar davacı vekilince istinaf edilmekle, dosyadaki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması kapsamında sistem kullanım dağıtım bedelleri bakımından lisanssız üretici ve lisanslı üretici ayrımı yapılarak lisanssız üretici olan müvekkilinden …….. kr. kullanım dağıtım bedeli alınırken lisanslı üreticilerden sadece ………… kr. sistem kullanım bedeli alındığını, aynı hizmeti alan ve aralarında herhangi bir ayrım yapılmasına hukuken imkan olmadığı halde müvekkilinden ürettiği her bir kWh elektrik enerjisi başına neredeyse on kat farkla sistem kullanım dağıtım bedeli alındığını, 6446 Sayılı Kanun’un 17. maddesine 6719 Sayılı Kanun ile eklenen mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemleri ile sınırlı olduğuna ilişkin maddenin ………… K. sayılı ilamı ile iptal edildiğini, lisanssız üreticiler ile lisanslı üreticiler arasındaki tek farkın lisanslı üreticilerin lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğü olduğunu, dağıtım şirketinin 6446 Sayılı Kanunun 9/2. maddesinde öngörüldüğü üzere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin hizmet sunmakla yükümlü olduğunu, aynı kanunun 17/6-ç maddesi gereği sistem kullanım dağıtım bedelinin tüm üreticiler yönünden eşit uygulanması gerektiğini, davacı müvekkilinden alınan dağıtım bedelinin keyfi ve rekabete aykırı olduğunu, fazladan talep edilen bedelin teknik veya mali sebebi olmadığını, dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturmadığını, TBK’daki genel işlem koşullarının tacirler hakkında da uygulanabileceğini, elektrik dağıtım hizmeti tekel olup sistem kullanım bedellerinin kurulca tek taraflı ve pazarlıksız şekilde belirlendiğini, müvekkilinin davalının katlanmak zorunda olmadığı bir ek maliyet oluşturması söz konusu olsa da oluşan ek maliyetin somut ve objektif olarak ortaya konması gerektiğini, afaki artış yapılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşme adaleti sağlanmasının zaruri olduğunu, fazladan tahsilin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden dava tarihine kadar fazladan tahsil edilen sistem kullanım dağıtım bedelleri ile KDV’leri dahil şimdilik ……….-TL’nin en yüksek ticari faiziyle beraber tahsilini talep ve dava etmiş olup, bilahare ……….. tarihli dilekçesiyle talebini ………… TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğunu, EPDK’nın dağıtım tarifelerini onaylamak, fiyatlandırmaların ana esaslarını tespit etmekle görevli olduğunu, kurulun tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren onaylı tarifelerinin hüküm ve şartlarının bu tarifelere tabi gerçek ve tüzel tüm kişileri bağladığını, ilgili tüzel kişilerin kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlü olduğunu, ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının itiraz ettiği işlemlere ilişkin tarifelerin sektörün düzenleyici ve denetleyici otoritesi olan EPDK tarafından belirlendiğini, davacı taleplerinin mevzuat hükümleri ile kendi içinde dahi çeliştiğini, tarifeler üzerindeki güncelleştirme ve onaylamaların uygulanması zorunlu tarife niteliğinde olduğunu ve her biri için idari yargıda dava konusu edilerek iptali sağlanmadığı sürece yürürlükte kalıp uygulanacağını, ……….. sayılı kararında da değinildiği üzere kurum işlemine karşı dava açılmamış veya açılıp reddedilmiş olması durumunda tarifenin kanuna uygun olduğunu, buna dayanarak sözleşmede yer verilen sabit ücrete ilişkin miktarın haksız şart olarak kabulünün olanaklı olmadığını, idari işlemlerin idare tarafından geri alınıncaya ya da yargı yerleri tarafından iptal edilinceye kadar yürürlükte olduğu gözönüne alındığında davacı şirketin yürürlükteki mevzuat çerçevesinde tahsil edilen sistem kullanım bedellerinin hukuka aykırı olduğu iddiasının yerinde olmadığını, lisanssız elektrik üretimi ile amaçlananın başvuru sahibinin tüketim noktasına en yakın üretim tesisinden enerji ihtiyacını karşılaması olduğunu, lisanssız üretici olan davacıdan fazladan tahsil edilen bedeller hakkında davacının sözleşme imzalanmadan önce bilgisinin olduğunu, buna rağmen fazladan talep edilen bedel olduğu iddiasının basiretli tacir yükümlülüğüne uygun olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının lisanssız elektrik üretim yönetmeliğinde belirtilen amacı aşan şekilde üretim yapması, sözleşme esnasında tarifelerden ve kurulun bu tarifelerde değişiklik yapma yetkisinden haberdar olmasına rağmen huzurdaki davanın basiretli tacir yükümlülüğüne aykırı olarak ikame edilmesi, lisanslı üreticilere yönelik tarifelerden ve ayrıcalıklardan yararlanmak için gerekli şartları sağlamadan lisanslı üreticilerle aynı tarifelerin uygulanması gerektiği iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması ve tarifelerin hukuka uygunluk karinesinden yararlanması gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, Anayasa Mahkemesi kararının açıkça Anayasanın 153/2 maddesine aykırı yorumlandığını, normlar hiyerarşisi, genel işlem koşulları, mülkiyet hakkı, dürüstlük kuralı bağlamındaki hukuki sebeplerinin aksini ortaya koyacak herhangi bir gerekçe oluşturulamadığını, başkaca bir davada alınan ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılması açıkça usule aykırı olup aksi kabulde dahi dosyada alınan bilirkişi raporuyla arasındaki çelişki giderilmeden ve hükme esas alınan dava dışı rapora karşı taraf itiraz ve beyanları dahi alınmadan karar verildiğini, dosya kapsamında mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde lisanssız elektrik üretim tesislerinin, elektrik dağıtım sistemi üzerinde herhangi bir ek maliyet oluşturmadığı tespit edilmekle davalarının kesin şekilde kanıtlandığını, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu ihtimale dayalı tespitlerden ibaret olduğunu, Yargıtay denetimine elverişli olmadığından hükme esas alınması da mümkün olmadığını, ……….. sayılı dosyasından alınan raporun, denetime elverişli olmaması sebebiyle hükme esas alınmaması ve dosyadaki mevcut denetime elverişli rapora dayalı olarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde her halükarda raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, mahkemenin idari düzenleyici işlemin sahip olduğu hukuka uygunluk karinesini yanlış yorumladığını, zira bu ilke, düzenleyici işlemin uygulanması aşaması bakımından sonuç doğurduğunu, bu ilkenin yargılama ve mahkemeler bakımından herhangi bir hükmü olmadığını, Tarife Usul ve Esaslarının 16/2 maddesiyle lisanssız üreticilerden alınacak dağıtım bedelinin farklılaşması için dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturulmasının gerekli ve zorunlu olduğunun düzenlendiğini, bu bağlamda lisanssız üreticilerin dağıtım sistemi üzerinde ek maliyet oluşturmadığı nazara alındığında müvekkilinden 10 kat fazla dağıtım bedeli alınmasının ölçülülük ve öngörülebilirlik olmaması sebebiyle açıkça mülkiyet hakkına aykırı olduğu ortada olduğunu, seçilen yöntemin kanun seviyesinde olmadığını ve herhangi bir şekilde de kanuni dayanağı da bulunmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, yanlar arasındaki Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistem Kullanım Anlaşması kapsamında davalının düzenlediği faturalarla istenen ve tahsil edilen sistem kullanım/dağıtım bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf nedenleri ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmış olup, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, yerel mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinin 23. maddesi uyarınca kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapması esas olan davacının, kendi insiyatifiyle ihtiyaç fazlası olarak ürettiği elektrik nedeniyle davalıya ait dağıtım hatlarını kullanmasından dolayı kullanım/dağıtım bedellerinin EPDK tarafından düzenlenen tarifelerle belirleneceğine ilişkin mevzuat hükümlerine atıf yapan sözleşmeyi, üstelik üretici ve lisanssız üreticiler yönünden sistem kullanım/dağıtım bedellerinin farklılaşmasından sonra imzalamış bulunmasına, sistem kullanım/dağıtım bedellerine ilişkin faturaları defterlerine kaydetmediği yönünde dosyada herhangi bir beyan, delil ve belge bulunmamasına, faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı yönünde herhangi bir uyuşmazlık bulunmamasına, TTK’nın 21/2 maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacirin, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen tarafın, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK’nın 222. maddesi uyarınca ispatlamış olmasına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla HMK’nın 353/1-b.1 ila 359/3 maddeleri uyarınca davacı vekilinin vaki istinaf başvurusunun esastan reddi cihetine gidilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken ……… TL istinaf harcından peşin alınan ……… TL harcın mahsubu ile bakiye ……… TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleşince ilgili tarafa iadesine,
5-İstinaf yargılaması duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara dairemizce tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan tetkikat neticesinde HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 14/12/2023

Başkan V.

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”