Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/1004 E. 2023/1150 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1004 – 2023/1150
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1004
KARAR NO : 2023/1150

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : ……….
ÜYE : ………..
KATİP : ……….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2022
NUMARASI : 2020/695 Esas, 2022/187 Karar
DAVACI : ……………
VEKİLLERİ : Av. ……………..
DAVALI : ……………..
VEKİLİ : Av……………….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/11/2023
YAZIM TARİHİ : 02/11/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/03/2022 tarih ve 2020/695 Esas, 2022/187 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili bankanın ………. şubesi kredi borçlusu ……….. ile imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, asıl borçlunun kredi borcunu ödemediğini, müvekkili bankanın TTK ve İİK’nın kendisine vermiş olduğu yükümlülükleri yerine getirerek, kredi müşterisinin hesaplarının kat edildiğini, asıl kredi borçlusu ile müşterek borçlu ve müteselsil kefillere ………. yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek hesaplarının kat edildiğini ve borcu ödemlerinin ihtar edildiğini, borçluların ihtarnameye rağmen borçlarını ödemediklerini, müvekkili bankanın alacağının tahsili için davalı hakkında ………….. E. sayılı takip dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlattığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, takibin kaynadığının dava dışı ……….’nin müvekkili bankadan kullanmış olduğu ticari krediden kaynaklandığını, davalıların itiraz dilekçesinde borca takibe, faize, faiz oranına ve alacağın bütün ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının itirazının kötü niyetli ve amaçlarının takibi sürüncemede bırakarak alacağın tahsilini geciktirme amacı taşıdığını, müvekkili tarafından başlatılan icra takibindeki faiz oranlarında herhangi bir usulsüzlük olmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de olumlu sonuç alınmadığını, bu nedenle …………. E. esas sayılı dosyasına yönelik itirazın iptali ile % 20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya tensip tutanağı ve dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Mahkemece; “….Tüm bu açıklamalar, deliller ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde, davanın itirazın iptali davası olduğu, davalının yukarıda da belirtildiği üzere sözleşmelere ve imzalara herhangi bir itirazlarının olmadığı, davalının icra dosyasına yaptığı itirazında alacaklıya hiçbir borcunun olmadığını beyan ettiği görülmektedir. Yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere taraflar arasında genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, bu kapsamda verilen kredinin asıl borçlu ve davalılar tarafından ödenmediği sabit olup uyuşmazlık konusu değildir. Davalı da bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalamış olup kefalet de geçerlidir. Bu haliyle de davalının (cevap dilekçesi sunulmamakla birlikte) itirazlarına itibar edilmesinin mümkün olmaması karşısında davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir. Dosyadaki belgelerden sabit olduğu üzere de, takibe konu ………….. TL ve ………… TL tutarlı teminat mektupları davacı tarafça tazmin edilmiş olduğundan bu miktar yönünden tahsil hükmü kurmak gerekmiş ve ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Bununla birlikte davacı tarafça takip talebinde depo talebinde bulunulmuşsa da, davalı kefilin gayri nakdi alacak yönünden sorumlu olup olmadığına yönelik bir anlaşmanın dosyada olmaması, davacı tarafa gerek tensip tutanağı ile gerekse de 1. Ve 2. Celselerde süre verilmesine rağmen sözleşmenin tam metnini dosyaya sunmadıkları görülmekle bu husus tespit edilememiş, başka bir deyişle gayri nakdi alacak yönünden davalının sorumlu olduğu ispat edilemediğinden bu yönden davanın reddi gerekmiştir. Mahkememizce denetime elverişli ve usul ve yasaya da uygun olması karşısında bilirkişi raporu hükme esas alınarak fazla talep edilen kısım reddedilerek davanın kısmen kabulü yoluna gidilmiştir. Diğer taraftan davacının icra inkar tazminatı talebi değerlendirildiğinde de alacağın likit olup takibe yönelik itirazın da haksız olduğundan İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi hükmü uyarınca hükmedilen kısım üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ….” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yeterli araştırma yapmadan eksik inceleme sonucu karar verdiğini, müvekkilinin şirketi devretmeden önce becayiş kredilerini ve sözleşmedeki tüm borçlarını kapattıktan sonra şirketi devrettiğini, borç bittikten sonra yani şirketi devrettikten sonra bu borçlanmaların söz konusu olduğunu, müvekkilinin bu borçlanmalarda sözleşme tarafı olmadığı gibi imzasının da bulunmadığını, ………….. tarafından nakde dönüştürülen teminat mektuplarının yine aynı şekilde şirketi yeni alan kişinin zamanında ortaya çıktığını, yerel mahkemece bu durum incelenmiş olsaydı müvekkilinin şirketi devir etmeden önce tüm ödemeleri yaptığı gerçeğinin ortaya çıkacağını, borcun şirket devrinin gerçekleştirilmesinden sonra söz konusu olduğunu, bu durumdan da müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davanın taraf sıfatı yokluğuyla reddedilmesi gerektiğini, çünkü müvekkilinin borç sözleşmesinin doğduğu anda sözleşmenin tarafı olmadığı gibi imza da atmadığını, yerel mahkemenin imza incelemesi yapması durumunda müvekkilinin sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığı gerçeğinin ortaya çıkacağını, ayrıca Ticaret Sicilden de görüleceği üzere müvekkilinin şirketi devrettikten sonra bu borçlanmanın ortaya çıktığını belirterek, açıklanan nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkemenin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, banka tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Davacı taraf şirketi borçları ödeyerek devrettiğini bu sebeple kefaletinin sona erdiğini iddia etmiş ise de; davalının şirket adına kullandırılan krediyi şirket ortağı olarak değil müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğundan şirketi devretmiş olması bankaya karşı kefaleti ortadan kaldırmayacaktır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından temyiz yolu açık olmak üzere davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılması gereken ………… TL istinaf karar harcından peşin alınan …………. TL’nin mahsubu ile bakiye ……………. TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2023

Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”