Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/993 E. 2022/1943 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/993
KARAR NO : 2022/1943

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2021
NUMARASI : 2020/597 Esas, 2021/106 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
YAZIM TARİHİ : 15/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/02/2021 tarih ve 2020/597 esas, 2021/106 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine … TL bedelli bonoya dayalı olarak …. İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, takibe konu ödeme emrinin köy muhtarının çocuklarına 16/08/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, köy muhtarının tebligatı müvekkiline 22/08/2016 tarihinde ilettiğini, bu nedenle müvekkilinin ödeme emrine karşı borca ve imzaya itiraz süresi olan beş günlük süreyi kaçırdığını, icra takibine konu olan bonodaki borç ile müvekkilinin herhangi bir ilgisinin olmadığını, bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile … TL’nin %20’si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının süresi içerisinde itiraz etmediğini, davacının dava dilekçesindeki itirazlarının yersiz olduğunu, kıymetli evrak vasfındaki senette ticari ilişkiye bakılmayacağını, sözleşme olması durumunda bakılabileceğini, ortada bir sözleşme olmadığını, bu durumun yazılı delil ile ispat edilemediğinden ticari ilişkiye bakılamayacağını, davacının süresinde olmayan imzaya itirazının yerinde olmadığını, bu nedenle davanın reddine, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu’nun …. tarihli raporuna göre, uyuşmazlık konusu senetteki …’a atfen atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi , işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir , hız, ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğunun bildirildiği, ATK tarafından sunulan rapor neticesinde uyuşmazlık konusu senetteki imzanın davacı borçluya ait olduğunun tespit edildiği, HMK 201 maddesi uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ispat yükümlülüğünün yine senetle yapılması gerekeceği, davacının illetten mücerret olan kambiyo senedine dayalı olarak borçlu olmadığını usulüne uygun yazılı delillerle ispat edemediği, davacının ayrıca yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesini tekrarla davalı tarafından başlatılmış olan icra takibinde bonoya yazılı borç miktarı ile müvekkilinin herhangi bir ilgisinin olmadığını, bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait bulunmadığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, imzası inkar edilen bonoya dayanan menfi tespit (borçlu olunmadığının tespiti) talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, dava konusu bonoların daire satışı için verildiğinin tarafların kabulünde olduğu, dosyaya alınan ATK raporunda bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğuna dair rapor düzenlendiği, raporun kesin kanaat bildirdiği, davacının dava dilekçesinde yemin deliline de daynamadığı, buna göre mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine yönelik kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile artan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 15/12/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”