Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/979 E. 2022/1888 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/979
KARAR NO : 2022/1888

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2020
NUMARASI : 2017/139 Esas, 2020/748 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
YAZIM TARİHİ : 07/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/10/2020 tarih ve 2017/139 esas, 2020/748 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, sağlık alanında faaliyet gösteren müvekkilinin hamilelikte DNA test ve analizlerini yaparak genetik rahatsızlıkları teşhis ettiğini, davalı şirketin söz konusu testleri yaptırmak isteyenlerin verilerini müvekkili şirkete kargo yoluyla göndererek bu testlerin yapılmasını sağladığını, müvekkilinin testlere ilişkin sonuçları internet kanalıyla davalı şirkete ilettiğini, gerçekleştirilmiş olan iş nedeniyle müvekkili şirketin testleri faturalandırarak borçlu şirkete gönderdiğini ve ödemesini aldığını, müvekkili şirketi ile davalı şirket arasında 26/08/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, 10/03/2016 tarihinde sözleşmede yer alan fiyatların tadil edildiğini, sözleşme ile tadil evrakı ve ayrıca müvekkili şirketin davalı şirkete göndermiş olduğu faturaların tarih, tutar ve numaralarını belirten onyedi sayfadan ibaret cari hesap ekstresinin dosyaya sunulduğunu, davalı şirkete yapılan ödeme çağrılarına rağmen müvekkili şirkete ödeme yapılmadığından …..İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı dosya üzerinden başlatılan takibe vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamını, asgari % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacı tarafa 2016 yılına ait ticari defterlerini sunmak üzere süre verilmesine rağmen davacı tarafça müvekkili şirketin yabancı uyruklu olması nedeni ile ticari defterlerinin bulunmadığı, sadece davalı tarafından kendilerine gönderilen sipariş formaları çerçevesinde davalı tarafa hizmette bulunulduğunun bildirildiği, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede takibe konu edilen 23 adet faturadan dolayı 59.530,24 TL ödeme yapıldığı, 516.644,68 TL ödemenin ise verilen sipariş avanslarına kaydedildiğinin bildirildiğinin görüldüğü, davacı tarafa takibe konu edilen faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunmak üzere 7 nolu celse de 2 haftalık verilen kesin süreye rağmen herhangi bir delil ibraz edilmediği davacı tarafça dosya içerisine ibraz edilen CD’de takibe konu edilen faturalar yer alsa da bu faturalardan kaynaklı hizmetlerin davalı tarafa verildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı, dava dilekçesi ekinde yer alan sipariş formlarının davalı tarafça düzenlenip davacıya gönderildiği ve davacının bu formlara istinaden hizmette bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığı, davalı tarafın BA formları üzerinde yapılan incelemede davalı taraf ticari defterlerinde yer alan 23 adet fatura dışında herhangi bir faturanın yer almadığı davacı tarafça dosyaya ibraz edilen ve davalı şirket temsilcisi ile yapıldığı iddia olunan whatsap yazışmaları ve mail yazışmalarında takibe konu edilen faturalardan kaynaklı borcun davalı tarafça kabul edildiğine dair herhangi bir yazışmanın söz konusu olmadığı, bu yazışmaların davalı şirket temsilcisi ile yapıldığına dair tam kanaat oluşmasa da davalı şirket temsilcisi ile yapıldığı hususu kesinleşmiş olsa dahi yapılan yazışmalarda genel geçer olarak borcun ödeneceğine ilişkin beyanların yer aldığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde takibe konu edilen faturalardan kaynaklı olarak davalı tarafın davacıya borçlu olduğuna dair davacı tarafın ispata yarar herhangi bir delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili, mahkeme kararının taraflı ve hukuka aykırı olduğunu, davanın dosyaya sunulan Yargıtay kararları ışığında ve Yargıtay’ın içtihatlarında belirlediği kriterlere göre ispatlanmış bir alacak davası olduğunu, davalı tarafın mahkemeye sunulan tek bir makul izah, delil ya da dilekçe bulunmadığını, mahkemece dosyaya sundukları delillerin yok sayıldığını, mahkeme kararında yer alan tüm niteleme ve tespitlerin gerçeğe aykırı olduğunu, mahkemenin delilleri yok saydığını, aldırdığı bilirkişi raporunu da görmezden gelerek delil durumunun tersine karar verdiğini, davalı vekilinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, mahkemenin bu beyanları kararına dayanak yaptığını, mahkemenin suistimal ettiği ve kararına dayanak yaptığı başka bir hususunda müvekkilinin yabancı ülkede kurulu bir şirket olması ve TTK kapsamında yurtiçi şirketler gibi yevmiye, kebir ve envanter defterinin bulunmaması konusu olduğunu, taraflar arasında e-mail ve whatsapp mesajlarının belge niteliğinde olduğunu, ortada senet (yazılı sözleşme), borcu doğrudan hizmet ifasına dair belgeler, bunların faturaları, ödeme yapılacağına dair davalı beyanı ve tüm bunlar ışında değerlendirildiğinde 150.000 USD alacağa ilişkin ticari defter durumu bulunduğunu belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari hizmet sözleşmesi kapsamında tanzim olunan fatura bedellerinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Davacı vekili istinaf başvurusunda test istek formlarını hizmetin verildiğine ilişkin delil olarak göstermişse de, bu formlarda imza bulunmadığı gibi davalının da kabulünde değildir. Öte yandan davalının defterlerinde 23 adet faturanın kayıtlı olduğu, bu fatura hizmet bedellerinin toplamının 50.448,00 TL olduğu sabit olup, bunların bedellerinin ödenmiş olduğu da yapılan inceleme ile ortaya çıkmıştır. Yine mail ve Whatsapp yazışmalarının da incelenmesinde borç mutabakatının olmadığı, yazışmanın bir kısmında davacı temsilcisinin toplam bakiyeyi rakam olarak bildirdiği görülmüşse de davalının bu miktarda mutabık olduğu sabit değildir. Yazışma ve mail içeriklerinden somut olarak hangi fatura konusu hizmetlerin alındığının kabul edildiği anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla davacı vekilinin hizmetin verildiğinin ispatına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara dairemizce tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 07/12/2022


Başkan Vekili


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”