Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/943 E. 2022/1864 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/943
KARAR NO : 2022/1864
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2021
NUMARASI : 2018/1186 Esas, 2021/145 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/03/2021 tarih ve 2018/1186 Esas, 2021/145 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili ; davalının müvekkili şirkete karşı olan…….-EURO (26.703,73-TL) borcunu ödememesinden ötürü … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyasında takibe girişildiğini, borçlunun …. ile borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, vekalet ücreti ve masrafların davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili; davacı ile müvekkili şirketin …’da bulunan şubesine çok acil ürün lazım olması sebebiyle 1 hafta içerisinde ürün teslimi konusunda anlaşılmış olduğunu, davacının ürünleri zamanında teslim etmemesinin yanında 1673 kolinin 300 tanesinin hasarlı olarak teslim edilmiş olduğunu belirterek, davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkemece; dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre, hasar yaklaşımı açısıdan, sevkiyata konu olan malzemelerin toplam 1.673,00 koli olduğu ve ….. müşterinin beyanından yola çıkarak 300 kolisinin hasarlandığı geri kalan 1373 kolinin hasarsız toplam yük bedelinin 20.243,30 EURO olduğu ve bu sebeple toplam hasarın (300 koli x (20.343,30- EURO / 1673 kolu)) 300 koli için 3.630,00 EURO olarak hesap edilebileceği, seçilmiş olan ambalajlama kolilerinin ürün taşıma aşamasında yeterli direnci göstermiş olduğu, dava dosyasında bulunan dorse içi fotoğraflar ve dava dışı Fransız müşterinin göndermiş olduğu elektronik postaya istinaden malzemelerin kısmi hasarlı olduğu, hasarın nasıl oluştuğuna dair dosyada olay hasar tespiti çalışması bulunmadığı, bahsedilen belgelere istinaden 300 adet kolinin hasarlı olduğu, bunların 60 adedinin taşıyıcının sorumluluğunda taşıma sırasında sıvıya maruz kalmasından kalan 240 adedinin ise davalı sorumluluğunda olan nakliyata ve yüklemeye uygun olmayan ambalajlama sebebi ile gerçekleşmiş olabileceği, sıvı teması nedeni ile hasarlanan 60 adet kolinin mal bedeli olan 729,59 EURO ((60 koli x (20.343,30-Eura / 1673 koli))’dan davacının %100 sorumlu olabileceği, davacının belirtmiş olduğu gibi, davacı yan lehine düzenlenmiş olan CMR sigorta poliçesi dahilinde tazmin edilmesinin mümkün olduğu, davacı tarafından yapmış olduğu sözleşmeye istinaden nakliyat işlemlerini tamamlamış olduğu, bu nedenle sorumluluğunu yerine getirdiği, davalının ödeme sorumluluklarını yerine getirmediği, ödemesi gereken meblağın dava dosyasında bulunan belgeler aşığında 3.300,00 EURO olduğu, davalı tarafın emtianın geç teslim edilmesine dair iddiasının dava dosyasında bulunan belgelere istinaden kanıtlanabilir olmadığı, taraflar arasında imza edilen taşıma sözleşmesinde taşıma süresi ile ilgili bir yaptırım bulunmadığı ve dava konusu zararın davalı taşıyıcının sorumluluğunda olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davacının icra takibine vaki faiz istemi davalının takip öncesi temmerüde düşürülmediğinden yerinde görülmemekle, usul ve yasaya uygun denetime ve hüküm kurmaya elverişli, önceki rapor ile de uyumlu bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın 25.894,44-TL bedel üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunda taraf sıfatlarında yapılan karışıklık hatalı hüküm tesisine sebebiyet verdiğini, bilirkişi raporunda yapılan bu sıfat karışıklığı mahkeme hakimini de yanılttığını, mahkemece hatalı bir şekilde, raporun sonuç kısmında belirtilen “davalı” nitelendirilmesi dikkate alınarak Türk Hukukunun gayesi olan doğru gerekçelendirme ilkesine aykırı nitelikte hüküm tesisinde bulunduğunu, büyük bir hukuki hatanın neticesinde oluşturulan söz konusu Yerel Mahkeme kararı hukuki güvenlik ilkesini ve hakkaniyet ilkesini zedeleyici nitelikte olduğunu, sorumluluğun taşıyıcı firmaya ait olduğuna kanaat getirildikten sonra sonuç kısmında davalının sorumluluğundan bahsedilen ve Yerel Mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporu kendi içerisinde çelişkili olduğunu, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, asla kusurun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, davacı firmanın meydana gelen zarardan kusuru nedeniyle %100 sorumlu olduğu miktar, ödeme emrinde belirtilen asıl alacak tutarından düşürülmeden hatalı hüküm tesisinde bulunulduğunu, şartları oluşmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, delillerin değerlendirilmesi ve varılan sonuç kendi içinde çelişki barındırdığını, mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporları hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu düzenlenen faturaya dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, düzenlenen bilirkişi raporunun denetime açık ve karar vermeye elverişli olduğu bu haliyle kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.
Ancak;
Bilirkişi raporu düzenlenirken zarar gören kolilerden davalının sorumluluğunda olduğu bildirilen 240 adet kolinin taşıma bedeli 2.904 Euro karşılığı olan 22.787,10 TL olmasına karşın sehven 3.300 Euro olarak hesaplanmış, mahkemece bu hesaba dayanılarak hüküm verilmiştir.
Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/03/2021 tarih ve 2018/1186 Esas, 2021/145 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,

B)6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, davalı borçlunun … İcra Dairesinin….Esas sayılı dosyasındaki itirazın kısmen iptaline, takibin 22.787,10 TL asıl alacak üzerinden talepname şartları ile devamına,
2-Bakiye talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen 22.787,10 TL’nin % 20’sine tekabül eden 4.557,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1.768,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 456,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.312,81 TL harcın 986,49 TL’sinin davalıdan, kalan 326,32 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacının peşinen yatırdığı 456,04 TL harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 739,70 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 631,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 2.691,60 TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre hesaplanan 394,77 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.916,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 01/12/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”