Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/938 E. 2022/1802 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/938
KARAR NO : 2022/1802

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : .
ÜYE : .
ÜYE :.
KATİP : .

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2019/380 Esas, 2021/196 Karar
DAVACILAR : 1-.
2-.
3-.
.
VEKİLLERİ : Av..
Av.
DAVALI : .
VEKİLLERİ : Av..
Av. .
DAVA İHBAR OLUNAN :.
VEKİLİ : Av..
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/03/2021 tarih ve 2019/380 Esas, 2021/196 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin Davalı …Bankası A.Ş. Vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –

Davacı vekili ; Müvekkillerinin murisi …..’ın davalı bankanın müşterisi olduğunu, …… tarihinde vefat ettiğini, müvekkilerinin murisinin davalı banka nezdinde açtırmış olduğu ……. vade tarihli …. nolu hesapta vadeli döviz hesabında yer alan paraların müvekkillerinin murisinin bu paraya sağlığında acil ihtiyacı olmaması nedeniyle hesapta kaldığını, müvekkillerinin paranının varlığından murisinin ölümünden sonra haberdar olduğunu, o tarihte bankaya müracaat ettiğini, ancak veraset ilamı, tüm mirasçıların ayrı ayrı talepleri ve vekaletleri olmadan ayrıca hesapta bulunan paraların zamanaşımına uğramış olması ve belli bir süre içerisinde çekilmemesi halinde Fon’a devredilmiş olduğunu belirterek müvekkillerine ödeme yapmadığını, müvekkillerinin hakları olan parayı alamadıklarını, mağdur olduklarını açıklanan bu nedenlerle; şimdilik her bir müvekkil için 50 TL olmak üzere toplam 400 TL tazminatın davalıdan alınarak müvekkilerine ödenmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; Muris ……’ın hesaplarında bulunan tutarın muris …..a ait hesaba ilişkin son işlem tarihinden itibaren 10 yıl geçmiş olması nedeniyle usulüne uygun olarak TMSF’ye devredildiğini, davanın yetkisiz mahkeme de açılmış olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; davacılarca murisleri olan …’ın davalı bankada bulunan vadeli hesaptaki fona aktarılan bedelin taraflarına iadesi istemi ile eldeki davanın açılmış olduğu, her ne kadar davalı banka tarafından verilen cevap dilekçesinde muris ……’ın son işlem tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra Bankacılık Kanunu Mad 62 hükümleri çerçevesinde vadeli hesaptaki paranın fona devredildiği ve davacıların davaya konu parayı talep etme haklarının bulunmadığından bahisle davanın reddini talep ettikleri anlaşılmış ise de mahkemece resen seçilen 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapordan da anlaşılacağı üzere öncelikle davacıların murisinin hesabındaki son vade uzatım tarihinin 20/08/2014 tarihi olduğu ve bu sebeple halen zamanaşımının dolmadığı mahkemece değerlendirildiği, fakat zamanaşımı süresinin davalı tarafın iddia ettiği gibi 21/08/2015 tarihinde dolacağı kabul edilse dahi davacıların murisi …’ın 09/11/2013 tarihinde vefat etmiş olduğu anlaşıldığı, bu durumda davalı bankanın muris ……’ın hak sahibi mirasçılarına bildirimde bulunması gerektiği, hak sahibi mirasçıların davalı banka tarafından bildirimde bulunulduğuna dair herhangi bir delil de olmadığından bilirkişi heyeti tarafından hesap edilen denetime el verişli rapordaki miktar üzerinden davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.

Davalı ……Katılım Bankası A.Ş. Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ikrarları, dosyaya sunulan beyanlar ve delillerle de davanın reddedilmesi gerektiğini, her ne kadar Yerel Mahkeme Müvekkil Banka’nın bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiasında bulunmuşsa da müvekkil bankanın muris ….’a ait adres araştırmasında tebligata elverişli bir adrese ulaşamaması üzerine tirajı yüksek iki adet gazetede toplamda 4 adet ilan yaptırmış olduğu açık ve tartışmasız maddi ve hukuki bir gerçek olarak ortadayken, davacı tarafın “uzun süredir muris …..’ın ve bir takım mirasçılarının yurt dışında yaşadığı ve ….’a ait hesaplarda bulunan paraya ihtiyaç olmaması nedeniyle dokunulmadığı” şeklindeki ikrarlarıyla da sabit olduğu üzere davacı tarafın davaya konu hesap üzerinde herhangi bir işlem gerçekleştirmediği açıkken, davanın davacılarının Müvekkil Banka’ya başvurdukları tarihte zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu sabit olduğunu, muris ……’ın hesaplarında bulunan tutar, muris …’a ait hesaba ilişkin son işlem tarihinden itibaren 10 yıl geçmiş olması nedeniyle usulüne uygun olarak TMSF’ye devredildiğini, bu nedenle davadaki taleplerin hiçbirisi müvekkil bankayı ilgilendirmemesi sebebiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, hesap sahibi Muris …….ın dava konusu edilen hesaptaki son işlem tarihinin 20.08.2004 tarihi olduğunu ve söz konusu hesaplarda tutulan paranın 20.08.2014 tarihinde zamanaşımına uğramış olduğu tespit edildiğini, 15 Haziran 2015 tarihine kadar davacı ve mirasçılarından hiç kimsenin süresi içerisinde başvurmaması nedeniyle söz konusu hesaplarda bulunan tutarlar TMSF’ye aktarıldığını, davaya konu taleplerin muhatabı müvekkil banka olmadığını, mahkeme vermiş olduğu kararın neredeyse tüm gerekçesini bilirkişi raporuna bağladığını, bilirkişi raporunda tamamen hukuka aykırı olarak ve hiç bir dayanağı olmadığı halde murisin vefatının müvekkil banka tarafından bilinmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirmesi kabul edilebilir olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.

İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Uyuşmazlık, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

Davacılar vekili; davacılar murisinin davalı bankaya yatırmış olduğu vadeli döviz hesabındaki mevduatların davalı banka tarafından usulsüz olarak TMSF’ye devredildiğini ileri sürerek alacak talebinde bulunmakta, davalı taraf ise yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemektedir.

Somut olaya ilişkin Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 17/11/2014 tarih, 2014/10606 Esas, 17776 Karar sayılı kararında;
“Bankalarda bulunan mevduat ve bu cümleden sayılan emanet ve alacakların 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğraması, bankaca gerçekleştirilecek ilan ve tebligatların yapılması koşuluna bağlıdır. Başka bir anlatımla, sahipleri hakkında bu yönde uygulama yapılmadan banka nezdindeki hakları ve alacakları kendiliğinden zamanaşımına uğramaz. Esasen Dairemizin uygulamaları da bu yöndedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 18.10.2004 tarih ve 2004/820 E. 2004/9907 K. sayılı ilamı, 11.01.2010 tarih ve 2008/8695 E. 2010/154 K. sayılı ilamı)
Dosya içeriğinden, davacıya gönderilen ihtarın bila tebliğ dönmesinden sonra Bankaca tebligatın yapılabilmesi için herhangi bir girişimde bulunulmadığı, davacının Mernis yerleşim yeri adresinin araştırılmadığı, Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligatın yapılmasına çalışılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı Bankanın tebligat koşulunu sağlamadığı kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

Somut olay değerlendirildiğinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Yargıtay 11. HD’nin 17.11.2014 tarih ve 2014/10606-17766 E.-K. sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 62 maddesi ile Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine, ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat ve Katılım Fonu, Emanet Alacaklara ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 8/2 maddesine göre, davalı bankanın zamanaşımı uyarı yazısının bila tebliğinden sonra hiç adres araştırması yapılmamasına, davacıların mernis adresinin tespit edilerek mernis adresine tebligat çıkarmamasına, dosya kapsamında sabit olmasına göre; ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 5.335,33 TL harçtan peşin alınan 1.333,85 TL harç mahsup edilerek bakiye 4.001,48‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022

….
Başkan
….
(e-imzalıdır)
….
Üye
..
(e-imzalıdır)
….
Üye

(e-imzalıdır)
…..
Katip
……
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”