Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/913 E. 2022/1848 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/913
KARAR NO : 2022/1848

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2021
NUMARASI : 2020/219 E., 2021/220 K.
DAVACI – BİRLEŞEN DAVA
DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALILAR :
VEKİLİ :

VEKİLİ :
BİRLEŞEN DAVA
DAVALILAR :
VEKİLİ :

VEKİLİ :

VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/219 Esas, 2021/220 Karar sayılı dosyasında verilen 02/04/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından makine kırılması sigorta poliçesiyle sigortalı dava dışı şirkete ait tekstil makinesinin voltaj dalgalanması sonucu hasarlandığını, müvekkilince sigortalısına 08/07/2015 tarihinde 19.250,00 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek anılan tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Asıl dava davalısı ….. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete gelmiş herhangi bir arıza bildirimi bulunmadığını, zarar gördüğü iddia edilen sigortalı şirketin organize sanayi bölgesi sınırları içerisinde faaliyet gösterdiğini, bu sınırlar içerisinde elektrik dağıtımı lisansını diğer davalı ……. Müdürlüğü’ne ait olduğunu, müvekkilinin anılan sınırlar içerisinde dağıtım faaliyetinin bulunmadığını, bu sebeple sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Asıl dava davalısı ….. … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davada taraf sıfatının bulunmadığını, elektrik dağıtım yetki ve görevinin olmadığını, sadece elektrik üretim yetkisi bulunduğunu, müvekkilinin ürettiği elektriği de tüketiciye doğrudan satamadığını, bu hususta tek yetkilinin ….. olduğunu belirterek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Birleşen dava davalısı …..Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; enerji dağıtım iş ve işlemlerinin müvekkilince yerine getirildiğini, ancak sigortalının uğradığı iddia olunan hasar ile müvekkili arasında bir ilgi bulunmadığını, zira hasarın gerçekleştiği tarih olarak bildirilen 17/04/2015 tarihinde şebeke üzerinde bir arıza veya bir enerji dalgalanması yaşanmadığını ve buna dair bir kayıt da oluşturulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Birleşen dava davalısı ….A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bireysel ve ticari abonelerine elektrik dağıtım hizmeti sunmadığını, esasen yüksek gerilim hattaları aracılığıyla iletim faaliyeti gerçekleştirdiğini, sigortalı şirkete bu nedenle doğrudan elektrik vermesinin de söz konusu olmadığını, anılan sigortalı şirkete ait fabrikada meydana gelen arıza ile ilgili müvekkilinin teknik bir ilgisinin de bulunmadığını, 17/04/2015 tarihinde müvekkili nezdinde herhangi bir arıza kaydı olmadığını, ilgili lisans sahibi dağıtım şirketinin sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek davanın husumetten veya esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

Birleşen dava davalısı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, ayrıca müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava dilekçesi içeriği ile de müvekkili şirkete atfedilen bir kusur olmadığını, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, “…Davacı sigorta şirketi vekili, sigortalıya ödeme yapılmasına sebep olan hasarın elektrik kesintisinden kaynaklandığını belirterek, ödenen miktarın rücuan tazminini talep etmiş ise de; dava dışı sigortalı şirkete ait işletmenin özel trafolu olduğu ve trafonun bakım-onarımından ve dağıtım panolarını besleyen hatlardan sigortalı şirketin sorumlu olduğu açıktır. Buna göre, bu tip kesintinin sorumlusu sigortalı şirkete ait işletmedir. Dağıtım şebekesinde herhangi bir arıza kaydına veya enerji dalgalanmasına rastlanılmadığı da gelen cevabi yazılardan anlaşıldığına göre, bunun aksine mütalaa içeren bilirkişi raporlarına itibar edilmeksizin, kesintinin trafoyu besleyen hattan kaynaklanmadığının kabulü gerekmektedir. Bu sebeplerle ve hasara sebep olan kesintinin nedeni tam olarak tespit edilemediğinden ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir. Davalı …. Müdürlüğü hakkında açılan dava esas bakımdan reddedildiğinden yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. A-Mahkememizin 2015/1660 Esas sırasında kayıtlı dava dosyası bakımından;1-Davanın REDDİNE, B-Birleşen, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1331 Esas sırasında kayıtlı dava dosyası bakımından; 1-Davanın REDDİNE” karar verilmiş olup, davacı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine dosya Dairemize gelmiş olup, Dairemizin 2018/2098 Esas, 2020/275 Karar sayılı 06/03/2020 tarihli ilamı ile; “…Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle çözümün teknik bilgiyi gerektirdiği kabul edilmesine rağmen, ek rapora itibar edilmeyerek, sırf davalı ……..i Müdürlüğü’nün 03/06/2017 tarihli cevabi yazısı nazara alınarak, dava dışı sigortalı ile aynı orta gerilim dağıtım şebekesinden beslenen diğer abonelerde hasarın gerçekleştiği tarihte benzer bir durum meydana gelip gelmediği, hasarın dava dışı sigortalının özel trafosunun bakım ve denetim sorumluluğunu yerine getirmemesinden mi yoksa davalı ………Müdürlüğü’ne ait orta gerilim dağıtım şebekesinden mi kaynaklandığı hususunda Üniversitelerin makine ve elektrik -elektronik bölümünden seçilecek üç kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli bilirkişi heyeti raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken,yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.

Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; “…Tüm bu sebeplerle oluşan hasarın AG tarafından oluşmuş olması ve AG tarafından dava dışı sigortalının sorumluluk alanında bulunması nedeniyle inverterin çalışma prensibi ve koruması için gerekli önlemlerin layıkıyla alınmamış olduğu değerlendirilmekle, davacı sigorta şirketinin açmış olduğu asıl ve birleşen rücuen tazminat davalarının her ikisinin reddi gerekmiş ve dava hem asıl hem birleşen dava yönünden reddedilmiş, karar her iki dava bakımından red yönünde verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. A-Asıl dava dosyası bakımından; 1-Davanın REDDİNE, B-Birleşen, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1331 Esas sırasında kayıtlı dava dosyası bakımından; 1-Davanın REDDİNE” karar verilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerek asıl dava gerekse birleşen dava dosyasında yerel mahkeme tarafından ….. A.Ş. , ….. …..A.Ş., …..A.Ş. ve …. A.Ş. ve…..Müdürlüğü için her 5 davalı kurum yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verildiğini, ret gerekçesinin tek olmasına karşın her iki davalı kurum vekili adına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ret sebebinin her 3 davalı yönünden ortak olduğunu, dava dosyalarının birleştirilmesi nedeni ile dava dosyasının tek esas almış olduğunu, ret sebeplerinin tek olması sebebiyle AAÜT’nin 3. maddesinin 2. bendi uyarınca bu davalılar lehine tek bir vekalet ücreti hükmedilmesinin gerektiğini, teknik bilgiyi gerektiren bir konuda alınmış olan bilirkişi raporuna aykırı olarak yeterli gerekçe gösterilmeden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece dosyanın bilirkişiye tevdi edildiğini, 05/12/2016 tarihli ilk bilirkişi raporunda söz konusu hasardan davalılardan …..Müdürlüğü, ….A.Ş.’nin sorumlu olacağına dair raporun tanzim edildiğini, dava dosyalarının birleşmesinden sonra dosyanın 3’lü bilirkişi heyetine tevdi edildiğini, heyet tarafından hazırlanan 17/01/2018 tarihli raporda söz konusu hasardan ….. Müdürlüğünün ve … A.Ş.’nin hukuken sorumlu olduklarına dair rapor tanzim edildiğini, söz konusu teknik bilgiye dayalı bir dava dosyasından alınan üçlü bilirkişi raporlarına karşın salt bir kısım davalıların sorumluluklarının bulunmadığına dair beyanlarına göre davanın reddine karar verilmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davaya konu işletmeye ait elektrik faturasının ….A.Ş. tarafından düzenlendiğini, söz konusu davalı hakkında hükümde gerekçe gösterilmeden husumet yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu fabrikanın …….Bölgesi içerisinde bulunduğunu, …Müdürlüğü ile sigortalı fabrika arasında elektrik abonelik sözleşmesinin bulunduğunu, elektrik voltaj dalgalanması neticesinde oluşan hasar sebebiyle hukuken hangi kurumun sorumlu olduğunun tespit edilemediğini, emsal davalarda … Müdürlüğünün yanı sıra …..A.Ş.’nin de sorumlu tutulduğunu, bu davada hukuki tespitin tam yapılamadığını, bilirkişiden istenilen elektrik voltaj dalgalanmasının olup olmadığını ilgili kurumun elektrik kayıtlarının incelenmesi neticesinde bir kanaate varması gerekirken, davalı kurumun tek kelimelik arıza yok beyanının esas alınarak rapor alınmasının kabul edilemeyeceğini, hasarın kesinti gibi elektrik arızasından değil elektrik voltajının ani dalgalanması neticesinde meydana geldiğini, dosya içerisinde bulunan ilk bilirkişi raporunda sigortalı firma yetkilisi ile görüşüldüğü hasara ilişkin bilgi alındığı ve hasarlı parçalar üzerinde yapılan incelemede de hasarın voltaj dalgalanması sebebiyle oluşabileceğinin açıkça ifade edildiğini, kararın ret gerekçesinde sigortalı firmanın kendisine ait özel trafosunun bulunması sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sigortalının kendi trafosunu kullanmasının davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırmasının mümkün olmadığını, trafonun olup olmamasının diğer davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, trafonun bulunmasının bir kusurmuş gibi değerlendirildiğini, bir fabrikadaki cihazın tüm devrelerinin yanmasının ancak elektriğin düzensizliğinden kaynaklanacağını, bilirkişi raporunda da özel trafonun varlığının tartışıldığını, özel trafonun varlığı halinde elektrirk akımındaki düzensizliklerde sistemin devreye girerek kendini korumaya çekebileceğini fakat şebeke geriliminden kaynaklanan ani değişimlerde inverterin kendini korumaya çekemeyeceği bu nedenle bu tip arızaların şebe gerilimindeki ani dalgalanma veya elektrik kesintisinden oluşacağının bilimsel olarak tespit edildiğini, yerel mahkemenin bilirkişi raporun aksine karar verdiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen asıl ve birleşen dava kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, makine kırılması poliçesinden kaynaklanan maddi tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, Dairemizin 06/03/2020 tarih 2018/2098 Esas, 2020/275 Karar sayılı kaldırma ilamına uygun işlem yapılarak öğretim üyesi üç bilirkişiden oluşan 12/01/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun dosyaya kazandırıldığı, raporun karar vermeye elverişli, oluşa uygun ve denetime açık olduğu, zararın meydana gelmesinde davalıların kusurunun bulunmadığının tüm dosya kapsamında sabit olduğu, davalıların herbirinin ayrı ayrı vekille temsil edilmiş olmaları nedeniyle ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu, bu durumda davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2022

Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”