Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/903 E. 2022/1842 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/903
KARAR NO : 2022/1842
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2020
NUMARASI : 2020/205 Esas, 2020/231 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Proje ve Danışmanlık Hizmetinden Doğan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22/12/2020 tarih ve 2020/205 esas, 2020/231 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirkete vermiş olduğu hizmete binaen 03/05/2018 tarihli .. seri …sıra numaralı, … TL bedelli “iç mimari proje ve danışmanlık hizmeti” faturası kesildiğini, ancak davalı şirketin fatura bedelini ödemediğini belirterek … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takibine vaki haksız itirazın iptaline, asgari % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, davacının gönderdiği faturanın dayanaksız olduğunu, davacı tarafın müvekkilinden alacağı olmadığını taraflar arasında daha önce bir takım ticari faaliyetlerde olmuşsa da gerekli ödemelerin yapıldığını, ancak davacı tarafın iddia ettiği gibi bir alacağın bulunmadığını, HMK’nın 200. maddesi gereği tanık dinletilmesine muvafakatlerinin olmadığını belirterek davanın reddi ile asgari %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.

Mahkemece, davalının takip konusu faturaya yasal süresi içerisinde itiraz ettiği, tarafların tacir oldukları, ispat yükü üzerine düşen davacının delil olarak ticari defter ve kayıtlara ve mail ve whatsapp yazışmalarına dayandığı, taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, bilirkişi incelemeleri neticesinde; takip ve dava konusu yapılan 41.300,00 TL tutarlı faturanın davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak bu durumun alacağın varlığını tek başına ispata yeterli olmadığı, bu hususun kesin delil niteliği taşıması için her iki tarafın da bir birini teyit eden ticari kayıtlarında bulunması gerektiği, davacının ayrıca elektronik posta ve whatsapp yazışmalarını delil olarak gösterdiği, öte yandan tanıkların ifadelerinde takibe konu fatura alacağı hususunda ispata yarar, net ifadelerde bulunmadıkları, tanıkların genel ve soyut ifadelerde bulundukları, diğer yandan bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere, taraflar arasındaki yazışmaların, takibe konu fatura içeriğini ispata yarar yazışmalar içermedikleri, bu yazışmaların fatura tarihinden önce olduğu, salt fatura düzenlenerek takibe konulması ve faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olması faturada yazılı hizmetin sunulması bakımından ispat yükü kendisine düşen davacı tarafın, faturaya konu hizmeti sunduğunun ispatı anlamına gelmediği gerekçeleriyle davanın reddine, kötü niyet sabit görülmediğinden tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili, taraflarınca temel borç ilişkinin ortaya konulduğunu, bahse konu yazışmaların davalı tarafın borucunun ikrarı niteliğinde olduğunu, taraflar arasında yazılı sözleşme olmamasının hiç bir şekilde ticari ilişki kurulmadığı anlamına gelmeyeceğini, ticari ilişkinin varlığının yazılı sözleşmenin mevcut olup olmamasına bağlı olmadığını, taraflar arasında davalının da kabul etmiş olduğu üzere, söz konusu faturadan önce de ticari ilişki kurulduğunu, taraflar arasında yazılı delil başlangıcı niteliğindeki yazışmalarında borca konu işin yapıldığını ispata yeterli olduğunu, bu işleri bizzat yapan alt yüklenicilerin de tanık olarak dinletildiğini, tüm bunlar karşısında mahkemenin yasaya ve hukuka aykırı karar verdiğini, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari proje ve danışmanlık hizmeti kapsamında düzenlenen fatura bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Her ne kadar davalının muhasebe müdürü olan ….’nun 04/04/2018 tarihinde davacı yetkilisi ….’ya gönderdiği e-mail yazışma içeriğinde, “sizin alacağınız 35.000,00 TL ile ilgili de bir çözüm bekliyoruz, onu da halledeceğiz.” şeklinde beyan geçmekteyse de takibe konu fatura ile irtibatlı bir beyan olduğu anlaşılamamaktadır. Her ne kadar KDV hariç fatura bedeli uyuşuyorsa da somut olarak fatura konusu hizmetin alındığına dair ikrar derecesine ulaşmış bir beyan değildir. Sadece miktar belirtildiği gibi hizmet içeriğine dair bir yazışma geçmemektedir. Davalının da kabulünde olmadığına göre, bu mail yazışması ispata yeterli görülmemiştir. Kaldı ki, tanıklar da somut olarak takip konusu fatura içeriği hizmete ilişkin somut beyanda bulunmamışlardır. Keza whatsapp telefon yazışmalarındaki konuşmalar da delil başlangıcı mahiyetinde değildir.

Takip ve dava konusu 03/05/2018 tarihli …numaralı KDV dahil …TL bedelli faturaya ilişkin hangi iç mimari proje ve danışmanlık işleriyle ilişkin olduğuna dair gerek tanık beyanları gerekse de yanlar arasındaki elektronik yazışmalarda somut bir bulgu mevcut değildir. Taraflar arasındaki görüşmelerin yapıldığı sürelerde devam eden işlerle ilgili yazışmaların, diğer faturalarda belirtilen işlerle mi yoksa talep konusu bu faturadaki iç mimari proje ve danışmanlık işleriyle mi ilgili olduğu ayrımını yapmak mümkün olmamaktadır. Hangi tarih ve döneme ilişkin yapılan hangi proje ve danışmanlık işiyle ilgili olduğu davacı şirket tarafından belgelendirilememiştir. Fatura konusu hizmetin verildiği bu noktada ispata muhtaç kalmaktadır.

Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin ret gerekçesi yerine olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile artan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 30/11/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”