Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/830 E. 2022/1647 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/830
KARAR NO : 2022/1647

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2020
NUMARASI : 2020/58 Esas, 2020/769 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
……. UETS
DAVALI : ……
VEKİLLERİ : Av. …
… UETS
Av. …
…….UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
YAZIM TARİHİ : 31/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/11/2020 tarih ve 2020/58Esas, 2020/769 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile müvekkilinin … adlı iş yerinin sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin davalının iş yerinde bulunan makinelerin muhtelif motor, motor sarımı, montaj, bakım ve onarımını yaptığını, söz konusu bu hizmetin bedeli olarak da borçluya fatura keserek hem sözlü bilgi verildiğini hem de fatura gönderildiğini, ancak davalının bilerek bu faturayı almadığını, faturayı bilerek almadığının PTT memuru tarafından tebligat evrakına yazıldığını, davalının yapılan işi inkâr ettiğini, davalının iş bu fatura bedelini iş yerinde olan hırsızlık olayı ile ilgili olabileceğinden bahisle ödemeyeceğini beyan ettiğini, bu alacağın tahsili amacıyla ….Müdürlüğünün ..Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak işbu takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile davanın görevsiz mahkemede açıldığını, işbu davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin kurumsal yapıda çalışan bir anonim şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin her türlü alış verişini resmi kayıtlara ve usullere uygun olarak yaptığını, davacının icra takip dosyasında söz konusu faturaları eklemediğini ve faturaların tebliğ edilmediğini, bu nedenle söz konusu faturaların muaccel hale gelmediğini, müvekkili şirket çalışanı ….’un fabrika içerisinde bulunan 4 adet dinamo motorunun davacının ortağı olan …. ile anlaştığını ve dinamo motorlarını müvekkilinin bilgisi olmadan …’e ve davacı ……’a … TL karşılığında sattığını, makinaların piyasa değerinin .. TL civarında olduğunu, daha sonra bu bedelin …. tarafından …den alındığını ve zimmetine geçirdiğini, bu konuda Gaziantep 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/630 Esas 2020/60 Karar sayılı dosyası ile “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Suçundan” dolayı … adli para cezasına hükmedildiğini, söz konusu mahkeme kararı ve ifadeler de göz önünde bulundurulduğunda müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “….Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından faturadan kaynaklı başlatılan takibe itiraz edilmesi neticesinde iş bu itirazın iptali davası açılmıştır. Davacı gerçek kişi olduğundan mahkememizin görevli olup olmadığının anlaşılması için bir takım yerlere müzekkere yazılmış olup, ticaret sicilinden ve esnaf sanatkârlar odasından gelen cevaba göre davacının tacir ve esnaf olarak kaydının bulunmadığı ancak vergi dairesinden gelen yazı cevabına göre davacının 2. sınıf tacir olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır. (Emsal nitelikte Yargıtay 20. H.D. 2016/4722 Esas 2016/7063 Karar sayılı ilamı) Fatura düzenlenmesi tek başına alacağın varlığına kanıt olmadığından tarafların ticari defterleri incelenmiş olup davaya konu faturanın davacının işletme defterinde kayıtlı olduğu ancak davalın tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf takibe ve davaya konu faturayı kabul etmediğinden ve ticari defterinde de kayıtlı olmadığından davacı tarafça faturaya konu mal ve hizmetin davalıya teslim edildiği usule uygun delillerle ispat edilememiştir. Fatura yalnızca davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan defter kaydının delil olarak değerlendirilebilmesi için her iki taraf kayıtlarının birbiri ile uyumlu olması gerektiğinden yalnızca davacı defterlerine dayanılarak borcun varlığı kabul edilemez. Tüm bu hususlar doğrultusunda faturaya konu alacak, davacı tarafça ispat edilemediğinden yemin deliline de dayanılmayan davanın reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından gerekli ve yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan, dava dilekçesinde belirttikleri deliller toplanıp göz önünde bulundurulmadan üstünkörü bir inceleme ve değerlendirme sonucunda eksik gerekçeyle, hatalı ve hukuksuz olarak davanın reddine karar verildiğini, gerekçeli kararda “iddia edilen işin (makinelerin muhtelif motor, motor sarımı, montaj, bakım ve onarımı) yapıldığı ispatlanamamıştır” denildiğini, ancak müvekkilinin yanında çalışan … ile birlikte davalının iş yerine giderek alacağını istemesi üzerine çıkan adli olayda, …… sayılı soruşturma dosyasında şüpheli ve tanıklar tarafından alınan ifadelerden işin yapıldığı ve adli olayın/kavganın sebebinin paranın ödenmemesi olduğunun ortaya çıktığını, gerek icra takibi gerekse de dava açılmadan önce mahkeme tutanaklarıyla işin yapıldığının, tanık, şüpheli ve müşteki anlatımlarıyla ortada olduğunu, müvekkilinin esnaf olduğunu, tacir olmadığı için yasal olarak ticari defterleri tutma zorunluluğunun bulunmadığını, tutulan işletme defterinde de borç kaydı, fatura gözüktüğünü, ayrıca her ne kadar bilirkişi raporu müvekkili aleyhine gibi gözükse de dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde söz konusu işin yapıldığı ve paranın ödenmediğinin kesin delillerle sabit olduğunu, tek başına davalının defterinde yapılan işin kaydının gözükmemesinin işin yapılmadığı anlamına gelmediğini, bilirkişi raporunda müvekkilinin ticari defter tutma yükümlülüğünün olmadığı belirtilmeyerek tam aksine tutulması zorunlu olmayan defterin açılış kapanış onayının olmadığından bahisle aleyhe rapor tutulmasının hukuken hatalı bir değerlendirme olduğunu, dosya kapsamında davalının yetki itirazı üzerine, müvekkilin ikinci sınıf tacir kabul edilerek yetkinin reddine karar verilmesinin de hukuken hatalı olduğunu, yetkili mahkemenin Asliye hukuk mahkemesi olduğunu, faturanın davalıya tebliğe çıkarıldığını, ancak davalının kötü niyetli olarak faturayı almadığını, bu durumun dosya kapsamındaki PTT memuru tarafından tebligat parçasına yazıldığını ve imzalı şekilde dosya kapsamında mevcut olduğunu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumaması gerektiğini, somut olayda dosyaya sunulan faturanın yazılı delil başlangıcı olduğunu, somut olayda bu durum göz önüne alınarak delil dilekçesinde belirttikleri tanıkların dinlenmediğini belirterek, tüm bu nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine veya davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı fatura konusu hizmetin verilmediğini, davacıya borçlarının bulunmadığını savunmaktadır.
Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dava konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Dava tarihindeki fatura bedeline göre dava konusu ticari ilişkinin yazılı (kesin) delillerle ispatı gerekmekte olup tanık dinlenmesi mümkün değildir. Davacı tarafça dava konusu hizmetin verildiği yazılı delillerle ispat olunamamış, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmamıştır. Bu nedenle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan deliller tartışılıp, değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kesin olmak üzere 31/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”