Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/829 E. 2022/1648 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/829
KARAR NO : 2022/1648

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2021
NUMARASI : 2020/479 Esas, 2021/286 Karar
DAVACI : …….
VEKİLİ : Av. …
[…….] UETS
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
[……] UETS
Av. …
[……] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/10/2021
YAZIM TARİHİ : 31/10/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/04/2021 tarih ve 2020/479 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında dava konusu icra takibine dayanak faturalara konu malların davalıya teslim edildiğini ancak faturalardaki bedellerin bir kısmının davacı tarafından ödenmediğini, buna istinaden davalı aleyhine davaya konu icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyanla davalının vaki itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacıya mal tedariki ve üretimi yapması amacıyla ödemeler yapılmasına rağmen davacının borcunu yerine getirmediğini, takibin hangi faturaya istinaden başlatıldığının belli olmadığını, faturalardaki ürünlerin teslim edilmediğini, tek yanlı olarak düzenlenen faturaların davacının ticari defterlerine işlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmadığını, faturalardaki malların teslim edildiğinin yazılı deliller ile ispatlanması gerektiğini, ancak somut uyuşmazlıkta dosya kapsamında böyle bir delil bulunmadığını beyanla davanın reddine ve davalı lehine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “… davalı tarafça malların teslim edilmediğine dair dosyaya bir delil ibraz edilmediği, bunun yanısıra davalı tarafın süresi içerisinde usulünce yemin deliline dayanmış olması dikkate alınarak yemin hakkı hatırlatılmasına rağmen davalının yemin deliline dayanmadığı da gözetilerek davalının vekilinin malların teslim edilmediğine dair savunmasına itibar edilmemiştir. Bu hususların yanında bakıldığı zaman davalı tarafın vaki itirazı mahkememizce haksız bulunmuştur. Yine tacir sıfatını haiz davalının kendi kayıtlarına göre de davalı davacıya davaya konu alacaktan daha fazla miktarda borçludur. Bu haliyle de davaya konu icra takibindeki alacağın belirlenebilir yani likit nitelikte olduğuna kanaat getirilmiştir. Dolayısıyla da davacı lehine asıl alacak miktarının % 20’si nispetinde icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yapılan yargılama sonucunda delillerin değerlendirilmesinde yapılan hata ile verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, itirazın iptali davasının icra takibine ve sebeplerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu, icara takibinin incelenmesinde görüleceği üzere davacının takip talebi dayanağı ve açıklamasının sadece … adet fatura ile sınırlı olduğunu, faturaların seri numaraları ve hangi faturadan ne miktardan alacağının kaldığının da belirtilmediğini, davacının söz konusu açıklamayı dava dilekçesinde takip talebine aykırı olarak yaptığını, salt bu husus yönünden dahi davanın reddinin gerektiğini, istinaf incelemesini talep ettikleri kararın fatura alacağına dayalı başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davası olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde faturaya konu malların teslim edildiğini, delil kısmında ise mal teslim fişlerinin bulunduğunu ifade ederek davasının ikame ettiğini, bu durumda davacı tarafın malların teslimine ilişkin belgelerin uhdesinde olduğunu kabul ettiğini, fakat bu kabule rağmen davacı tarafça herhangi bir teslim tutanağı sunulmadığını, malların teslim edilmediğini bilen ve fakat bu yönde bir belge teslim etmesi gereken davacının söz konusu yükümlülüğünden “sipariş formlarını” yerel mahkemeye teslim formu olarak 16/12/2020 tarihli dilekçesi ekinde sunarak kurtulmaya çalıştığını, ancak söz konusu sipariş formlarının teslim tutanağı veya irsaliye hükmünde olmayıp adından da anlaşılacağı üzere sadece sipariş durumunu gösteren adi bir belge olduğunu, kaldı ki, fatura tarihi ile sipariş formunda belirtilen tarihlerin de birbiriyle ilgisi olmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da yer bulduğu üzere fatura içeriğine itiraz edilmemesinin ve faturaların taraf ticari defterlerine işlenmesinin tek başına davanın kabulü gerekçesinin kabul edilemeyeceğini, davacının faturaya konu malları teslim ettiğinin de davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, somut uyuşmazlıkta mahkemece sadece tarafların ticari defterleri nazara alınarak bilirkişi tetkikatı yapılarak alınan rapor nazariyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, keza bilirkişi raporunun da sadece ticari defterler üzerinden kısıtlı olarak yapıldığını belirterek, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, neticeten ispatlanamayan haksız davanın reddine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67. Maddesi uyarınca faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu, takip dayanağı faturalar her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlıdır. Faturaya süresinde itiraz etmeyen ve ticari defterine kaydeden davalının artık faturaya konu malı teslim aldığının kabulü gerekir. (Yargıtay19. H.D.’nin 2011/3549 Esas ve 2011/3335 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.) Bu durumda davalının fatura bedelini ödediğini usulüne uygun deliller ile kanıtlaması icap eder.
Hal böyle olunca, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmasına, bu durumda faturaya konu malların teslim edilmiş olduğunun kabul edilmesine ve davalı tarafından ödeme belgesi sunulmamış olmasına, faturadan kaynaklanan alacağın likit ve bilinebilir mahiyette olması nedeniyle mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinde yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken 13.826,42 TL istinaf karar harcından (nispi) peşin alınan 3456,61 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.369,81 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359. maddesi uyarınca kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/10/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”