Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/826 E. 2022/1690 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/826
KARAR NO : 2022/1690

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2020
NUMARASI : 2019/584 Esas, 2020/817 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
………..
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
……….UETS
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
YAZIM TARİHİ : 09/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/12/2020 tarih ve 2019/584 Esas, 2020/817 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mütaahitlik işi ile uğraştığını, davalının ise …. öğretmeni olduğunu, şahsın babası ….müvekkilinin aynı köyden tanışı olduğunu, şahsın işsiz olmasından ötürü gerek emlak işlerini gerekse de inşaat ile ilgili işleri öğrenmesi için babası ….’ın ricası üzerine şahıs müvekkiline ait inşaat firmasına gidip gelmeye başladığını, yaklaşık 7-8 ay boyunca müvekkilinin yanına aralıkla gedip geldiğini, aradan geçen belirli bir süre sonra ise sahte imza atarak veya işe gidip geldiği sırada müvekkilinin işleri için imzalamış olduğu senetlerden birini çalarak müvekkilinin hakkında icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibe itiraz ettiğini, sahtelik sebebiyle …. Cumhuriyet Başsavcılığına …. Soruşturma numarasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, ifade tutanaklarında miktar ve imza kısımlarının müvekkili tarafından doldurulduğu iddia edilmekte geriye kalan kısımlarının ise davalı … tarafından doldurulduğu şahsen … tarafından ikrar edildiğini bu nedenle yapılan takibin durdurulmasına, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ayrıca %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu ….İcra Mahkemesinde ….esas sayılı dosya ile imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiğini, bu davada imza örnekleri toplandıktan sonra davayı takip etmediğini ve sonuç olarak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davada borçlu senedin çalındığını, zorla alındığını beyan etmemiş sadece imzanın kendisine ait olmadığını dile getirdiğini, davacı tarafça senedin çalınıdığı dile getirilmiş ise de davacının bu iddiaları çelişkiler olduğunu, davacıya ait olmayan bir senetin çalınma olasılığı olmadığını, ayrıca bu seneteki imza kendinin ise senedin çalındığı yönünden gerçeğe aykrırı iddiasını ispatla mükellef olduğunu, müvekkilin alacağına yönelik takip yaklaşık 1 yıl olmuş ancak bu zamna kadar herhangi bir suç duyurusunda bulunulmadığını, davacı kira alacaklarına haciz konulması üzerine sırf müvekkile ait olan borcunu ödememek için hem müvekkile iftira atmakta hemde böyele bir yol izlediğini, davacının takibin durdurulmasına yönelik talebinin reddini, …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline, %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; “…Dava ve takip konusu edilen …. tanzim …. vade tarihli borçlusu/keşidecisi davacı …, alacaklısı/lehtarı davalı … olan ….-TL bedelli bonodaki keşideci imzalarının davacı eli ürünü olup olmadığı konusunda taraflar arasında çekişme yoktur… Bonodaki imzanın davacı eli ürünü olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Bonodaki diğer yazıların bir başkasının eli ürünü olması hukuken sonuca etkili değildir. Bu durumda, davacı imzasını ikrar ettiği bononun çalınması sonucu davalının eline geçtiğini kesin bir delille ya da kesinleşmiş bir ceza mahkemesinin mahkumiyet kararıyla ispat etmelidir. Dava konusu bononun sadece davacının imzasını taşır şekilde açık bir bono iken davalı tarafından çalındığı hakkında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacının bu hususta sunmuş olduğu delillerden…. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…. soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde, davalı aleyhine savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ise de yukarıda deliller bölümünde detayına yer verildiği üzere yapılan soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı taraf iddiasını ispat etmek üzere tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de; HMK md. 200’de düzenlenen senetle ispat zorunluluğu, HMK md. 201’de düzenlenen senede karşı tanıkla ispat yasağı ve davalının tanık dinlenmesine muvafakatinin bulunmaması göz önüne alındığında davacı iddiasının tanıkla ispatı da mümkün görülmemiş ve tanık dinletme talebi reddedilmiştir. Davacı taraf, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından Mahkememizce davacıya yemin delili hatırlatılmış, davacı vekili ibraz ettiği dilekçe ile davalıya yemin teklif etmiş ve davalı, teklif edilen yemini eda etmiştir. Bu durumda, senedin rıza dışı elden çıktığının ispat külfetinin davacıda olduğu, ancak mevcut dosya durumu itibariyle bu iddiasının ispat edilemediği kanaatine varılmıştır. (Emsal olarak; Yargıtay 19. HD’nin 2013/9813 E. 2013/16308 K. Sayılı kararı ile Gaziantep BAM 11. HD’nin 2017/861 E. 2017/918 K. Sayılı kararı )” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda müvekkili aleyhine hüküm kurulmuş olup, dosyadaki delillerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmediğini, ayrıca bildirdikleri tanıkların dinlenilmediğini, dava aşamasında tanıklarının dinlenilmemesinden dolayı son olarak yemin deliline dayanıldığını, davalının Savcılık aşamasında alınan beyanlarıyla duruşma sırasındaki beyanları karşılaştırıldığında yapılan yeminin doğruları yansıtmadığının görüleceğini, Savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporunda sadece imzaların müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, davalının, “senet üzerinde bana verilirken davacının ismi, imzası, düzenlendiği tarih ve bedel kısmı yazılı idi.” şeklindeki beyanının bilirkişi raporuyla çelişkili olup doğruları yansıtmadığını, bilirkişi raporunda düzenleme tarihinin ve diğer ibarelerin davalı tarafından yazıldığının açıkça belirtildiğini, senedin sadece imza kısmının müvekkiline ait olduğunu, bunun dışında müvekkilinin yazmış olduğu herhangi bir ibare veya rakamın söz konusu olmadığını, davalının …. tarihli ifadesi de incelendiğinde, rakamla…. TL, yazıyla … TL ve imza kısmının davacı müvekkili tarafından davalının gözleri önünde doldurulduğu hususunun açıkça beyan edildiğini, alınan bilirkişi raporunun yine bu durumun doğru olmadığını meydana çıkardığını ve böylelikle davalı müvekkilinin zarara uğratılma kastının açıkça ortaya çıktığını, yine davalının Savcılıktaki ifadesinde müvekkiline ait olan…TL-… TL arasındaki borçları ödediğini beyan ettiğini, yapılan ödemelerin müvekkili tarafından karşılanarak yapıldığını, bu sebepler göz önüne alındığında davalının yalan söylediği, doğruları çarpıttığı ve müvekkili zarara uğratma kastının bulunduğunun açıkça ortaya çıktığını, ayrıca davalının savcılık aşamasında bazı kimselerin söz konusu senet yazımına ve verildiği zamana şahit olduğunu beyan ettiğini ancak dava aşamasında söz konusu kişilerin adını şahit olarak sunamadığını, yapılan eksik inceleme sonucunda kurulmuş olan hüküm müvekkilinin mağduriyetine yol açacağını, yapılan bilirkişi incelemesine riayet edilmediğini, bono senedinde yapılan inceleme ile davalının beyanları arasındaki çelişkilerin göz önüne alınmadığını ve bu durumu ispatlamak için müvekkilince sunulan tanıkların dinlenilmediğini belirterek, istinaf incelemesi yapılarak yerel mahkemenin kararının kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bonoya dayalı icra takibinden borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır.
6102 sayılı TTK’nın 778. Maddesi yollamasıyla uygulanması gereken 680. maddesi gereğince açık bono düzenlenebileceği ve davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını da ancak yazılı delille ispat edebileceği görülmektedir.
Dava konusu senet hakkında …. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan yürütülen ….soruşturma no.lu dosyada kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Davacı taraf, senet nedeniyle borçlu olmadığı ve senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamıştır. Öte yandan dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmış ve davalı tarafça yemin eda edilmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”