Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/814 E. 2022/1790 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/814
KARAR NO : 2022/1790

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2020/153 E., 2021/213 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/153 Esas, 2021/213 Karar sayılı dosyasında verilen 18/03/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından …. keşide tarihli …. vade günlü ….TL bedelli müvekkilinin tüm bilgilerinin girilerek ve müvekkili adına sahte imza atılarak sahte bono düzenlendiğini, davalının müvekkiline karşı bu bono ile …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine süresinde itiraz edilerek Gaziantep 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/810 Esas sayılı dosyası ile imzaya ve borca itiraz davası açılarak tensip zaptı ile takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, icra hukuk mahkemesince ilk duruşmada müvekkilinin gelmediği için haksız olarak imza itirazları olduğu halde imza inceleme yapılmaksızın davanın reddedildiğini, sahte bonoda yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, …Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturma dosyasının halen derdest olduğunu, müvekkilinin davalıyı hiç tanımadığını, aralarında hiçbir şekilde alacak verecek veya ticari bir ilişkisinin bulunmadığını, taraflarınca … tarihinde …. Arabuluculuk Bürosuna başvuru yaptıklarını, yapılan görüşmelerde anlaşmaya varılamayarak anlaşmanın olmadığını gösteren tutanağın imzalandığını ileri sürerek davanın kabulüne, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine, davalı tarafın haksız olması nedeniyle takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu menfi tespit davasının soyut iddialarla açıldığını, ispatının mümkün olmayan ve hukuki dayanaktan yoksun bir dava olduğunu, davacı yanın imzasının kendisine ait olmadığı iddia etmiş ise de bu iddianın müvekkilinin alacağının sürüncemede bırakmaya yönelik kötü niyetli bir itiraz olduğunu, davacının icra takip konusu bononun sahte olduğuna yönelik itirazlarının haksız olduğunu belirterek davanın reddine, davacı tarafın dava konusu bononun %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…davacının takibe konu bono üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle borçlu olunmadığının tespitini istediği anlaşılmakla bono üzerinde imzanın davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi için dosya …dairesine gönderilmiş, hazırlanan raporda tespit edilemediği bildirilmiş bunun üzerine öğretim görevlisi bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilmiş bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının tespiti yapılmıştır. Bononun şekil şartlarından birinin borç altına girenin imzasının bulunması olduğundan dava ve takip konusu borçta davacı borçlunun imzası bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu halde davacı davasının kabul ile davacının kötüniyet tazminatı talebi değerlendirildiğinde söz konusu bononun keşidecisi davacı lehdarı davalı olarak göründüğünden imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olması karşısında davalının kötüniyetli olduğunun kabulü ile alacağın %20si oranında kötüniyet tazminatına hükmetmek gerekmiş ve de aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. 1-Davanın KABULÜNE, Davacının davalıya …. keşide tarihli …. vade günlü …. TL bedelli bono ve …. İcra Müdürlüğünün …. e sayılı takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20si olan 6.000 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, yerel mahkeme kararına bakıldığında hangi gerekçe ile davanın kabulüne karar verildiği yönünde hiçbir açıklamanın olmadığını, sadece dosya kapsamına gelen giden evrakların yazılmış olması ve soruşturma dosyasına atıf yapılmış olmasının mahkeme kararının gerekçeli olduğu anlamına gelmeyeceğini, mahkemelerin kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorunda olduklarını, yerel mahkemece sözlü yargılama için gün tayin edilmeden süre verilmeden karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesinin tamamen eksik ve hatalı bir değerlendirme ile davacı yanın davasının kabulüne karar verdiğini, karara esas alınan …. tarihli bilirkişi raporunda imzanın davacının eli ürünü olmadığına yönelik tespitine katılmadıklarını, davacının senet huzurundaki imzayı bizzat müvekkilinin huzurunda attığını, davacının her defasında farklı bir imza atarak haksız bir kazanç sağlamanın amacında olduğunu, davacının her bir kurumdan gelen imzasının birbirinden farklı olduğu gibi huzurdaki imzasının da farklı olduğunu, davacının istikrar kazanmış bir imzasının olmadığını, karara esas alınan raporun karar vermeye yeterli olmadığını, dosya kapsamında karar vermeye yeterli ve itirazlarını karşılar yeni bir rapor alınmasının gerektiğini, takip konusu senet üzerindeki imzayı ispat külfeti bakımından bilirkişi raporuna sunmuş oldukları itirazlar doğrultusunda dosyanın yeniden rapor aldırmak üzere bilirkişiye tevdi edilmesi gerekirken yerel mahkemece bu konuda hiçbir karar verilmeksizin doğrudan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin alacaklısı olduğu senede dayalı icra takibi yaptığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kambiyo senedindeki imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davaya konu …. keşide tarihli,…. vade tarihli ….TL bedelli bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının …. tarihli bilirkişi heyet raporu ile kesin kanaatle tespit edildiği, davalının bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olması nedeniyle davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 693,92 TL harç mahsup edilerek bakiye 1.355,38 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kesin olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”