Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/809 E. 2022/1792 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/809
KARAR NO : 2022/1792

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : 2020/512 E., 2021/183 K.

DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/512 Esas, 2021/183 Karar sayılı dosyasında verilen 16/03/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığı davalı ile …. adet tek kullanımlık cerrahi maske alımı konusunda …. tarihinde şifahi olarak anlaştıklarını, müvekkilinin …. adet önlüğe karşılık %… avans olarak kendi hesabından davalının … Bank hesabına …. tarihinde ….TL eft yaptığını, müvekkili firma tarafından yapılan bu para transferinden sonra davalı yanın telefonlara cevap vermediğini, davalı tarafın önlüğü müvekkiline teslim etmediği gibi almış olduğu avansı da ödemekten imtina ettiğini, müvekkili tarafından davalı aleyhine…. İcra Dairesinin…. esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafın takibe itiraz ederek takibin durduğunu, dava şartı arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, ancak davalının alacaklarını ödemekten imtina ederek anlaşmama tutanağının düzenlendiğini ileri sürerek davanın kabulüne, davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın asıl alacak olan …. TL yönünden iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davalının beyanlarında davacı ile hiçbir şekilde ticari ilişki oluşturacak bir iş ilişki içerisinde olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede ifa günü henüz oluşmamış olduğundan davacının haksız davalar açmak suretiyle dava hakkını kötüye kullandığını, davacı şirketin davalı müvekkiline ait … ile söz konusu iddia edilen mal hususunda sözleşme kurulduğunu, sözleşme gereğince müvekkiline ait şirketin borcunu ifa amacıyla üretime başlaması için davacı şirketin söz konusu sözleşmeye uygun olarak sözleşme bedeli olan …. TL’nin avansı olarak …. TL tutarı ödemesi ve bu avansın ödenmesinden sonra…. iş günü içerisinde olmak üzere müvekkilinin borcunu ifa etmesinden önce de davacı şirketin kalan miktarı ödemesiyle müvekkilinin şirketin borcunu ifa edeceğini, her iki şirket arasında yapılan sözleşmeye aykırı olarak hareket eden davacının henüz kendi borcunu ifa etmemişken karşı tarafın borcunu ifa etmesini beklediğini, dava dilekçesinde belirtilen iddiaları kabul etmediklerini, sözleşmenin ifa günü henüz gelmediğinden sözleşmeye aykırı olarak avansın tekrardan iadesini isteyen davacı şirketin icra müdürlüğünde açılmış olan bu icra takibine itirazda bulunan müvekkilinin itirazının kabulünün gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Davalı tarafça ibraz edilen sözleşme incelendiğinde, mal satış sözleşmesi başlıklı …. tarihli ve tarafları …. ile smmm …. olan sözleşme olduğu görülmüştür. Davacı vekili … tarihli celsede, bu sözleşmeyi kabul etmediklerini ve kendilerini bağlamadığını belirtmiştir. Buna göre davacı tarafça davalının banka hesabına ….TL gönderildiği her iki tarafın da kabulünde olup dosya kapsamına göre de sabittir. Her ne kadar davalı tarafça yazılı bir sözleşme ibraz edilerek, davacının sözleşmeye aykırı davrandığı iddia edilmiş ise de sözleşmenin tarafları dava dışı şirket ile mali müşavir kişi olup, bu kişi de davacı şirketin temsilcilerinden olmadığından, ibraz edilen bu sözleşmeye itibar edilmemiştir. Bu doğrultuda davacı tarafından davalıya gönderilen …. TL’nin karşılıksız kalması ve mal tesliminin olmadığının cevap dilekçesinden dahi anlaşılması nedeniyle, herkes ödediğini geri alır ilkesi gereğince davalı tarafa gönderilen bu bedel yönünden başlatılan takibe yapılan itirazın haksız olduğu kanaatiyle takibin devamına ve şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davanın KABULÜNE, Davalının … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, Hükmolunan alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada taraf sıfatının yerine getirilmediğini, davanın müvekkili adına açılmasının hukuken haksız ve yersiz olduğunu, sözleşme değerine bakıldığından yüksek meblağ olmasından dolayı işbu sözleşmenin şifahen yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taraflarınca mahkemeye sunulan yazılı sözleşmenin kuruluş tarihi itibariyle ve tarafın ödeme yapma günü aynı olmasından dolayı da bu sözleşmeyi şirketin asıl yetkilisi ….’ın da kabul ettiğinin anlaşıldığını, sözleşmenin incelenmesinde sözleşmeyi imzalayan kişinin basiretli bir tacir gibi hareket ederek sözleşmeyi imzalayarak hüküm altına alan …’ın sözleşmenin tarafı olan davacı şirketin serbest muhasebeci mali müşaviri olduğunu, TBK’nın 547. maddesine göre yetkinin açıkça yada örtülü olarak verilebileceğini, fakat işletme sahibinin bu yetkinin verildiğini ticaret siciline tescil ettirmek zorunda olduğunu, ancak işletme sahibinin ticari temsilcinin fiillerinden sorumluluğunun tescilinin yapılmış olması şartına bağlı tutulmadığını, temcilin kurucu değil bildirici nitelikte olduğunu, bu davada ticari temsilci gibi kendisini ifade eden …’ın sözleşme imzalamış olmakla birlikte, sözleşme imzalandıktan sonra da sicilde asıl yetkili gözüken tarafından sözleşmede belirtilen malların konusunda eksik olarak ön ödeme yaptığını, bunun da asıl yetkilinin sözleşmeyi kabul ettiğini gösterdiğini, …ın sözleşmenin kurulması anında kendisini şirketin yetkili temsilcisi olarak tanıtarak bu şekilde yazılı sözleşme imzalanarak hüküm altına alındığını, ancak müvekkilinin sözleşme kurulması anında ….’ın şirkette yetkili olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, yerel mahkemece sadece davacı tarafından davalıya gönderilen ücrete ilişkin dekonta göre karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, dekontta gönderilecek mallara ilişkin bilgiler yer alırken malların teslim tarihi hakkında bilginin yer almadığını, buna dayanarak sözleşmenin ne zaman ifa edileceğinin belirsiz olmakla birlikte bu hususta davalı tarafından mahkemeye sunulan sözleşme ile ortaya çıktığını, davanın sadece ödeme yapıldığına dair dekonta göre kabul edilerek karar verilmesinin Türk hukuk sistemine olan güveni sarsacağını, usul ekonomisini zarara uğratacağını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ilamsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davacı tarafından dosyaya sunulan dekont, davalının parayı aldığına ve malı teslim etmediğine ilişkin kabulü karşısında, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir hususun da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 10.246,50 TL harçtan peşin alınan 2.561,65 TL harç mahsup edilerek bakiye 7.684,85 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
HMK’nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”