Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/807 E. 2021/1303 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2021/807
KARAR NO : 2021/1303

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2018
NUMARASI : 2015/911 Esas, 2018/719 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
YAZIM TARİHİ : 16/09/2021

Taraflar arasında görülen davada, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/06/2018 tarih ve 2015/911 Esas, 2018/719 Karar sayılı kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:

Davacı Vekili; davalı tarafın müvekkili aleyhine …..Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile bonodan kaynaklı icra takibi başlattığını, uyuşmazlık konusu bonoya ilişkin müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, tarafları aynı olan 43.000,00 TL’lik başka bir bonoya ilişkin başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası nedeniyle Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2013/720 Esas sayılı Menfi Tespit davasının mahkemece kabul edildiğini ve bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, dava konusu 36.900,00 TL’lik bonoda da imzanın müvekkiline ait çıkmayacağını, bono ve icra takibindeki bedelin doğru olmadığını, senedin üzerinde rakamla “36.900 TL” yazıyla 36.900.000 (otuzaltımilyondokuzyüzbinkuruş) yazdığını, bononun yazı kısmında tahrifat yapıldığını, sözde bakiye kalan 643.020 TL bedel üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı ile vekilinin açık bir şekilde icra dairesini ve mahkemeleri yanıltmaya çalıştığını, davalı vekilinin bononun 36.900,00 TL olduğunu mahkeme içi ikrar ettiğini, söz konusu bononun 36.900.000 TL bedelinde olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu miktarda bir hayvan ticaretini yapmaya ne davalının ne davacının sermaye, iş gücü ve iş yeri mevcut olmadığını ileri sürerek müvekkilinin senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:

Davalı Vekili; takibe koydukları senedin 36.000.000,00 TL (otuzaltımilyon) bedel üzerinden düzenlendiğini ve 643.020,00 TL üzerinden takibe koyduklarını, davacının dava değeri olarak 3.690,00 TL olarak belirttiğini, senede karşı açılacak menfi tespit davalarında senedin bir kısmının ödenmesi iddiası dışında usulen senedin kısmen iptaline yönelik davanın dinlenemeyeceğini, davacı tarafın senedin tamamı hakkında dava açması gerektiğini, senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğunu, davacının dava dilekçesinde öne sürdüğü iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; davaya konu edilen …. Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı takip dosyasında takibin kesinleşmiş olduğu, takibin sebebinin mevcut mahkemenin dava dosyasına konu edilen borçlusu … alacaklısı … olan 36.900.000,00 kuruş miktarlı bono olduğu, takibin Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/18 D.İş sayılı dosyası üzerinden alınan ihtiyati haciz ile başladığı ve sonrasında kesin hacze dönüştüğü ve akabinde davaya konu bono hakkında menfi tespit davası açıldığının görüldüğü, mahkemece takibe esas tutulan bono aslı getirtilip incelendiğinde, bono üzerinde yazılı miktarın 36.900.000,00 kuruş olmasına rağmen bu miktarın 36.900.000,00 TL olduğu kabul olunarak kısmi olarak 643.025,00 TL üzerinden takip yapıldığının görüldüğü, bonodan mütevellit menfi tespit davalarında kısmi dava açılamayacağı gibi bono bedeli üzerinden harç yatırılması gerektiği, Yargıtay 19. H.D’nin 2016/7775 Esas 2017/4600 Karar sayılı bozma ilamında da görüleceği üzere bonodan mütevellit menfi tespit davalarında kısmi dava olamayacağı, bono bedelinin tamamı üzerinden harç yatırılmak suretiyle dava açılabileceği hüküm altına alındığı, bu doğrultuda mahkemece davacı tarafa dava dilekçesi açıklattırılması istendiği, davacı beyanında, takibe konu tutulan bonodan dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep etmesi üzerine bono üzerindeki yazıya itibar edilerek ve bono üzerinde de 36.900.000,00 kuruş yazılmış olduğu anlaşıldığından TL’ye çevrilmek suretiyle toplam bono miktarının 360.900,00 TL olduğu kanaatine varılarak bu miktar üzerinden harcı tamamlattırılması cihetine gidildiği ve davacı taraf harcı tamamlattırması üzerine davacının dava dilekçesinde bulunduğu iddiası üzerine dosyayla ilişkili bulunan Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/18 D.İş sayılı dosyası ile dava konusu bonoya ilişkin … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …..Karar sayılı dosyaları getirtilip incelendiği ve davalı tarafın bu dosyalarda ve Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aynı bonoya ilişkin yapılan ….. soruşturma nolu dosyasında, davalı asil … ile vekilinin mevcut bononun canlı hayvan alım satımına karşılık olarak alındığını belirttiği ve dava konusu bononun canlı hayvan alım satımına istinaden verildiği beyan olunduğu, halbu ki mahkemece senet metni incelendiğinde senet metninde mevcut bononun “nakden” alındığı belirtildiği, yani her ne kadar davaya konu bono üzerinde senet metninde “nakden” verildiği hüküm altına alınmış ise de davalı asil ve vekili mahkeme ve resmi makam huzurlarında yapmış oldukları ikrarlarında, senedin mal karşılığı verildiğini ikrar ettiklerini, bu durumda davalının bonoya konu malı davacı tarafa teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, halbu ki davalı taraf bunu ispatlayamadığı, zaten davacı tarafta dava dilekçesinde bu hususa dayanmış dolayısıyla bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, diğer bir anlatımla davaya konu bono mal karşılığı verilmiş olup bono üzerinde alacaklı olarak görünen ve “canlı hayvan vermeyi taahhüt eden” davalı bu edimini yerine getirdiğini HMK 200. maddesinde öngörülen resmi bir belge ile ispatlayamadığı, her ne kadar davacı taraf bono altındaki imzanın da kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de davalı tarafın davaya konu bonoyu bir mal karşılığı verdiğini ikrar etmesi karşısında dava aydınlanmış olduğu kanaatine varıldığından davacının imza incelemesine gidilmesine gerek duyulmadan davanın kabulü cihetine gidilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı Vekili ; yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, dava konusu senet bir bono senedi olduğunu, bono senetleri illetten mücerret olduğunu, dolayısıyla senedin hangi hukuki ilişkiye dayalı olarak verildiğinin, temel ilişkinin ne olduğunun önemi olmadığını, burada olsa olsa sadece imza incelemesi yapılmasının düşünülebileceğini, nitekim tarafları aynı olan ve aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/720 Esas sayılı dosyasında senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tartışıldığını, senedin dayanağı hukuki ilişkisi vs. tartışılmadığını, belirtilen dava dosyasında verilen kararın, Yargıtay incelemesinden geçmiş olduğunu, sadece imza incelemesi yönünden bozulduğunu, senedin dayandığı temel ilişkinin irdelenmediğini, mahkeme kararını verirken delillerin eşit şekilde değerlendirilmediğini, davacı tarafça delil olarak gösterilen ve mahkeme kararına dayanak yapılan …. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….Soruşturma numaralı dosya içerisindeki belgelerde hayvanların küpeli olduklarını, bu küpe numaraları ile …. İlçe Tarım Müdürlüğünden … İlçe Tarım Müdürlüğüne nakillerine ilişkin belgelerin olduğunu, bu belgelerin hayvanların davacıya teslim edildiğine dair resmi belgeler olduğunu, mahkemenin kararına dayanak yaptığı dosyaların hiçbirinde davacı tarafın hayvanları teslim almadığına dair bir iddia söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde de böyle bir iddianın olmadığını, tam tersine davacı ve vekilinin taraflar arasında hayvan alım satımına dayalı ticaret olduğunu, davacının davalıdan hayvan satın aldığını fakat borcunu ödemediğini beyan ettiklerini, mahkemenin mağdur olan müvekkilinin mağduriyetini görmediğini, hayvanların teslimine ilişkin belgeleri göz ardı ettiğini, gerekçeli kararın da hayvanların tesliminin ispatlanamadığından söz ettiğini, davacı …’nun dosyadaki beyanlarında da görüleceği üzere hayvanları teslim aldığını kabul ederek senedin kendisine ait olduğunu, senedin kendisinin imzaladığını ikrar ettiğini, davalı senedi boş şekilde imzaladığını öne sürse de bu iddianın doğru olmadığını, davalı …’in okur yazar olmadığını, senedi dolduracak vasıflara sahip olmadığını, davacı tek bir beyanında dahi hayvanları teslim almadığına dair beyanı bulunmadığını, ayrıca tanık …….’de hayvanların davacıya teslim edildiğini beyan ettiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, 09/02/2018 tarihli dava açıklama dilekçesi ile müvekkilinin …. Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Anılan dosyada ……Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasında talep edilen 643.025 TL asıl alacak, 10.173,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 653.198,89 TL alacağın tahsili talep edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2827 Esas, 2021/1012 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere menfi tespit davalarının özelliği itibariyle kısmi dava olarak açılması mümkün değildir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri uyarınca eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilemeyeceğinden öncelikle eksik peşin harcın tamamlatılması gerekecektir. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. halde mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 31. maddesi çerçevesinde öncelikle bu kanunî düzenleme gereğince, 653.198,89 TL dava değeri üzerinden alınması gereken eksik harcın ikmali için aynı Kanunun 30. maddesi uyarınca süre verilerek, re’sen harç tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik yatırılmış olan harç ile yargılamaya devam edilmiş olması 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesine aykırılık oluşturmaktadır.Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin kararının kaldırılarak, yukarıda açıklanan usulde yargılamanın yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Kabule göre de; Davacı vekili taraf, ….. ….Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan senedin bedelinin 36.900.000,00 TL değil, 36.900,00 TL olduğunu, senet üzerindeki keşideci imzasının müvekkili davacıya ait olmadığını savunarak menfi tespit talep etmekte, davalı taraf ise senet bedelinin 36.900.000,00 TL olduğunu, senetten bakiye 643.000,00 TL alacaklarının olduğunu, senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
1-Davacı, …. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında vermiş olduğu ifadesinde “Bahse konu bono bana aittir. Fakat bononun içerisinde bulunan imzayı attım. Bononun içindeki diğer kısımları ben doldurmadım ve boş bir şekilde imzaladım” şeklinde beyanda bulunarak bono üzerindeki keşideci imzasının kendisine ait olduğunu kabul ettiğinden mahkemece imza incelemesi yaptırılmamasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak …Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan bononun bedeli rakam ile “36.900 TL” olarak, yazı ile “otuzaltımilyondokuzyüz” şeklinde gösterilmiştir. Kural olarak bono bedeli hem rakam, hem yazıyla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazıyla gösterilen bedeli itibar olunur. Ancak dava konusu somut olayda davalı, Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/18 D.İş sayılı dosyasına sunduğu ihtiyati haciz talebine ilişkin dilekçesinde senet bedelini 36.900,00 TL olarak belirtmiş, …. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….Soruşturma sayılı dosyalarında senet bedelinin 36.900,00 TL olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca davalı, davacıya toplam 650.000,00 TL tutarında hayvan sattığını beyan etmiştir. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu senet bedelinin 36.900,00 TL olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece senet bedelinin 360.900,00 TL olarak kabul edilmesi doğru olmamıştır.
2-Dava konusu senet üzerinde “nakten” kaydı bulunmasına karşın davalı, senedi davacıya satmış olduğu hayvanlar karşılığında aldığını beyan etmektedir. Bu durumda davalı, senet üzerindeki nakten kaydının aksini savunarak senedi talil etmiş olduğundan ispat yükü yer değiştirmiş olup davalı, davacıya hayvan sattığını ispatla yükümlüdür. Ancak davacı …. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. Soruşturma sayılı dosyasında 11/07/2013 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde “…… ile birlikte yaklaşık 3-4 sene hayvan alım-satımı üzerine ticaret yaptık. Bu süre zarfında kendisi bir çok kez bana hayvan sattı…” “Geçen sene kurban bayramından önce almış olduğum hayvanları da yine …’in …. Köyünde teslim aldım..” şeklinde beyanda bulunarak davalının kendisine sattığı hayvanlar teslim aldığını kabul etmiştir. Bu nedenle mahkemenin davalının davacıya satmış olduğu hayvanları teslim ettiğini ispat edemediği yönündeki gerekçesi isabetli olmamıştır.
3- Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu senet bedelinin 36.900,00 TL olduğu, senet üzerindeki keşideci imzasının davacıya ait olduğu, senedin hayvan satışı karşılığında davalıya verildiği ve satışa konu hayvanların davacıya teslim edildiği hususları davacı ve davalı beyanları ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğundan davacının 36.900,00 TL senet bedeli ile takip tarihine kadar işleyecek faizden sorumlu olduğu, bunun dışında takip konusu edilen bedellerden sorumlu olmadığı, davacı tarafın, sorumlu olduğu senet bedeli ve senet bedeline takip tarihine kadar işlemiş olan faizden kaynaklanan borcu ödediğine ilişkin herhangi bir yazılı delil sunmadığı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/06/2018 tarih ve 2015/911 Esas, 2018/719 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 16/09/2021


Başkan V.

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)