Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/770 E. 2022/1684 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/770
KARAR NO : 2022/1684

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2020
NUMARASI : 2020/180 Esas, 2020/843 Karar
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
YAZIM TARİHİ : 02/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/12/2020 tarih ve 2020/180 Esas, 2020/843 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; Müvekkil firma ile davalı arasında yapılan anlaşma gereğince “….” alımına ilişkin müvekkil tarafından…. tarihinde …. TL ve …. tarihinde …. TL olmak üzere toplam …. TL tutar ….aracılığı ile davalı firma hesabına yatırıldığını, ticarete konu olan bisküviler müvekkilin talebi doğrultusunda davalı firma tarafından ….’nin … ilinde bulunan şubesine teslim edildiğini, ancak teslimat sonrasında ….’nin yetkilileri tarafından gönderilen ürünlerin incelenmesi neticesinde ürünlerin sözleşme kapsamında teslim edilmesi kararlaştırılan ürünlerden farklı oldukları arıca ürünlerin bozuk, çürümüş ve bisküvinin imalat aşamasında sağlık ve hijyen koşullarına uygun olmayacak şekilde üretildiğini, içerisinde plastik, kablo, ip ve benzeri yabancı maddelerin tespit edildiğini, buna ilişkin olarak ….’nin yetkililerine …. tarihinde rapor tanzim edilmek üzere bahse konu ürünlere yönelik inceleme yaptırıldığını, bahse konu bisküvilerin sözleşmeye aykırılığı sebebi ile müvekkilinin …’nin firmasına kesmiş olduğu fatura şirket tarafından …. tarihinde iade edildiğini ve müvekkilin bu durumdan haberdar olduğunu,… tarihinde ….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya sözleşmenin feshedildiğini ve davalıya ödenen ….-TL’nin müvekkile iade edilmesi için talepte bulunulduğunu, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; davacının müvekkil şirkete göndermiş olduğu ihtarnameye karşılık verdiği cevap niteliğindeki ihtarname ile bahsedilmiş olunan siparişi verilen ürünlerede plastik ve benzeri yabancı maddelerin tespiti ve talep dışı ürünlerin gönderimine ilişkin ayıplı mal iddiası var ise buna itiraz ettiğini, bununla birlikte talep dışı mal gönderimine ilişkin beyanları reddettiğini, TTK 21/2 maddesi gereği bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır hükmüne dayanarak taleplerin mesnetsiz olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve koşulları oluşmamış alacak kalemleriyle açılmış olan davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca; malın ayıplı olduğu tespit sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu ihbar etmesi, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceletmesi ve aynı süre içerisinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, TBK’nın 223/2 maddesi uyarınca; gözden geçirme ve bildirimde bulunma ihmal edilirse satılanın kabul edilmiş sayılacağı, gizli ayıp halinde ise durumun derhal satıcıya bildirilmesi gerektiği hususu düzenlendiği, somut olayda; yukarıda açıklanan tüm hususlar doğrultusunda, davacı tarafça süresi içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı değerlendirilmekle, davacının davalıya ….-TL ödeme yapmasına rağmen tarafına ….-TL’lik mal teslimi yapıldığından bakiye ….-TL yönünden alacaklı olduğu kanaatiyle davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin inkâr edilmediğini, nitekim yerel mahkemece de taraflar arasında ticari alım satım ilişkisinin var olduğu, davalı tarafından dava konusu ürünün davacıya satılacağı hususunda bir ihtilaf bulunmadığı kabul edildiğini, davalının alım satım ilişkisini inkâr etmediği gibi malların dava dışı üçüncü şirket olan …’nin ….ilinde bulunan şubesine teslim edildiğini de inkâr etmediğini, itiraz sebepleri malların ayıplı olmadığı ve faturaya süresi içerisinde itiraz edilmediği ile sınırlı kaldığını, ancak yerel mahkeme dava konusu ürünlerin dava dışı üçüncü şirkete teslimi hususunda davalı tarafın herhangi bir inkârının bulunmamasına rağmen bu hususu uyuşmazlık konusu ettiğini, … tarafından müvekkile gönderilen mail içeriği, ürün iade ve imha formu, iade edilen faturanın fotokopisi ve dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu gösterir fotoğraflar mahkemeye sunulduğunu, ürünlerin dava dışı üçüncü şirkete teslim edildiği sunulan belgeler ile ispat edildiğini ve bilirkişi raporunda bu hususa yer verildiğini, dosya kapsamında ayıplı ürünlere ait görseller mevcut olduğunu, bu görsellerin incelenmesi neticesinde ürünlerdeki ayıp nedeniyle sözleşmede satıcı konumundaki davalının ağır kusurlu olduğu görüleceğini, davalının ağır kusurlu kabul edilmese dahi dava konusu ayıbın ürünlerin paketle muhafaza edilmesi ve ancak gözden geçirme neticesinde ayıbın tespit edilebileceği gözetildiğinde açık ayıp olarak değerlendirilebilmesinin mümkün olmadığını, bu durumda da ihbar sürelerinin geçirilmediği açık olduğunu, ancak mahkeme tarafından ayıbın niteliği hususunda inceleme yapmaksızın süresi içerisinde ihbar yapılmadığından bahisle hüküm kurulduğunu, yerel mahkemenin tanıklarını dinlemediğini, sunmuş oldukları tanıklar dava dışı üçüncü şirket tarafından gönderilen dava konusu ayıplı mallara ilişkin ürün imha ve iade formunu düzenleyen Gıda Güvenliği Ve Kalite Sorumlusu kişiler olduğunu, dava konusu ayıplı malların ne şekilde teslim alındığının ve hangi firma tarafından gönderildiği hususlarını aydınlatacak kişiler olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava, ayıba dayalı bedel iadesi istemine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

6102 sayılı TTK. m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini,

TTK. M. 18/3 hükmü, “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” düzenlemesini,
TBK. m. 223 hükmü; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesini,

TBK. m. 225 hükmü, “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.” düzenlemesini,

TBK. m. 231 hükmü; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” düzenlemesini içermektedir.

Dosyanın incelenmesinde; davacının sözleşme konusu dökme bisküvileri teslim aldıktan sonra herhangi bir kontrol yapılmaksızın davadışı şirkete gönderdiği, davadışı şirket tarafından fatura iade edildiği sırada bisküvilerin ayıplı olduğunu anladığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan madde hükümlerine göre davacı yanca mallar teslim alındıktan sonra basit bir kontrolle mallardaki ayıp anlaşılabilecekken davacının basiretli bir tacir olmanın yükümlülüklerine uygun davranmadığı, malları kontrol etmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Ancak davanın kısmen kabulüne ilişkin mahkeme hükmü davacı yanca istinaf edilmiştir. Bu halde; istinaf talebinde bulunan davacılar vekilinin sair nedenlerle istinaf başvurularının; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre ve tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde istinafa gelenin sıfatına göre esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılan 111,00 TL istinaf karar harcından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcınını mahsubu ile bakiye 30,3‬0 TL harcın isteği halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”