Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/751 E. 2022/1701 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/751
KARAR NO : 2022/1701

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2020/651 Esas, 2021/159 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -..
DAVALI : ..
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Banka Havale İşleminden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
YAZIM TARİHİ : 09/11/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/02/2021 tarih ve 2020/651 esas, 2021/159 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalının şirketin ortakları olup, şirket ortaklarının müvekkilinden borç para istediklerini, müvekkilinin de EFT ile toplam … TL’yi şirket hesabına havale ettiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibe itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptalini, asgari % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş olup, bilahare sunulan 12/10/2017 havale tarihli replik layihasında, havale sebebini ödemelerin mal sipariş avansı olarak gönderildiğini belirterek HMK’nın 141/1 maddesi gereğince değiştirmiştir.
Davalı vekili, havale dekontlarda açıklık olmadığını, avans ya da borç para iddiasının davacı tarafından yasal delilerle ispatı gerektiğini beyanla davanın reddi ile % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemenin …tarihli kararı ile; davacı davalıya değişik tarihlerde olmak kaydı ile toplam ….TL eft çıkardığını bu eftleri davalı firmaya borç olarak verdiğini iddia ederek delil olarak da …. Bankasına ait dekontları sunmuş ise de ve sonrasında alacağın sebebinin takip talebinde belirtildiği şekilde adi borç değilde sipariş avansı olarak gönderildiğini bu yönü ile sipariş karşılığı mallarında ödenmemesi nedeniyle mevcut takibin açıldığını iddia ederek borcun sebebini değiştirmişse de davalıca bu beyana muvafakat edilmediğinden davacının savunmanın genişletilemeyeceği, kaldı ki davacı paranın şirkete borç verildiğini beyan etmişse de davalı taraf bu beyanları da red ettiği gibi mevcut paranın davacının şirkete olan önceki borçlarından dolayı ödendiği savunmasında bulunmakla birlikte dekontların açıklama bölümü incelendiğinde davacının iddiasını ispatlar nitelikte herhangi bir beyana rastlanmadığı gibi mevcut eft işlemlerinin davalıya borç olarak gönderildiğine ilişkin herhangi bir açıklamaya da rastlanmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın istinaf istemi üzerine dosya dairemize gönderilmiştir.
Dairemizin 23/10/2020 tarih, 2019/336 esas, 2020/984 karar sayılı ilamıyla; takip dayanağı 8 EFT dekontu olduğu, dekontlarda herhangi bir açıklama bulunmadığı, davacının davalıya borç gönderdiği paranın ödenmediği, itirazın iptaline ilişkin dava dilekçesinde asıl alacak miktarı olan ….TL dava değerini göstermiş, dilekçesinin sonuç kısmında ise takibin devamına karar verilmesini talep etmiş olup takip talebi asıl alacak ve fer’ileriyle birlikte toplam 210.575,47 TL olup, davacı vekili dava değerini asıl alacak olan …TL olarak gösterip, bu miktar üzerinden ve icra dairesindeki yatırılan harç da mahsup edilerek harç yatırdığı anlaşılmakla asıl alacak üzerinden harç yatırıldığı ancak takibin devamına karar verilmesinin talep edildiği halde bu husus açıklattırılmadan karar verilmesinin yerinde olmadığı, HMK ‘nın 31. maddesi uyarınca davacı alacaklının hangi meblağ üzerinden takibin devamını istediği açıklattırılması gerektiği, davacı alacaklının itiraza uğrayan tüm alacak yönünden takibin devamını istemesi durumunda, harç tamamlattırıldıktan sonra, karar verilmesi gerekirken, bu hususa uyulmaksızın karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olmadığı, kabule göre de; davacı itirazın iptali davasında gönderilen paranın borç olarak gönderildiğini ancak iade edilmediğini beyan etmiş olup davalı süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesi ile özetle, gönderilen paranın borç ödeme niteliğinde olduğunu beyan etmişse de 06/10/2017 tarihli cevap dilekçesi davacı vekiline 18/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekilinin, cevap dilekçesinin kendisine tebliği üzerine süresinde vermiş olduğu 12/10/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile HMK 141. maddesine göre davadaki vakaların değiştirildiğini, gönderilen paranın sipariş edilen mallar için gönderildiğini, sipariş avanslı olduğunu ancak malların gönderilmediğini, sipariş avansı olarak gönderilen bu paranın iadesi için takip yapılmış olduğunu, dava sebebinin bu şekilde değiştirdiklerini beyan ettiği, mahkemece borcun sebebinin değiştirilmesine davalı tarafça muvafakat edilmediğini, ayrıca dekontlarda açıklamada bulunmadığı, paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacı, cevaba cevap dilekçesiyle HMK 141. maddesine uygun şekilde dayandığı alacak sebebini değiştirdiği alacağın dayanağının ise yine aynı dekontlar olduğu, davacının, HMK 141’e göre dayandığı alacak sebebini değiştirebileceği anlaşılmakla iddia ve savunmalara göre bildirilecek deliller toplanarak ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece; taraflara ticari defterlerini sunmak üzere kesin süre verildiği ve tensip zaptının gerekli ihtaratın tebliğen yapıldığı, buna rağmen davacı tarafın ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği, davacının davasını usulünce ispat edemediği, davacı tarafça takibe konu alacağın varlığı herhangi bir suretle ispat olunamamış olduğu da dikkate alındığından davacının takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu belirtikere ispatlanamayan davanın reddine, asıl alacak miktarı olan …TL üzerinden %20 nispetinde hesaplanacak kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil tarafından davalı şirket hesabına…TL EFT çıkarıldığını, çıkarılan bu EFT’lerin öncelikle avans olarak çıkarıldığı taraflarınca belirtilmiş ise de daha sonra cevaba cevap dilekçesi ile söz konusu EFT’lerin davalı firmaya verilen siparişler dolayısıyla sipariş avansı olarak gönderdiklerini belirterek HMK 141 gereğince iddialarını ve vakıaların değiştirildiğini belirttiklerini, mahkemece bozma kararı öncesi verilen kararda “davanın ispatlanamadığı gerekçesi” ile reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından dolayı reddine karar verildiğini, mahkemece verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmediğini, bozma öncesi verilen kararın sadece taraflarınca istinaf edildiğini, istinaf incelemesi sonucunda istinaf talepleri kabul edilerek kararın kaldırıldığını, kaldırma kararı sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda, daha önceki kararda kötüniyet tazminatına hükmedilmediği halde bu kez davalı lehine bozmadan sonra kötüniyet tazminatına hükmedildiğini, bu durumun yerleşik Yargıtay kararlarında da ifade edildiği üzere usulü kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğunu, kötüniyet tazminatına mahküm edilmek için davacı tarafın kötüniyetinin açıkça ortaya konulmuş olması gerektiğini, davalı tarafın bu noktada hiçbir delil sunmamış olması dikkate alındığında da mahkemece kötüniyet tazminatına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ispat yükü noktasında her ne kadar davanın taraflarınca ispat edilmesi konusunda bir açıklama yapılmış ise de karşı tarafa gönderilen ihtarlı davetiyede de defterlerin sunulması için süre verildiğini ve sunulmaması durumunda iddiaların kabul edileceğinin belirtildiğini, ancak davalı tarafça da iş bu ihtara rağmen defterlerin sunulmamış olması dikkate alınarak davanın reddi noktasındaki mahkeme kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticari mal siparişi kapsamında avans olarak havale yoluyla gönderildiği iddia olunan paranın istirdadı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, usulünce verilen kesin süreye rağmen taraflarca defter ibraz edilmediği, havale dekontlarında avans ya da ön ödemeye dair herhangi bir ibare olmadığı gibi bu yönde davacı tarafından ispat vasıtası da sunulamadığı, avans iddiasının ispata muhtaç kaldığı, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.
Ne var ki, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması şarttır. Alacaklının kötü niyetli sayılabilmesi için de, haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerekir. Bu hususun ispat yükü de, davalı borçludadır. (Prof. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, sayfa 173 vd.) Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse, aleyhine kötü niyet tazminatına da hükmedilemez. Eldeki davada davacı takip alacaklısı takibinde haksız ise de, kötü niyetli olduğu ispat olunamadığından, davalının bu talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, karar bu yönüyle yerinde değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2. maddesi gereğince, yeniden davanın ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-)1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli, 2020/651 Esas, 2021/159 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcı 59,30 TL’nin istek halinde iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 27,50 TL posta gideri olmak üzere cem’an 189,6‬0 TL’den ibaret istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-)HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.191,85 TL’den mahsubuyla artan 2.111,15‬ TL’nin istek halinde yatıran davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddolunan kısım üzerinden hesap olunan 29.500,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleşince artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
7-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca işbu kararın dairemizce yanlara tebliğine,
Dair, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan tetkikat sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 09/11/2022


Başkan Vekili


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”