Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/684 E. 2022/1605 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/684
KARAR NO : 2022/1605

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2021
NUMARASI : 2019/628 Esas, 2021/18 Karar
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
[…] UETS
Av. …
…….
DAVALI : ……
VEKİLİ : Av. …
……….
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. …
………….
DAVANIN KONUSU : Finansal Kiralama Sözleşmesinin Feshinin Tespiti
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
YAZIM TARİHİ : 26/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/01/2021 tarih ve 2019/628 Esas, 2021/18 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 6361 sayılı yasa çerçevesinde …Noterliği’nin …… tarih ve …..yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi ile eki niteliğindeki ……Noterliği’nin …… tarihli, …. yevmiye numaralı finansal kiralama tadil sözleşmesi ve ….Noterliği’nin …. tarih ve …. yevmiye numaralı finansal kiralama tadil sözleşmesinin akdedildiğini … nolu finansal kiralama sözleşmesi gereğince …kain, …. parsel nolu taşınmazların satın alınarak finansal kiralama yolu ile kiralanmak suretiyle davalı kiracıya teslim edildiğini, davalı kiracının anılan sözleşmeye göre belirlenen ödeme planında belirtilen kira borçlarını vadelerinde ödemediğinden temerrüde düştüğünü, bu durum nedeniyle müvekkili tarafından kiracı şirket ve müşterek borçlu müteselsil kefillere 6361 sayılı Kanun’un 31. maddesi hükümleri ve finansal kiralama ve finansal kiralama sözleşmesinin 6.3 maddesi uyarınca ödenmesi gereken kira bedellerinin ihtarnamenin tebliğini müteakip …. gün içerisinde ödenmesi, aksi halde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı ve aynı yasanın 33. maddesi gereği kiralanan malların iade edilmesi gerektiği konusunu içeren ….nin …. tarih ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, anılan ihtarnamenin davalıya 05/07/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ihtarnamede belirtilen borçların 60 günlük süre içerisinde ödenmediğinden finansal kiralama sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenlerle öncelikle finansal kiralamaya konu gayrimenkullerin ihtiyati tedbir yolu ile müvekkiline teslimine, yapılacak yargılama neticesinde anılan kiralananların müvekkiline aynen iadesine ve tahliyesine, taşınmazlar üzerindeki finansal kiralama şerhlerinin kaldırılmasına, sözleşmenin feshedildiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 15/07/2016 tarihinden sonra Gaziantep 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 05.08.2016 tarih ve 2016/5027 Değişik İş sayılı kararı ile yönetim kayyımı atandığını, daha sonra …. Sulh Ceza Hakimliğinin …. Değişik İş sayılı kararı ile kayyım heyetinin görev yetkilerinin …na devredildiğini, davacı tarafından iddia edildiği üzere haklı bir feshin mevcut olmadığını, 678 sayılı KHK’nın 37.maddesi ile 678 sayılı KHK’nın 33.maddesi uyarınca ödemeler askıya alındığından davacı tarafın haklı sebeple fesih yetkisinin bulunmadığını, hacze konu malların yıllardır Naksan tarafından kullanıldığını, davaya konu malların alınmış olunan ticari ve iktisadi bütünlük kararı doğrultusunda “….” içinde yer aldığını, davaya konu gayrimenkullerin müvekkiline ait olup, aynı zamanda TMSF mevzuatına göre oluşturulmuş “….”nün bir parçası olup, Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün bozulmasının mümkün olmadığını, şirketin hukuki yapısından dolayı davacı şirkete ödemelerin yapılmadığını, gerek KHKlar, gerekse Ticari İktisadi Bütünlüğü kararı doğrultusunda müvekkili şirketin hukuken korunmakta olan bir şirket olduğunu, davacı tarafından kötü niyetli olarak bu hukuki korumaların sözleşmenin feshi yöntemiyle bertaraf edilmeye çalışıldığını, davacı tarafın gayrimenkullerin değeri doğrultusunda harç ikmalinde bulunması gerektiğini, 690 sayılı KHK’nın 73/6 uyarınca müvekkilinin açmış olduğu davalarda harçtan muaf olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; “…işbu dava yönünden KHK’daki davalı tarafça ileri sürülen maddelerin uygulama alanı bulmadığı anlaşılmaktadır. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 31/1. maddesinde “Kiralayan, finansal kiralama bedelini ödemede temürrüde düşen kiracıya verdiği otuz günlük süre içinde de bu bedelin ödenmemesi halinde, sözleşmeyi feshedebilir. Ancak, sözleşmede, süre sonunda mülkiyetin kiracıya geçeceği kararlaştırılmış ise, bu süre altmış günden az olamaz. Bir yıl içinde sözleşmede yer alan kira bedellerinden üçünü veya üst üste ikisini zamanında ödememesi nedeniyle ihtara muhattap olan kiracılarla yapılan sözleşmeler kiralayan tarafından feshedilebilir.” hükmü bulunmakta olup, benzer düzenleme taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin 6. maddesinde de bulunmaktadır. Bu bağlamda, davacı …, temerrüt nedeniyle 6361 sayılı yasanın 31. maddesine uygun olarak davalıya …. Noterliği’nin …. tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarname tebliğ etmiş, verilen süre sonunda ihtarnamede belirtilen borç ödenmemiştir. Görüldüğü üzere 6361 sayılı Yasanın 31/1 maddesi koşullarının oluştuğu, davalı borçlunun finansal kiralama bedelini ödediğini veya ödemesi gerekmediğini yahut istenilebilir olmadığını TMK’nun 6. ve HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığı gibi bu yönde ileri sürülen savunmanın yukarıda açıklandığı şekilde yerinde olmadığı, davacının finansal kiralama sözleşmesine göre işlem yapması karşısında sözleşmenin haklı olarak feshedildiğine kanaat getirilerek davanın kabulü ile sözleşmenin feshedildiğinin tespitine, mülkiyeti davacıda olan kiralamaya konu malların davacıya teslimine, sözleşme feshedildiğinden tapudaki finansal kiralama şerhinin kaldırılmasına ” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından iddia edildiği üzere haklı bir feshin mevcut olmadığını, 6758 sayılı Kanunun 20. maddesi gereği ödemelerin askıya alınmış olunup, bu durumun davacı tarafa haklı sebeple fesih yetkisi tanımadığını, ülkemizde yaşanan olaylar sebebiyle birçok ticari müessesede ticari faaliyetlerin sekteye uğradığını ve uğramaya devam ettiğini, gelinen süreçte hali hazırdaki ticari teamülleri ve kanunları uygulamanın hakkaniyet ve ahde vefa ilkesiyle örtüşmeyeceğini, müvekkil şirket için yeterince ağırlaşmış olunan şartlara rağmen borcun aynen ifasının beklenmesinin hakkaniyet, doğruluk, dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturduğunu, müvekkil şirketin hukuki yapısından dolayı dolayı davacı şirkete ödemeler yapılmadığını, Yasa koyucunun getirmiş olduğu hukuki korumaların, davacı tarafından kötüniyetli olarak sözleşmenin feshi yöntemiyle bertaraf edilmeye çalışıldığını ve mahkemece de bu yönde karar verildiğini, davacı vekili tarafından iddia edildiği üzere TMSF tarafından keyfiyete dayalı olarak ödeme yapılmadığı iddiasının asılsız ve mahkemeyi yanıltmaya yönelik söylemler olduğunu, zira 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği üzere davacı şirketin alacaklarının da bu madde doğrultusunda ödenecek olup, yukarıda arz edildiği üzere ahde vefa ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalınmamasını bizzat yasa koyucunun kendisi istediğini, yerel mahkeme tarafından bu hususun göz ardı edilmiş olup, verilen kararların bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu, TMSF makamının oluruyla davalı … hakkında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesine istinaden ticari ve iktisadi bütünlük(tib) kapsamına alınmasına karar verildiğini, ayrıca şirketin hali hazırdaki hukuki durumu ve yasa koyucunun almış olduğu önlemler gözetildiğinde, davaya konu gayrimenkullerin keşif marifetiyle tespitinde ortaya çıkabilecek iken mahkeme tarafından keşif taleplerinin reddedildiğini, yerel mahkemeden dava şartları yokluğundan davanın reddine, mahkeme yargılamaya devam edecek olursa davanın esastan reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de taleplerinin kabul görmediğini ve hukuka aykırı bu kararın verildiğini belirterek, usul ve ve yasaya aykırı olan yerel mahkemenin kararının müvekkil şirket lehine istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretininin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, finansal kiralama sözleşmesinin haklı nedenle feshinin tespiti, finansal kiralama konusu malların davacıya iadesi, tapudaki şerhin terkini istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “Sözlü yargılama” başlıklı 186. maddesinin ilk halinde; “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükmü yer almakta iken, 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile yapılan değişiklik ve ekleme sonucu 186. madde;“Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir. Şu kadar ki, 150. madde hükmü saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda tahkikat aşaması yukarıda belirtilen HMK’nın 186. maddesindeki değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlamış olup değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki celselerde davalı vekilinin mazeret dilekçeleri kabul edilmiş, son celseden bir önceki celse olan 19/11/2020 tarihli dördüncü celsede duruşma gününün Uyap üzerinden öğrenilmesine karar verilmiştir. 07/01/2021 tarihli tahkikat celsesinde mahkemece davalı vekilinin son mazeret dilekçesi, dosyanın sürüncemede kalmaması bakımından reddedilmiş, davacı vekilinin tahkikatın tümü hakkındaki açıklamasından sonra tahkikatın bittiği belirtilerek sözlü yargılama aşamasına geçilmiş ve davalı vekilinin yokluğunda hüküm tefhim edilmiştir. Ne var ki HMK’nın 186. maddesindeki değişikliğin yürürlük tarihi sonrası davalı vekiline “Tahkikatın bittiğinin tefhim edilmesinden sonra yokluğunda aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçileceğine” dair ihtarı da içerecek şekilde tahkikat duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmaksızın davalı vekilinin yokluğunda sözlü yargılamaya geçilerek hüküm tesisi hukuki dinlenilme hakkının (HMK m .27) ihlali niteliğindedir. O halde mahkemece yapılacak iş; sözlü yargılama için ayrı gün tayin ederek tarafları davet etmek ve sonucu uyarınca karar vermekten ibarettir. Açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup kararın kaldırılmasını gerektirmiştir. (Bkz Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2022/4254 Esas, 2022/5801 Karar sayılı kararı)
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, kararın kaldırılmasına, HMK’nın 184-186. maddelerine göre işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/01/2021 tarih ve 2019/628 esas, 2021/18 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 184 – 186. maddelerine göre işlem yapılmak üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-HMK’nın 359/3. maddesine göre kararın taraflara ilk derece mahkemesince tebliğine,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”