Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/641 E. 2022/1628 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/641 – 2022/1628
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/641
KARAR NO : 2022/1628

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :………….
ÜYE : …………….
ÜYE : ………..
KATİP : ………..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2021
NUMARASI : 2019/737 E., 2021/112 K.

DAVACI : ………
VEKİLİ : Av. ……….
DAVALI : ……….
VEKİLİ : Av. ………..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/10/2022
YAZIM TARİHİ : 28/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2019/737 Esas, 2021/112 Karar sayılı dosyasında verilen 02/03/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin klima ve parçaları satmakta olduğunu, … dış ünite ve aparatlarını dava dışı ….’ye davalı…. aracılığıyla kargo ile gönderdiğini, ilgili ürünün fabrikadan çıkışlı olarak aynı pakette …. gönderi kodu ile kargo firmasına teslim edildiğini, ürünün taşıma sırasında zarara uğradığını, alıcı tarafından ürünün kabul edilmediğini, TTK’nın ilgili maddelerinde taşıyıcının sorumluluğunun düzenlendiğini, ilgili üründe meydana gelen hasardan dolayı kargo firmasına karşı söz konusu ürünün hasarlı parçaları ile üründe oluşan değer kaybının tahsilini talep ettiklerini, ürünün sıfır bir ürün olduğu için tamir edilse dahi satışının artık ikinci el olarak değerlendirileceğinden üründen dolayı değer kaybının olduğunu, Gaziantep 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/49 değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, hasarlı parçaların değerlerinin tespit edildiğini, taraflarınca Arabuluculuk Bürosuna müracaat edildiğini, görüşme sonucunda anlaşamama şeklinde tutanağın düzenlendiğini ileri sürerek davanın kabulüne, şimdilik ….TL hasar miktarının ve değer kaybının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; hasarlı parçaların tamir bedeli olarak 100,00 TL olan taleplerinin 8.500,00 TL artırarak toplamda 8.600,00 TL talep ettiklerini, üründe oluşacak olan değer kaybı için 100,00 TL olan taleplerini 3.400,00 TL artırarak toplamda 3.500,00 TL talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtıkları dava değerini …. TL artırarak toplamda 12.100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezi … olduğu için davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin yokluğunda yapılan delil tespitinin geçersiz olduğunu, kabul edilmemekle birlikte davacı tarafın hasar tespiti yaptırdığından belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, taşınan maldaki hasardan dolayı müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 878. maddesinde ambalaj sorumluluğunun göndericiye yüklendiğini, bu düzenlemeye göre yetersiz ambalaj nedeniyle meydana gelen hasarın tamamen davacının sorumluluğunda olduğunu, müvekkili şirketin meydana gelen zarardan sorumlu tutulsa bile Türk Ticaret Kanunu’nun 882. maddesinde her bir kg. için özel çekme hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olmak üzere tazminat hesaplanması öngörüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…davaya konu klimanın uygun ambalaj ile davalıya taşınmak üzere teslim edildiği, taşıma sırasında hasar aldığı dosya kapsamıyla sabittir. Davalı taşıma sözleşmesiyle üstlendiği özenli taşıma yükümlülüğünü yerine getirmemiş, kusuru ile davacının malının ziyanına sebebiyet vermiştir. Davalının tazminat yükümlülüğünden kurtulması için yasada aranan şartlar (TTK 876.maddesi) somut olayda gerçekleşmediğinden davalı davacının bilirkişi marifetiyle hesaplanmış olan zararını gidermekle yükümlüdür. Temerrüt tarihinin tespitine gelince, davalı taraf her ne kadar arabuluculuk görüşmeleriyle birlikte temerrüde düşmüş ise de, davacı taraf dava dilekçesinde faiz talep etmemiş olup, ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini istemiş olup taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren yasal faizde karar kılınması gerekmiştir. Yukarıda anılan mevzuat hükümleri, dosya kapsamındaki tüm deliler hep birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. (Bakınız aynı yöndeki Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 22/01/2019 gün ve 2017/3010 Esas -2019/588 Karar sayılı ilamı) 1-Davanın kabulü ile ….-TL hasar bedeli, …TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam ….-TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu klimanın …. tarihinde müvekkili şirketçe alıcı adresine götürüldüğünü, davacının … tarihinde taraflarına mağduriyetinin giderilmesi hususunda talepte bulunduğunu, davacı şirketin TTK’nın 889. maddesi kapsamında bildirim yükümlülüğünü ihlal ettiğini, yasal 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, hükme esas alınan …. tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere bu ürünün ambalajının yetersiz olduğu ve söz konusu hasarında bu nedenle meydana geldiğinin muhakkak olduğunu, dosya kapsamında sunulmuş taşımanın ihtirazi kayıtla yapıldığını gösterir imzalı ihtirazi kayıt belgesinin bulunduğunu, ihtirazi kayıt belgesine rağmen müvekkili şirket aleyhine ambalajlamadan kaynaklı sorumluluk yüklenip tazminata karar kılınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda eşyanın fütursuzca taşındığı hususunda bir tespitin olmadığını, ürünün ambalajının yetersizliğine ilişkin ihtirazi kayıt ve bu husus dikkate alındığında taraflarına atfedilecek hiçbir kusurun bulunmadığını, davaya karşı zamanaşımı itirazları ile birlikte ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, gönderinin … tarihinde alıcısına ulaştığını, …. arasındaki durma süreleri ve davacının arabulucuya başvurmasından arabuluculuk son tutanağının düzenlenmesine kadar geçen süreler dışlandığında dahi davacının davayı ıslah ettiği tarihte alacağının zamanaşımına uğradığının muhakkak olduğunu, davacının alacak kalemlerinin zaman aşımına uğradığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, yurtiçi eşya taşıma sözleşmesine dayalı oluşan zararın tazminine yönelik yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşme yurtiçi eşya taşımaya ilişkin olduğuna göre 6102 sayılı TTK’nın 850 vd. madde hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. TTK’nın 850 vd. maddelerine göre tarafların sorumluluklarının ve bu sorumluluklarının yerine getirilmemesi halinde doğacak hakları ile bunların sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlığın çözümüne geçmeden taşıma işlerine ilişkin düzenlemelerle ilgili genel bir açıklama yapılmasında yarar görülmektedir.
Taşıma nedeni ile meydana gelen ziya ve hasar sonucu oluşan zararın tazmininden sözedilebilmesi için öncelikle taşıyıcının sorumluluğunun belirlenmesi, sorumluluğun doğması halinde ise tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.
TTK’nın 875. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
Taşıyıcının bu yükümlülüğüne karşın eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olması halinde gönderen veya gönderilene TTK’nın 889. maddesi gereğince bildirimde bulunma yükümlülüğü yüklenmiştir. Buna göre eşyanın açık zıyaı veya hasarının en geç teslim sırasında teslim edene bildirilmemesi halinde yani ihtirazi kayıtsız kabul edilmesi durumunda eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğinin varsayılacağı maddede karine olarak öngörülmüştür. Taşıyıcının sorumluluğu için karinenin aksi, eşyanın taşıyıcıya teslimden sonra gönderilene ulaşmasına kadar geçen süreçte hasara uğradığının ispat edilmesi gerekmektedir.
Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasında genel sebepler ve özel sebepler ayrımı yapılmış olup taşıyıcı ancak TTK’nın 875/2, 876 ve 878. maddesinde gösterilen hallerin mevcudiyetini ispat etmek suretiyle mesuliyetten kurtulabilir.
6102 sayılı TTK’nın 878. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince hasarın gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama sonucu oluşması halinde doğan zarardan taşıyıcı sorumlu tutulamayacaktır. Yine maddenin 2. fıkrasına göre her hangi bir zararın hal ve şartlara göre 1. fıkrada öngörülen bir sebebe bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda zararın bu sebepten ileri geldiği de kabul edilecektir.
Gerçekten TTK’nın 862. maddesi gereğince ambalaj ve işaretleme yükümü gönderene yüklenmiştir. Bu hükme göre eşyanın niteliği kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Bununla birlikte ambalajlama gönderene ait olsa bile taşıyıcının malın sağlam ve tam olarak teslimi sorumluluğu çerçevesinde gerek istifleme gerekse ambalaj itibariyle taşımaya uygunluğu noktasında denetleme görevi mevcuttur. Bir başka deyişle yetersiz ambalaja rağmen ihtirazi kayıt koymaksızın taşımayı kabul eden taşıyıcının meydana gelen zararda müterafik kusurunun (TBK m. 52) bulunduğunun kabulü gerekir.
Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen hasarından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda ise tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırları TTK’nın 880. maddesi gereğince belirlenecek olup bu tazminat, eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekmektedir. Maddenin 3. fıkrasında eşyanın değerinin piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edileceği belirlenmiştir. Eşya, taşınmak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
Bu şekilde belirlenerek ödenecek tazminat ise 6102 sayılı TTK 882. maddesine göre, 880. ve 881. maddeleri uyarınca, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.
Ancak TTK’nın 886. maddesi uyarınca taşıyıcı veya TTK’nın 879. maddede belirtilen kişiler zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya ihmalle sebebiyet verdiklerinin ispat edilmesi halinde sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaklardır.
Yapılan açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, buna göre TTK’nın yukarıda anlatımı yapılan hükümleri dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümüne yönelik araştırma ve inceleme yapılması gerekmektedir. Davacı yan gönderinin yeterli ambalajlama ile sağlam bir şekilde, fabrika çıkışlı olarak davalı kargo firmasına teslim edildiğini, ürünün taşıma sırasında hasar gördüğünü iddia etmiştir. Davalı taraf ise gönderiyi korunaksız ve yetersiz ambalajlama ile ihtirazi kayıtla teslim aldıklarını, hasardan sorumlu olmadıklarını beyan etmiş, mahkemece davanın tam kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili gönderinin ihtirazi kayıtla teslim alındığını, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını iddia etmiş ise de; dosyada bulunan gönderi fotoğraflarından ve Gaziantep 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/49 Değ.İş sayılı dosyasında yapılan tespit ve sonrasında dava dosyasına kazandırılan … tarihli raporlardan; gönderinin yeterli ve gerekli ambalajlama ile davalı firmaya teslim edildiği, gönderinin ambalajının yırtıldığı, delindiği, buna göre pervasızca taşındığı ve hasarın bu şekilde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, TTK 854. Maddesinde taşıyıcının sorumluluğunu önceden hafifleten veya kaldıran sözleşmelerin geçersiz olduğu hususu düzenlenmiştir. Kaldı ki; taşınan eşya olan klimanın fabrika çıkışlı olarak kargo firmasına teslim edildiği, bilirkişi raporunda da değinildiği gibi bu tip makinelerin nakliyesinde benzer, standart ambalajların kullanıldığı anlaşıldığından, ürünün bu şekilde taşıyıcıya teslim edildiği kabul edilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, eşyanın davalı taşıyıcının pervasız davranışı sonucu zarar gördüğü kabul edildiğinden; TTK 855/5 maddesine göre zamanaşımı süresi 3 yıl olmakla, davalı vekilinin zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 826,55 TL harçtan peşin alınan 206,64 TL harç mahsup edilerek bakiye 619,91 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022

…………
Başkan
…………
e-imzalıdır
………….
Üye
…………
e-imzalıdır
………………
Üye
…………..
e-imzalıdır
……………
Katip
…….
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”