Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/64 E. 2022/836 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/64
KARAR NO : 2022/836

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2020
NUMARASI : 2018/1616 Esas, 2020/500 Karar
DAVACI : . ..
VEKİLLERİ : Av. …
.
Av. …
.
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : … – …
.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 11/05/2022
YAZIM TARİHİ : 11/05/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/09/2020 tarih ve 2018/1616 Esas, 2020/500 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete … kodlu su yumuşatma cihazı ürünü verildiğini ve ürünün sorunsuz teslim edildiğini, verilen ürün sonucu … tarihli …. TL tutarında fatura düzenlendiğini, faturanın davalı şirkete teslim edildiğini, yasal süresi içerisinde faturaya itiraz edilmediğini, kesinleşen fatura sonucu ödemenin yapılmaması neticesinde …. İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafın borca itiraz ettiğini ve yetki itirazında bulunduğunu, …. İcra Müdürlüğü ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle borçlunun itirazının iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili şirket… yılı içinde dava dışı … ile su arıtma ünitesi alımı hususunda anlaştığını, müvekkili şirketin davaya konu su arıtma ünitesi …’dan teslim alıp, bedelini de …’ya ödediğini, …’nun da müvekkili şirketten tahsil ettiği bu bedelleri davacı şirket hesabına ödediğini, davaya konu icra takibinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını Bursa Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekili, itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiş, davalı ise faturaya konu su arıtma ünitesinin …’dan teslim alınıp bedelin de yine ona ödendiğini, …’ya yapılan ödemenin davacı şirket hesabına ödendiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir. Davalının ticari defterlerinin incelenmesinden, taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu ve takibe dayanak …. tarih ve …. seri numaralı faturanın davalının ticari defterinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Takip konusu olan fatura, açık fatura niteliğinde olup davalı taraf faturayı ticari defterine kaydetmekle malları teslim aldığını kabul etmiş sayılacağından cevap dilekçesinde ileri sürdüğü ödemeyi ispat yükü davalıya aittir. Davacının alacağı yazılı belgeye dayandığından HMK md. 201 gereğince (keza HMK md. 200/f-1) davalının ödeme yaptığına dair itirazlarının da ispat açısından yazılı belgeye dayanması gerekir. Davalı her ne kadar icra takibine konu fatura bedelinin ödemesinin …’ya yapıldığını, bu şahıs tarafından da davacı şirkete ödemenin gerçekleştirildiğini belirterek ödeme savunmasında bulunulmuş ise de, davalının ödeme savunmasına ilişkin olarak sunduğu banka dekontlarının incelenmesinde bu belgelerde yapılan ödemelerin davalı tarafından dava dışı …’ya yapılan ödemeler olduğu ve ödemelerin ne amaçla yahut ne tür bir borca yönelik yapıldığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davalının, ödeme yaptığına dair savunmasını ispat edemediği kanaatine varılarak davanın asıl alacak yönünden kabulü yönünde karar vermek gerekmiş, ayrıca icra takibine dayanak yapılan alacağın fatura bedelinden kaynaklı olması dolayısıyla alacağın miktarının likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, takip öncesi dönem için temerrüt faizi istenebilmesinin temel koşulu, borcun belli bir günde ödenmesi taahhüt edilmemişse, borçlunun temerrüde düşürülmesidir. Eldeki davada, davalı borçlunun TBK m.117’de belirtilen şekilde temerrüde düşürüldüğü ileri sürülmemiş ve bu yönde herhangi bir delil bildirilmemiştir. Buna göre, davacının takip öncesi dönem için işlemiş faiz talep etmesi mümkün değildir. Bu sebeplerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, birikmiş faiz yönünden de itirazın iptali talep edilmiş ve bu miktar da harçlandırılmış olduğundan, reddedilen birikmiş faiz yönünden yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmıştır.” gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davalının …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın ….-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz bakımında iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya dair talebin reddine, hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK’nun 6. ve 10. maddeleri gereği hem müvekkil şirketin ikametinin Bursa’da olması, hem de satım akdinin ifa edileceği yerin Bursa olması sebebiyle huzurdaki davada Bursa Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkili mahkeme Bursa Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu halde hem davaya konu icra takibine itiraz ederken hem de cevap dilekçesi ile yasal süresi içinde yetki itirazında bulunmalarına rağmen, haklı yetki itirazlarının kabul görmemiş olmasının istinaf sebebi olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ile ilgili tanık dinletme taleplerinin kabul edilmemiş olması savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup hatalı olduğunu, …. tarihli dilekçeleri ile yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinde bulunduklarını, bu talepleri kabul edilmez ise delil listelerinde yemin deliline dayandıklarının bildirildiğini, ancak hal böyle iken; yerel mahkemece davacı tarafa yemin teklifi yapılmaksızın hüküm kurulduğunu, esas yönünden ise, müvekkil şirketin 2017 yılı içinde dava dışı … ile su arıtma ünitesi alımı hususunda anlaştığını, davaya konu su arıtma ünitesini …’dan teslim aldığını ve bedelini de kendisine ödediğini, …’nun da müvekkil şirketten tahsil ettiği bu bedelleri davacı şirketin hesabına ödediğini, bu hususa dair dekont ve belgelerin dosyaya sunulmuş olmasına rağmen yerel mahkemece savunmaları doğrultusunda inceleme yapılmadığını, savunmalarının değerlendirilmediğini ve hükme esas alınmadığını, ayrıca müvekkil şirket aleyhine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu, takibe konu alacak likit olmadığı gibi müvekkil şirketin itirazında kötü niyetli olduğunun da ispatlanamadığını, tanıkları dinlenmeden, yemin teklifleri karşı tarafa yöneltilmeden müvekkil şirketin haksız ve kötü niyetli olduğu kabul edilerek icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının istinaf sebebi olduğunu belirterek, açıklanan bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, davanın reddi gerekirken müvekkil şirket aleyhine kısmen kabulüne karar veren yerel mahkeme hükmünün ortadan kaldırılmasına ve talepleri gibi davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nın 67/1. Maddesine dayanan, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, takip dayanağı .. tarihli, …TL’lik fatura davalının ticari defterlerinde kayıtlıdır.
Taraflar arasındaki akdi ilişki dosya kapsamında uyuşmazlık konusu olmadığından 6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin hükümleri ile TBK’nın 89. maddesi uyarınca davacının yerleşim yerinde icra takibi başlatması ve dava açması mümkün olup, davalı vekilinin icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yapmış olduğu itiraz yerinde değildir.
Faturaya süresinde itiraz etmeyen ve ticari defterine kaydeden davalının artık faturaya konu malı teslim aldığının kabulü gerekir. (Yargıtay19. H.D.’nin 2011/3549 Esas ve 2011/3335 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.) Bu durumda davalının fatura bedelini ödediğini usulüne uygun deliller ile kanıtlaması icap eder.
Davalı, faturaya konu malın satımı konusunda dava dışı … ile anlaştıklarını, mal bedelini …’ya ödediklerini, …’nun da davacıya ödeme yaptığını savunarak, … tarafından davacıya gönderilen …. tarihli … TL bedelli, … tarihli .. TL bedelli havale dekontlarını sunmuştur. Sunulan dekontlardaki havale tutarı toplamı … TL’dir.
Davalı tarafından sunulan ödeme dekontlarında ödemenin davalı adına yapıldığı yönünde bir kayıt bulunmadığından, tek başına ödeme iddiasını ispata elverişli değil ise de, davacının incelenen ticari defterlerinde dava konusu faturaya karşılık … tarihinde … TL tahsilat yapıldığı, 2017 yılı kapanış fişinde bakiye borcun …TL olduğu kayıtlıdır. Nitekim 2018 yılına …. TL alacak devredilmiştir.
İşbu davanın dayanağı olan icra takibi … tarihinde başlatılmış, eldeki dava …. tarihinde açılmıştır.
Davacı, takip ve dava tarihinden sonra ticari defterlerindeki…tarihli …TL’lik düzeltme ile davalının borç bakiyesinin…TL olduğunu kaydetmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının ticari defterleri üzerinde … tarihli …. TL’lik tahsilat kaydı ile …. tarihli düzeltme kaydının dayanakları, noter kanalı ile gerçekleşen kapanış tasdikinden sonra yapılan düzeltme kaydının sebebi ve dayanakları ile VUK.’ taki kayıt hatalarının düzeltilmesi usulüne göre yapılmış bir düzeltme kaydı olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yetersiz görülen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davalının faturaya konu malı teslim aldığı sabit olduğundan, fatura bedelini ödediğini ispat yükü davalıya aittir. Davalı aşamalarda yemin deliline dayandığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece davalının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi icap ettiği halde davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması da hatalıdır.
İlk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde delillerin toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçeyle KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2020 tarih, 2018/1616 Esas, 2020/500 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
4-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince esas hakkında verilecek karar ile birlikte değerlendirilmesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-a-6 bendi uyarınca kesin olmak üzere 11/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”