Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/628 E. 2022/1573 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/628
KARAR NO : 2022/1573

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : 2018/781 Esas, 2021/180 Karar
DAVACI : …
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/03/2021 tarih ve 2018/781 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkilinin ihraç ettiği 19 konteynır ürünü ….. Denizaşırı Nakliyat A.Ş. Firması aracılığı ile Mersin limanına 24/02/2017 tarihinde getirdiğini, gümrük işlemleri tamamlanan ürünlerin beyannamesi 06/03/2017 tarihinde kapatıldığını, bu tarihte ihraç edilen malların tamamının millileştirildiğini, malların nakliyesi için … ile anlaştığını, ancak 06/03/2017 tarihinde konteynırları boşaltıldığı halde konteynırları ….Denizaşırı Nakliyat A.Ş. Firmasına süresinde iade etmediğini, konteynır ile ihraç edilen ürünlerin ülkemizde bir limana indirildikten sonra 14 gün bedelsiz serbest zamanı bulunduğunu ve bu süre içerisinde ürenlerin millileştirilip konteynırlardan indirilmesi ve konteynırların da bu süre içerisinde iade edilmesi gerektiğini, iade edilmez ise her bir konteynır için gecikme bedeli ödenmesinin gündeme geldiğini, fakat müvekkil şirketin süre dolmadan 4 gün önce konteynırları boşaltıldığı halde davalı şirketin konteynırları süresi içerisinde teslim etmediğini, konteynırların bir kısmını 5 ve diğer kısmını ise 6 gün gecikmeli olarak teslim ettiğini, bu nedenle …. Denizaşırı Nakliyat A.Ş. firmasının gecikme bedeline istinaden … tarih … seri numaralı 8.257,80 TL bedelli demuraj(gecikme) yansıtma bedeli faturası düzenleyerek davalı firmaya gönderdiğini, ancak faturanın davalı firma tarafından iade edildiğini, iade edilen faturadan dolayı ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket vekilinin süresinde yaptığı itirazdan dolayı takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan bu nedenlerle haksız yapılan itirazın iptaline karar verilmesine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davacının belirttiği ürünlerin 24/02/2017 tarihinde limana geldiğini, 06/03/2017 tarihinde bu ürünlerin davacı tarafından millileştirildiğini, bu iki işlem arasında 10 günlük bir sürenin söz konusu olduğunu, davacı şirketin belirttiği serbest zamanın dolmasına 4 gün kala bu işi müvekkiline verdiğini, davacı tarafın ürünlerin limana gelişi ile millileştirme süreci arasında geçen 10 günlük ihmalin sonucunu müvekkiline yükleme düşüncesinde olduğunu, her şeye rağmen müvekkilinin davacı şirketin ürünlerini 07/03/2017- 08/03/2017 tarihinde …..’e teslimatını gerçekleştirdiğini, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine konteynerlerde hasar söz konusu olmadığını, şayet hasar söz konusu olsa ….. firmasının 8 aylık süre içerisinde hukuki yollara başvurabileceğini, ancak firmanın hukuki yollara başvurmadığını, davacı şirketin belirsiz serbest zaman konusunu müvekkiline herhangi bir yazılı bildirimde bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi ve açılan davanın kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; davalı tarafça her ne kadar serbest dolaşım süresinin az kaldığının bilinmediği, bilinmeyen ve haber verilmeyen bir süreden dolayı sorumluluklarının olmayacağı beyan edilmiş ise de …… Şirketi tarafından düzenlenen konişmentoda serbest zamanın 15 gün olarak tayin edildiği ve konişmentoların dava dışı …..şirketi tarafından davalıya gönderildiği hususları nazara alındığında lojistik ve taşımacılık yönünde faaliyet gösteren davalı şirketin basiretli bir tacir gibi konişmentoda yazılan hususları bilmesi gerektiği, kendisine malın teslim edildiği tarihin de konişmentodaki serbest dolaşım süresinin de belirgin olması sebebiyle davalının bu savunmasına itibar edilmediği ve 5 ve 6 gün gecikme nedeniyle oluşan demuraj bedelinden sorumlu olduğu kanaatiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmedildiği gerekçesi davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin gerekçeli kararında serbest zamanın 15 gün olarak tayin edildiğini ve bu sürenin de dava dışı ……tarafından davalı müvekkile bildirildiğini belirttiğini, davanın kabul nedeni olarak da bu hususun esas aldığını, bu hususun kabul edilemeyeceğini, serbest zaman süresinin 14 gün olduğu davacının da kabulününde olduğunu, bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda ise serbest zaman süresi 15 gün olduğunu, davacının kabulü olan 14 günlük serbest zaman söz konusu iken kararda 15 güne yer verilmesi çelişki ihtiva ettiğini, ayrıca bu çelişki bu sürenin davalı müvekkil şirkete bildirilmediğinin de göstergesi olduğunu, genel uygulamada da bilindiği üzere konşimentolarda gemi geliş tarihi ve serbest zaman asla yer almadığını, bir an için bu hususların konşimentolarda yer aldığını kabul etsek dahi davacı … ve/veya dava dışı …… Lojistik Gümrük Müşavirliği İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı müvekkile iletilmiş herhangi bir belge bulunmadığını, davacı uhdesinde bulundurduğu konşimentoları ve diğer belgeleri müvekkile iletmediğini, ancak mahkeme dosyasına sunduğunu, herhangi bir bildirimde bulunulmadığı halde davalı müvekkilin bu gecikmeden sorumlu tutulması yasa ve teamüllere aykırı olduğunu, davacı şirketin dilekçesinde belirttiği belirsiz serbest zamanın dolmasına 4 gün kala bu iş müvekkile verildiğini ve bu yaşanan süreç müvekkile bildirilmediğini, tam aksine hatalarının faturasını müvekkile ödetmek için işbu davayı açtıklarını, şayet 10 günlük gecikme müvekkil şirkete bildirilmiş olsa idi basiretli bir tacir olan müvekkilin bu işi üstlenmeyeceğinin aşikar olduğunu, yerel mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunun ise çelişkilerle dolu olduğunu, heyetin düzenlediği hem kök hem de ek rapor yargılamaya katkı sağlamadığını, bilakis yargılamayı sürüncemede bıraktığını, davacı şirket kendi ihmalinden kaynaklanan sorumluluğu, müvekkil şirkete yüklemek adına işbu davayı açtığını, belirsiz serbest zamanın başlangıcının ve süresinin müvekkil şirkete bildirildiğine dair dosyada belge bulunmamasına rağmen, bu husus irdelenmeden işbu davanın kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle de davacının, davalı müvekkil aleyhine başlattığı icra takibi ve açtığı işbu davada kötü niyetli olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur

Dava taşıma sözleşmesi kapsamında konteynırların geç teslimi nedeniyle dava dışı şirkete ödenen demuraj alacağının davalıdan tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Davacı taraf, taraflar arasında yapılan taşıma sözleşmesi gereğince yapılan taşımada müvekkil şirketten kaynaklı olmayan gecikme ve bekleme olayının vuku bulduğunu, sözleşme gereğince davalının gecikme ve bekleme nedeniyle dava dışı şirkete demuraj ücreti ödemek zorunda kaldığını, bu alacağın gecikmeden sorumlu olan davalıdan tahsili gerektiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmekte, davalı taraf ise davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu dava konusu uyuşmazlığı aydınlatmaktan uzaktır. Şöyle ki;
Mahkemece Türk Ticaret Kanunu’nun 863.maddesinin 3. Fıkrasında yer alan; “Taşıyıcı, sözleşme hükümlerine dayanarak veya kendi risk alanından kaynaklanmayan nedenlerle makul yükleme veya boşaltma süresinden daha fazla beklerse, bekleme ücreti olarak uygun bir ücrete hak kazanır” düzenlemesi gereğince gecikmenin neden kaynaklandığı, bunda davalının kusuru bulunup bulunmadığı değerlendirilerek “demuraj bedeli yansıtma” faturasının tahsilinin talep edilip edilemeyeceği ve ayrıca davacının her bir konteynır için ayrı teslim tutanağı düzenleyip düzenlemediği de araştırılarak, uygulamaya göre talep edilen bedelin mutad olup olmadığı hususlarında taşıma konusunda uzman billirkişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulunan ayrıntılı, gerekçeli taraf ve mahkeme denetimine elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2021 tarih ve 2018/781 Esas, 2021/180 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,

HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”