Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/623 E. 2022/1644 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/623
KARAR NO : 2022/1644

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2019
NUMARASI : 2018/562 Esas, 2019/630 Karar
DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
(… VE …’A VELAYETEN …)
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
: 3-… – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
YAZIM TARİHİ : 31/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/04/2019 tarih ve 2018/562 Esas, 2019/630 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacılar vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili ; müvekkilleri ile davalı …’un dava dışı …’nin hissedarı olduğunu, müvekkillerinin dava dışı şirketin küçük hissedarı konumunda olduğu, davalı …’un ise büyük hissedar ve aynı zamanda dava dışı şirketin tek başına temsile yetkili yöneticisi/ müdürü olduğu, müvekkillerinin küçük yaşta babalarını, ardından da dedelerini kaybettiklerini, dedelerinin vefatı üzerine miras yolu ile dava dışı şirketin hissedarı olduklarını, … Şirketin kamu borçlarını kasıtlı olarak ödemediğini, şirket mal varlığı ve gelirlerini azaltıp kendisi yararına şirketin içini boşalttığını, şirketin giderlerini ve zararlarını ise arttırdığını, şirketin mali durumunu ve ticari itibarını kötüleştirdiğini, şirket varlıkları ile gelirlerini kendi şahsi menfaatleri doğrultusunda kullandığını ve bu surette şirketin ve dolayısıyla davacıların zarar görmesine sebebiyet verdiğini, davalının uzun yıllar şirket genel kurulunu toplantıya çağırmadığını, bu nedenle uzun yıllardır şirket genel kurulunun gerçekleşmediğini, müvekkillerinin mahkemenin 2012/271 Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, bunun üzerine davalının dava dışı …. ile aynı işi yapan …. kurduğunu ve bu şirketin tek başına yöneticisi olduğunu, özen ve bağlılık yükümlülüğü ile rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini, davalının bu şirketi kurma nedeninin diğer şirketin içini boşaltmak olduğunu, davalının ilk iş olarak …. ait ….Kayıtlı …. taşınmazı …. bedelsiz ve muvazaalı olarak devrettiğini, davalının dava dışı şirketin ihtiyacı olmaması rağmen bankadan kredi kullandığını ve şirket adına bulunan taşınmazları ipotek ettiğini, davalının gelen paraları kendi menfaati doğrultusunda kullandığını, bu nedenlerle dava dışı …’nin tek başına temsile yetkili yöneticisi/müdürü olan davalı …’un, ….nin portföyünü, ….’ne aktardığını, şirketi zarar uğrattığını, dava dışı şirketteki Yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 630. maddesi uyarınca ve detayı yukarıda arz edilen haklı sebepler nedeniyle kaldırılmasını, dava dışı …. yönetiminin tedbiren mahkemece uygun görülecek bağımsız ve tarafsız bir kayyıma devredilmesine talep etmiştir.

Davalı vekili; davacıların belirttiği gibi hukuka aykırı herhangi bir durum söz konusu olmadığını, dava dışı …. ait hiçbir taşınmazın muvazaalı olarak …. satılmadığını, müvekkilinin temsilcisi ve müdürü olduğu şirketin zararda olmadığını, davacıların daha öncesinde müvekkili aleyhine davalar açtığını ve davaların lehlerine sonuçlandığını, müvekkili adına açılan davaların şirkete de zarar verdiğini, müvekkilinin …. faaliyet gösterdiğini, davacıların daha önce yine davacı konumunda taraflarına Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen tasfiye ve ortaklıktan çıkma istemli dava açtıklarını, ne var ki ortaklıktan çıkmak için söz konusu davada ortaklıktan çıkmak için tasfiye istediklerini, buna karşın müvekkili tarafından Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2014/76 esas nolu dava ile davacıların ortaklıktan çıkmaları istemiyle dava açıldığını, ancak davacıların bu davada ortaklıktan çıkma istemlerini kabul etmediğini, davacıların amacının şirketi dağıtmak olduğunu, şirketin taşınmazlarının yıllardır satılmadığını, davacıların kar payı alamadıkları iddiasının doğru olmadığını, ….yılı …. ayından bu yana davacıların….hesaplarına düzenli olarak ödeme yapıldığını, taraf vekillerinin dayandığı deliller dosya arasına celp edildiğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; dava, TTK’nın 630. maddesi uyarınca dava dışı …. … Ltd. Şti.’ndeki …’un, şirketteki yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılarak, şirketin tedbiren bağımsız ve tarafsız bir kayyıma devredilmesi talebine ilişkin olduğu, davada husumet her ne kadar, dava dışı ….’nin yetkilisi …’un şahsına yöneltilmiş ise de; yönetim yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılması şeklindeki talebin muhatabı, sonuçtan asıl etkilenecek olan ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan şirketin kendisi olduğu, yine şirkete kayyım tayin edilmesi talebi, şirket idaresinin yeniden oluşturulması talebi sonucunu da doğuracağı, şirket yetkilisinin eylemleri sebebiyle haksız rekabet, kötü yönetim, şirketin başkalarının yararına zarara uğratılması gibi iddialar ile yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılması şeklindeki talep, gerçekte ve özünde şirkete kayyım tayin edilmesi sonucunu da doğuracağı ve ortaya çıkacak sonuçtan asıl etkilenecek, şirket olacağı, eldeki davada, şirketin, davaya taraf ortaklardan başka ortakları da bulunduğu ve husumetin iddialar şahsından kaynaklanan davalı ile birlikte şirket tüzel kişiliğine veya şirket ortaklarının tamamına yöneltilmesi gerekir iken, salt davalıya yöneltilmiş olması usule uygun düşmediği, şirket tüzel kişiliğinin veya şirketin davalı dışındaki ortaklarının davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması da usulen mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira dava dışı şirketinin tek başına temsile yetkili yöneticisi/müdürü konumunda bulunan davalı …, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 613. Ve 626. maddelerinde bahsi geçen “Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü ile Rekabet Yasağı”na açıkça aykırı davrandığını, kanunun ve şirket ana sözleşmenin kendisine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmediğini ve hatta bu görevlerini kötüye kullandığını, davacılar ile davalı …, dava dışı …’nin hissedarı olduklarını, davacı müvekkillerinin dava dışı şirketin küçük hissedarı konumunda bulunduğunu, davalı … ise büyük hissedarları olduğunu ve aynı zamanda dava dışı şirketin tek başına temsile yetkili yöneticisi/ müdürü olduğunu, bu hususların dosya kapsamı ile sabit olduğunu, davacıların kağıt üzerinde hissedar görünmekle birlikte, gerek yaşlarının küçüklüğü ve gerekse kendilerine ait hissenin azlığı ve gerekse de yaşamakta oldukları maddi- manevi zorluklar nedeniyle şirketin yönetiminde, kararlarında, sevk ve idaresinde etkili olamadıklarını, o nedenle dava dışı şirketin yönetimi o günden beri davalı …’da olduğunu, bu hususların da dosya kapsamı ile sabit olduğunu, dava dışı …. tek başına temsile yetkili yöneticisi/ müdürü olan davalı …, uzun yıllardır şirket genel kurulunu toplantıya çağırmadığını, bu nedenle uzun yıllardır şirket genel kurulu gerçekleşmediğini, ancak davalı …, yasanın amir hükmünü uygulamayarak şirketi kendi keyfine ve çıkarlarına göre yönettiğini ve küçük hissedar olan müvekkillerine söz hakkı tanımadığını, hissedarlıktan kaynaklanan haklarını kullanmalarını engellediğini ve her yıl milyonlarca liralık ciro yapan şirketten müvekkillerine tek bir lira ödeme yapılmadığını, davalının iş bu şirketi kurmasındaki esas amaç ise dava dışı …. içini boşaltmak olduğunu, ayrıca davalı, dava dışı …. ait bir kısım taşınmazları da yaklaşık … yıldır, kendisine ait olan …. şirketine bedelsiz olarak kullandırdığını ve bu suretle de şirketin gelirlerini azaltıp mali durumunu kötüleştirdiğini, şirket varlıkları ile gelirlerini kendi şahsi menfaatleri doğrultusunda kullandığını ve bu surette şirketin ve dolayısıyla davacıların zarar görmesine sebebiyet verdiğini, ayrıca şirketin kamu borçlarını da kasıtlı olarak ödemediğini, şirketi ve davacıları zarara soktuğunu, davalı, dava dışı … şirketini yukarıda detayı arz edilen şekilde pasifize ettiği ve bu nedenle şirketin neredeyse hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığı dönemde, ayrıca dava dışı …. şirketin hiçbir şekilde banka kredisi kullanma gibi bir ihtiyacı da bulunmadığı halde, kendi şahsi çıkarları için dava dışı şirket üzerine milyonlarca liralık banka kredisi kullandığını ve dava dışı …. şirkete ait taşınmazları bankaya ipotek ettirdiğini, ancak dava dışı …. şirketi üzerine kullanılan bu krediden gelen para, dava dışı …. için veya onun menfaatleri doğrultusunda değil, kendi şahsi çıkarları ve kendisine ait …. Şirketinin menfaatleri doğrultusunda kullandığını, bu hususlar da bahsi geçen krediye ilişkin …. Bankası kayıtlarının yanı sıra, dava dışı …. ve davalıya ait banka hesap hareketleri ve kayıtları ile sabit olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava, limited şirket yöneticisinin haklı sebeple azli ve şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
6- Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,

Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/10/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”