Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/611 E. 2022/1492 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/611
KARAR NO : 2022/1492

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2020/434 Esas, 2021/34 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
….
DAVALI : … -…
VEKİLLERİ : Av. …

Av. …
[….] UETS
Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/01/2021 tarih ve 2020/434 Esas, 2021/34 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili aleyhine …. İcra müdürlüğünün …. Esas nolu icra takibi ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatılmış, müvekkili okuma yazma bilmediğinden ve hukuki olarak ne yapacağının bilmediğinden icra mahkemesine itiraz süresini geçirmesi nedeniyle iş bu davayı açtığını, icra takibine konu senette müvekkili borçlu olarak değil kefil olarak gösterildiğini, müvekkiline bu güne kadar herhangi bir protesto yapılmadığını, icra takiplerine konu edilen senetteki imzalar sahte olup müvekkile ait olmadığını, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcu olmadığını belirterek, davanın kabulü ile müvekkilinin icra takibinde belirtilen miktar olan …. TL miktarınca borçlu olmadığına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının senetteki imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacı aleyhinde … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına konu senede itiraz edilmediğini, davacı tarafın alacağını neye dayandığının ispat etmesi gerektiğini, davacının hukuki dayanaktan yoksun iddia ve beyanlardan ibaret olan haksız ve kötü niyetli iddialarının reddi gerektiğini belirterek; haksız hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; “… …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı icra takibine ve dava konusu senet miktarınca borçlu olmadığına karar verilmesinden bahisle dava açılmış olduğu anlaşılmıştır…Davaya konu olan senetlerdeki imzaların sahte imza olduğuna dair beyan kapsamında mahkememizce bu husus imza inkarı ve sahtelik iddiası olarak değerlendirilerek ön mesele olarak dikkate alınmış ve bu kapsamda Adli Tıp Kurum tarafından hazırlanan raporda İnceleme konusu senette , davacı … adına atılı basit tersimli imzalar ile …’un mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’un eli ürünü olmadığı açıkça belirlenmiştir. Elde edilen sonuca göre , Mahkememizce 6100 sayılı HMK’nın 208 ve devamı maddeleri uyarınca sahtelik iddiaları kapsamında yapılan inceleme sonucunda, Davacı …’un , davalı …’a, …İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı icra takip dosyası ve dayanağı olan … Ödeme, …. Düzenleme tarihli Keşidecisi …, avalisti … olan, …TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen hükmün açıkça usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taraflarınca kabulü mümkün olmayan bilirkişi raporunun esas alınarak yerel mahkemece hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu olan senetteki imzaların sahte olup olmadığının tespit edilmesi için bilirkişi görüşüne başvurulduğunu, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Fiziki İhtisas Dairesi’nin … tarihli bilirkişi raporunun eksik ve hatalı inceleme sonucu tanzim edildiğini, davacı tarafın imza ve yazı örneklerinin celbini talep ettikleri kurumlardan gerekli belgeler gelmeden davaya konu senedin Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğini, raporda görüleceği üzere inkar edilen imzanın atıldığı tarihten çok öncesinde düzenlenen belgeler üzerinde inceleme yapıldığını, fakat sağlıklı bir sonuç alınabilmesi için inkar edilen imzanın atıldığı tarihten mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenmiş olması gerektiğini, söz konusu raporda davacının imzalarını taşıyan belgelerin fotokopisi üzerinden imza incelemeleri yapıldığını, yerleşik Yargıtay uygulamasında istikrar bulan kararlara göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılmasının mümkün olmadığını, bu sebeple imza incelemesine esas alınan borçlunun uygulamaya elverişli imzalarının bulunduğu belge asıllarının getirtilerek incelemenin bunlar üzerinden yapılması gerektiğini fakat hükme esas alınan raporda mukayese edilen belgelerin çoğunun fotokopi olduğunu, bu hususun bilirkişi raporunun yanıltıcı ve hatalı bir şekilde tanzim edilmesine sebep olduğunu, söz konusu raporların anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olmasının yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından kesin kanaat bildirmeyen mevcut raporlara göre sonuca gidilemeyeceğini, hal böyle iken yerel mahkemece başka bir kurumdan imza incelemesi taleplerinin ve tüm bu beyanlarının göz ardı edilerek hüküm kurulmuş olmasının açıkça usul yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, açıklanan bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile, söz konusu kararın istinaf sebepleri doğrultusunda kaldırılmasını, dosyanın Güzel Sanatlar Fakültesi olan bir üniversiteye gönderilerek yeniden imza incelemesinin yapılmasına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, takip dayanağı bono üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmektedir. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 16/10/2019 tarihli, 3797 sayılı raporunda bono üzerindeki imzanın kuvvetle muhtemel …’un eli ürünü olmadığı belirtilmiş, kesin bir kanaat bildirilmemiştir. Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan inceleme sonucu verilen raporda kesin bir kanaate ulaşılamamasına rağmen mahkemece imzanın davacının eli mahsulü olmadığına ilişkin değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.( Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/11466 Esas, 2016/8402 Karar sayılı kararı)
6100 sayılı HMK’nın 211. Maddesinde imza incelemesinin yapılma usulü;
“Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/1236 Esas, 2019/12073 Karar sayılı kararında da;”…Özetlemek gerekir ise, imza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır.” denilmiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen yöntemle davacının yazı ve imza örneklerinin temininden sonra, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi’nden seçilecek grafoloji dalında uzman bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2021 tarih ve 2020/434 Esas, 2021/34 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”