Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/588 E. 2022/1498 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/588
KARAR NO : 2022/1498

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2019/632 Esas, 2020/625 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
.
Av. …
.
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
.
Av. …
.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Taraflar arasında görülen davada GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnce verilen 06/10/2020 tarih ve 2019/632 esas, 2020/625 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin, 2000 yılı ile 2007 yılları arasında … Gazetesinin imtiyaz sahibi olarak ticari faaliyet gösterirken, dava dışı matbaacı ……’a 2004 – 2005 yıllarında gazete basım işi karşılığında peyder pey senet ve çek verdiğini, bedellerin 1.000 YTL ile 5.000 YTL arasında değiştiğini, müvekkilinin dava dışı ….’a olan güveninden dolayı borcu olmamasına rağmen, matbaa işinden doğacak borçları için önden bir kısım senetleri verdiğini, ancak bir mal veya para almadığını, senetin bedelsiz olduğunu,…. İcra Müdürlüğünün .. sayı icra takibine konu senedin de müvekkilinin belirtilen dönemlerde dava dışı …… isimli şahsa verdiği senetlerden olduğunu, ancak müvekkilinin verdiği bu senedin bedelinin 103.000 TL olmayıp, 3.000 YTL olduğunu, senedin bedelinde ve bedel kaydında tahrifat yapıldığını, malen kaydının nakten yapılarak tahrif edildiğini, öte yandan senedin düzenlenme, vade tarihleri ve diğer kısımlarının sonradan doldurularak takibe konu yapıldığını, senedin zamanaşımına uğradığını belirterek takip konusu 10/03/2016 tanzim, 25/07/2018 ödeme tarihli, 103.000,00 TL bedelli bonodan dolayı dolayı borçlu olmadığının tespitini, kötü niyetli davalı aleyhine asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı alacaklının takipten vazgeçerek senedi icra dairesinden geri aldığı, mahkemece yazı incelemesine esas olmak üzere celbi için muhtıra çıkartılmasına rağmen ibrazdan kaçınıldığı, tahrifat iddiasına nazaran davalının iddia edilen aşkın bedel yönünden alacaklı olduğunu ispatlayamadığı, davacının senede sonradan eklendiğini iddia ettiği 100.000,00 TL yönünden borçlu olmadığı ve 3.000-TL yönünden ise borçlu olduğu, davalı ciranta hamilin kötü niyeti ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü ile adı geçen bonoda 100.000,00 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığına, 3.000 TL açısından ise davanın reddine, kötü niyet ispatlanamadığından tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, senedin bedel kısmında tahrifat yapıldığını, davalının müvekkilinden 3.000,00 TL yönünden de alacaklı olduğuna dair delil ibraz edemediğini, davalının kendisine ödeme yapılmamasına rağmen icra dosyasından feragat edip senet aslını geri alarak eldeki dava dosyasına da sunmamasıyla kötü niyetini açıkça ortaya koyduğu için davalı aleyhine kötüniyet tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın kısmen reddi ve kötüniyet tazminatı talebinin reddi yönündeki hükmün kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, senet metnindeki tahrifat iddialarına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraf vekilleri tarafından istinaf dilekçesi sunulmuş, davalı aleyhine 100.000,00 TL yönünden hüküm verildiğinden bu miktar üzerinden nispi istinaf harcı yatırılması gerekirken maktu harç yatırılmak suretiyle eksik harç yatırıldığı, davalı vekiline istinaf harcını ikmal etmesi için muhtıra çıkartıldığı, davalı vekilinin süresi içinde eksik harcı tamamlamaması sebebiyle 29/03/2021 tarihli ek karar ile davalının istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, davalı tarafından işbu ek kararın istinaf kanun yoluna getirilmediği anlaşılmıştır. Hal böyleyken, sadece davacı yanın istinaf sebeplerinin incelenmesi ile yetinilmesi gerekmiştir.
Davacı yan, ilk derece mahkemesince 100.000,00 TL açısından davanın kabulüne karar verilmişse de bunun üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin eksik ve hatalı olduğunu beyan ederek istinaf sebebi yapmıştır. Davalının kendisine ödeme yapılmamasına rağmen icra dosyasından feragat edip senet aslını geri alarak, eldeki dava dosyasına da inceleme için sunmamasıyla kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu ileri sürmüşse de, salt takipten vazgeçmiş olup senedi geri iade almak kötü niyeti tek başına ortaya koymamaktadır. Davalı …, adı geçen senette ciro yoluyla temlik alan son hamil olduğuna göre davacı keşideci … ile dava dışı lehtar ….arasındaki bedel yönünden tahrifat iddiasından haberdar olduğunun ve zarar verme kastıyla hareket ettiğinin ispatlanması gerekir. Ancak dosyada bu yönde herhangi bir iddia ve ispat vasıtası mevcut olmadığından ilk derece mahkemesinin kötü niyet tazminatının reddine ilişkin gerekçesi ve kararı yerindedir. Bu yöne ilişkin davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir.
Davacı vekili bir diğer istinaf sebebi olarak 3.000,00 TL açısından da menfi tespit davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, senet aslı sunulamadığından borçlu olmadıklarının tespiti yönünde karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. TTK’nın 748. maddesi gereğince bono metninde yapılan düzeltmeye imza koyan kişiler değişmiş metin uyarınca ve düzeltmeden önce imzasını koyanlar ise eski metne göre sorumlu tutulurlar. Bir başka söyleyişle, senette tahrifat halinde tahrifattan evvel imzası bulunanlar önceki haline göre sorumlu olmaya devam edecektir. Somut olayda davacı yan bonodaki imzaya itiraz etmediği gibi dava dilekçesinin açıklama kısmında açık bir şekilde bono bedelinin 103.000,00 TL değil 3.000,00 TL olduğunu belirterek bu yöndeki açık kabulünü ortaya koymuştur. Kambiyo senedi 3.000,00 TL açısından geçerliliğini korumaya devam edeceğinden illetten soyut kambiyo senetlerinde ispat külfetinin davalı alacaklıda olduğundan söz edilemez.
Davacı vekili her ne kadar gerek dava gerekse de istinaf dilekçelerinde senette para birimi olarak YTL ibaresi geçtiğinden bahisle keşide tarihi 10/03/2016 tarihinde YTL biriminde bono keşide edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tanzim tarihinin anlaşmaya aykırı olarak zaman aşımından kurtulmak amacıyla ileri tarihli doldurulduğunu dermeyan etmişe de, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının HMK’nın 200. maddesi gereğince (2016 yılı itibariyle 2.500 TL senetle ispat sınırı uyarınca) yazılı delille ispatı gerekir. Ancak bu yönde davacı vekilince herhangi bir ispat vasıtası dosyaya sunulmuş değildir. Kaldı ki, senet metninin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası davacı keşideci ve dava dışı lehtar arasındaki temel ilişkiden doğan şahsi def’ilerden olup bunun davalı üçüncü kişi hamile karşı ileri sürülebilmesi için TTK’nın 687. maddesi gereğince bile bile borçlu zararına hareket etmiş olduğunun da ispatı gerekir. Bu nedenlerle, reddolunan 3.000,00 TL bedelli bu kısım açısından da istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”