Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/575 E. 2022/1580 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/575
KARAR NO : 2022/1580

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2021
NUMARASI : 2020/274 E., 2021/33 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. … -..
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/274 Esas, 2021/33 Karar sayılı dosyasında verilen 13/01/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, …. kredi kullandığını, davalı bankanın borcunu ödemeyen kredi borçluları, kefilleri ve müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, kooperatifin sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini belirterek, müvekkilinin … İcra Dairesi’nin …….esas sayılı dosyalarına konu edilen borçlardan şahsen borçlu ve sorumlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, “…davacı tarafın ilgili kooperatifin başkan yardımcısı olarak görev yaptığı, bahsi geçen kredi sözleşmelerinin kooperatif adına imzalandığı, kooperatiflerin yöneticilerinden ayrı tüzel kişiliğe haiz oldukları, yöneticilerin kooperatif adına yapmış oldukları işlemlerden dolayı bireysel sorumluluklarının olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının, davalı tarafa bireysel olarak borçlu ve sorumlu olmadığının tespitine” karar verilmiş, davacı vekili ve davalı vekilinin kararı istinaf ederek dosya Dairemize gelmiş olup, Dairemizin 2018/1554 Esas, 2020/68 Karar 16/01/2020 tarihli kararı ile; “…Dava şartı da olması itibariyle, göreve dair düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Görev konusunda kazanılmış hak da sözkonusu olmaz. Mahkeme, bir dava şartı olarak ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. ..Uyuşmazlık, genel tarımsal kredi sözleşmesine dayanmakta olup, ticari niteliktedir. İlk derece mahkemesince görevli olduğu zannı ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Genel tarımsal kredi sözleşmesinin ticari nitelikte bulunması nedeniyle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanında kaldığı, Gaziantep ilinde müstakil Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin bulunduğu anlaşıldığından, davaya konu uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine girdiği dikkate alınarak mahkemece, göreve dair dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi kararı ile verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Anılan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin diğer sebepler incelenmeksizin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK nın 353/1-a/4, 362/1-c maddeleri uyarınca kaldırılarak, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; “…Ayrıca belirtmek gerekirse, dava dilekçesi içeriğinden ve de dosyadaki beyanlardan, davacının talebinin borçsuzluğun tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu, başkaca taleplerinin bulunmadığını, hatta istirdat vb. dava haklarını saklı tuttuklarını belirtmeleri esasen de davanın takip dosyası kapsandıktan sonra açılmış olması (menfi tespit davası devam ederken bir ödemeden bahsedilmesinin mümkün olmaması) karşısında davanın istirdat davası olarak görülmesi de mümkün olmamıştır. Tüm bu durumlar karşısında da, davanın reddine ve açılmamış sayılmasına karar verildiğinden davacının kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiş, İİK’nın 72. Maddesinde belirtilen koşulların oluşmaması nedeniyle davalı lehine tazminata hükmedilmemiş, davanın usulden reddine ve açılmamış sayılmasına karar verildiğinden davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş ve neticeten aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 1-Davacının ……. İcra Müdürlüğü’nün…. esas, ……esas, … esas ve … esas sayılı dosyaları ve bu dosyalara konu edinen sözleşmeler nedeniyle borçlu olmadığı talebi ile açtığı davanın reddine, 2-Davacının dava dilekçesindeki diğer talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına, 3-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 4-Davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinde dosya için görevsizlik sebebiyle usulden bozma kararı verildiğini, esas yönünden haklılıklarını kabul ettiğini, ilk derece mahkemesince bozma kararına uyulduğu ancak esas yönünden farklı bir karar verildiğini, bu davanın açıldığı tarihte devam eden icra takiplerinin ve müvekkilinin yönetiminde olduğu kooperatifin diğer 50 adet üyesinden dolayı gelebilecek icra takiplerinden sorumlu olmadıklarının tespiti ve hali hazırdaki icra takiplerinden şahsen sorumlu olmadıklarının tespiti bakımından eldeki davayı açtıklarını, 28.11.2014 yılında açtıkları bu dava sonrası 5 yıllık zamanda davalı taraf diğer kooperatif üyeleri için müvekkilinin şahsi sorumluluğuna giderek icra takibi başlatmadığını, bu nedenle duruşma esnasında diğer başlatılması muhtemel takiplerden davalının, dava sonucu vazgeçmesine müteakip sadece müvekkilinden 4 adet tahsil edilen dosya üzerinden devam ettiklerini, henüz başlatılmamış takipler bakımından davanın amacına ulaştığını, ayrıca 2014 yılında söz konusu icra dosyaları için ödemenin müvekkili tarafından harici olarak yapıldığını, davanın 2014 yılından açıldığını, bu ödeme sebebiyle davanın, verdiğini geri isteme yani istirdat davasına resen dönüştürülmesi gerektiğini, davanın borç ödendiğinden istirdat davasına yani verdikleri geri isteme haklarının kullanmalarına dönüşmeli dosyalara yapılan ödemelerin bankadan istenilerek ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesine karar verilmesi gerektiğini, lehlerine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, dava dışı …. ile davalı banka arasında imzalanan tarımsal kredi sözleşmesine, kooperatifin yönetim kurulu başkan yardımcısı sıfatı ile imza atan davacının da içinde bulunduğu borçlular aleyhine, davalı banka tarafından başlatılan …… İcra Dairesi’nin …… esas sayılı icra dosyaları nedeniyle davacının şahsen borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, davacının tüm taleplerinin gerekçeli kararda karşılandığı, davacının iddia ettiği şekilde icra dosyalarına yaptığı bir ödemenin bulunmaması nedeniyle istirdat talebinin yerinde olmadığı, dava tarihinden önce, icra takip dosyalarının vazgeçme nedeniyle kapandığı, kötüniyet tazminatı talebinin şartlarının oluşmadığı, açıklanan nedenle kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2022


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”