Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/572 E. 2022/1579 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/572
KARAR NO : 2022/1579

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : .
ÜYE :.
ÜYE : .
KATİP :.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2021
NUMARASI : 2020/637 E., 2021/124 K.

DAVACI :.
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av. .
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2020/637 Esas, 2021/124 Karar sayılı dosyasında verilen 19/02/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin…. plakalı ford çekicisine davalı şirket ile.. başlangıç… bitiş tarihli … TL teminat limitli….poliçe nolu yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigortası abonman sözleşmesi imzaladıklarını, ilgili poliçenin davalı şirketin …. nolu acentesi olan..’nden düzenlendiğini, müvekkiline ait olan ….. plakalı çekicide bulunan ..nolu konteyner ve konteyner içerisinde bulunan konsantre meyve sularının ….tarihinde Adana otoban istikametinde damlama mevkinde yandığını, yangın sonucunda müvekkilinin aracında bulunan yüklerden 3. Kişi … A.Ş.’ye ait olan.. konteyner ve konteynerin içinde 3. Kişi …ait olan diğer bir yük konsantre meyve sularının yandığını, olay sonucunda..plakalı … çekicisinde bulunan 3. Kişilere ait yüklerden konteyner onarım bedeli 89.268,00 TL ve konsantre meyve suları toplamı 103.760,85 TL olmak üzere toplam 193.028,85 TL hasarın oluştuğunu, hasar sonucu davalı şirket tarafından zarar gören ………Arabuluculuk Bürosuna yapmış oldukları başvurunun anlaşma sağlanamaması nedeniyle anlaşmama tutanağının düzenlendiğini ileri sürerek davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, ödeme yapılıp yapılmadığının ispat edilmesi gerektiğini, emtiada meydana gelen hasara ilişkin davacı tarafa ödeme yapıldığını, davacı tarafın imzaladığı kayıtsız şartsız ibraname ile 113.257,20 TL bedelin ödendiğini, talep konusu konteyner onarım bedelinin müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, konteyner bedelinin poliçe teminatı kapsamında olsa idi bu hususun poliçeye devcedilip hayli yüksek bedelli konteynere ilişkin ek prim alınmasının gerekli olduğunu, dava konusu taleplere ilişkin sorumluluğun TTK 882/2 uyarınca tazminatın eksik brüt ağırlığın kilogram başına 8,33 özel çekme hakkını aşmayacak şekilde olması gerektiğini, taleplerin yargılamaya muhtaç olduğunu icra inkar tazminatına hükmedilmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Rizikonun gerçekleşme şeklinin çekiciye bağlı konteyner ve konteynerin içinde bulunan emtianın taşıma sırasında çıkan yangın nedeniyle zarar gördüğü şeklinde olup, konteyner içindeki emtiaya yönelik zararın ödendiği noktasında da çekişme bulunmamaktadır. Çekişme konteynerin uğradığı zararın teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İlgili sigorta poliçesi incelendiğinde sigortacı sorumluluğunun sigortalının nakliye olarak taşıdığı emtianın taşıması sırasında zarar görmesi durumunda uğranılan zararın tazmininden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu konteynerin teminat kapsamında olup olmadığı değerlendirmesi yapılarak çekişme giderilecektir. İlgili sözleşme maddeleri yorumlandığında davacı sigortalının korunmasını istediği eşya bir yerden bir yere taşıdığı bir veyahut birden fazla 3.kişilere ait eşyalardır. Bu eşya bir yerden alınıp başka bir yere nakil edilecektir. Dava konusu konteyner ise 3. Kişiye ait olmasına karşın bu durumun nedeni sigortalı taşıyıcının ilgili nakliye işini gerçekleştirmek için gerekli olan ödünç, kira gibi bir nedenle zilyetliğinde bulundurduğu eşyadır, yoksa nakliyesini yaptığı bir eşya değildir. Eğer konteyner taşıma sözleşmesine dayanan nedenle bir yerden bir yere tek seferliğine taşınan bir eşya olsa idi sigorta kapsamında olup olmadığı değerlendirebilecekken davamızda böyle bir durum söz konusu değildir. Dava konusu talep ilgili sigorta sözleşmesine göre şaşırtıcı bir durum ortaya koymaktadır. Sırf taşımanın yapılması araca bağlı tüm taşınan eşyaların sigortalanmış sayılması manasına gelmeyecektir. Geniş yorumlandığında çekice ait tekerleğin 3.kişiden ödünç alınıp taşıma sırasında patlaması nedeniyle sigortalı eşya sayılması, taşıma işinin gerçekleşmesi için gerekli konteynerin 3. Kişiden alınıp (kira, ariyet vs sözleşmesine dayanan) taşıma sırasında zarar görmesi nedeniyle sigortalı eşya sayılması kadar zorlama bir yorum metodudur. Davacı istisna olarak sayılmadığı savunmasında bulunmuş ise de istisnaların olaya uygun olması gerekir. Örneğin taşınan eşyanın sigortalandığı ancak yangın durumunun istisna olarak sayılmaması yangın durumunun da riziko kapsamında olduğu izahten vareste olacak iken durumla tamamen bağımsız taşıyıcının evinde meydana gelen taşıma sırasındaki zararın sırf poliçede istisna edilmedi diyerek talep konusu edilmesi yukarıda da değinildiği gibi uygunsuz, şaşırtıcı talep olarak değerlendirilecektir. Bu halde dava konusu talep ile ilgili sözleşme bulunmamaktadır. Poliçe kapsamında olmayan talebin karşılanması mümkün olmayıp davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkiline ait olan 33 DZL 65 plakalı ford marka çekicide bulunan konteyner ve konteyner içerisindeki konsantre meyve sularının yanması sonucu meydana gelen zararın talebine ilişkin uyuşmazlıkta, davalı tarafın sadece konteyner içerisindeki konsantre meyve sularının poliçe teminatı kapsamında bulunduğunu, konteynerin ise teminat kapsamında bulunmadığının iddia edildiğini, müvekkiline ait olmayan yük kapsamında olan ve 3. kişiye ait olan konteynerin uğradığı zararda teminat kapsamında olduğunu, buna rağmen mahkemece hukukun ve kanunun açık maddesine aykırı şahsi yoruma göre karar verdiğini, yerel mahkemenin ilgili olayı şaşırtıcı bularak kendi yorumu ile karar verdiğini, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11/4 maddesinde sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde kapsam dışı bırakılmış risklerin açıkça belirtildiği, belirtilmemiş olan riskler teminatın kapsamında sayılır denildiğini, belirtilen hükmün emredici norm niteliğinde olduğunu, somut olayda taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesinde kapsam dışında bırakılan risklerin sayfalarca belirtildiğini, kapsam dışında bırakılan riskler arasında ise yükün içinde yük taşınamayacağı veya olayı kapsayan bir maddenin bulunmadığını, poliçede içinde yük olan konteynerin belirtilmemiş olduğunu, konteynerin poliçe teminatı kapsamında bulunduğunun mahkeme tarafından yapılacak değerlendirme neticesinde görüleceğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararda somut olaya ilişkin geniş yorumda bulunduğunu, olayda zarar gören müvekkiline ait olmayan yük kapsamında bulunan konteynerin göreceği zararların poliçe teminatı kapsamı dışında bırakılmadığını, zarara uğrayan konteynerin onarım bedelinin müvekkili şirkete fatura edildiğini, ön inceleme duruşmasında hüküm verilmiş bulunduğunu, duruşma zabıtlarının incelendiği takdirde birinci celsede davalı vekiline ön inceleme duruşma davetiyesi gönderilmesine hükmedildiği, ikinci celsede ise ön inceleme duruşmasının yapıldığının görüleceğini, ikinci celsede yani ön inceleme duruşmasında ise davanın reddine karar verildiğini, yerel mahkemece dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmettiğini, somut uyuşmazlık hakkında yapılan yargılamada ön inceleme duruşmasında hüküm verildiği takdirde tam değil yarı oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin tam vekalet ücreti ödenmesine yönelik kararının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, sigorta sözleşmesine konu emtianın içerisinde taşındığı konteynırın poliçe teminat kapsamında olmadığı, açıklanan nedenle kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2022

..
Başkan

e-imzalıdır
..
Üye
..
e-imzalıdır
..
..
e-imzalıdır
.
Katip
.
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”